WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğü'nün 2018/45398 Esas sayılı dosyasında müvekkili aleyhine takip başlatıldığını, alacaklı tarafın icra dosyası düşen ve zamanaşımına uğrayan alacak ile ilgili tekrar takibe geçtiğini, asıl alacak bakımından 6 sıfır silinmeden esas takibe geçildiğini, ödeme emrinin müvekkiline tebliğ edilmediğini ve usulsüz olarak muhtara bırakıldığını, postacının haber kağıdı bırakmadığını, komşulara da haber vermediğini, takipten 23/07/2019 tarihinde haberdar olduklarını, ayrıca müvekkilinin babasını sürekli hastaneye götürdüğünü, daha sonra hastaneye yatmış olması nedeni ile refakatçılık yaptığını, borca ve faize itiraz ettiklerini, takibin zamanaşımına uğradığını, bu nedenle gecikmiş itirazda bulunduklarını söyleyerek gecikmiş itirazın kabulüne, usulsüz tebligata dayalı takibin ve ödeme emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir....

Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren yedi gün içerisinde ...... mahkemesine yapılması zorunludur. Somut olayda, borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz yapıldığını ileri sürerek 23.03.2016 tarihinde şikayet yoluyla ...... mahkemesine başvurduğu ve usulsüz tebligattan 18.03.2016 tarihinde haberdar olduğunu beyan ettiği anlaşılmaktadır. Öte yandan, borçlunun ödeme emri tebligatından daha önce haberdar olduğu alacaklı tarafça iddia ve ispat edilmediği gibi ...... dosyasında da bu yönde bir belge ve bilgi bulunmamaktadır....

    A.Ş. vekili tarafından borçlu aleyhine, kredi kartı sözleşmesine dayalı olarak ilamsız takibe başlandığı, ödeme emrinin 13/10/2001 tarihinde bila tebliğ iade edildiği icra dosyası alacağını devralan temlik alacaklısı Mevduat Sigorta Fonu A.Ş. vekilinin 28/06/2013 tarihli yenileme talebi ile, icra dosyasının yeni esasa kaydı yapılarak takibin yenilendiği ve borçluya yenileme dilekçesi ve ödeme emrinin 02/11/2013 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun tebligattan önce 31/10/2013 tarihinde borca itiraz ettiği icra müdürlüğünce 07/11/2013 tarihinde ödeme emrinin tebliğ tarihine göre itirazın süresinde olması halinde takibin durdurulmasına karar verildiği, alacaklı vekilinin talebi ile 27/06/2014 tarihinde borçlu adına kayıtlı araçlar üzerine haciz konulduğu, borçlunun şikayeti üzerine mahkemece; süresinde yapılan itiraz nedeniyle takibe devam edilmesinin ve haciz işlemi yapılmasının usulsüz olduğu belirtilerek şikayetin kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu'nun...

      ile usulsüz tebliğ işlemine dayanılarak yapılan haciz işlemlerinin iptaline ve takibin durdurulmasına, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      sürece muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi, tebliğ tarihi kabul edilecek olmakla mahkemece usulsüz tebligat şikayeti ile TK'nun 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin haberdar olunan 04/06/2021 tarihi olarak tespitine ve düzeltilmesine ilişkin kararda bir isabetsizlik bulunmamasına, birleşen 2021/161 Esas sayılı dosya yönünden yapılan incelemede Nazilli İcra Müdürlüğü'nün 2020/1992 Esas sayılı dosyasının 7 örnek ilamsız icra takibine ilişkin olduğu, usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne karar verilmiş ve tespit edilerek 04/06/2021 tarihi olarak düzeltilen ödeme emri tebligatı üzerine borçlunun yasal süresi içinde 09/06/2021 tarihinde borca ve takibe itiraz etmesi üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği, kesinleşmeyen takipte haciz kalkmakla meskeniyet iddiasına dayalı davanın konusuz kaldığına ilişkin kararda bir isabetsizlik bulunmadığının anlaşılmasına, Nazilli İcra Müdürlüğü'nün 2020/4485 Esas sayılı takip dosyası yönünden ise, davacı borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunabilmesi...

      Somut olayda ise borçluya usulsüz de olsa tebliğ edilmiş bir ödeme emri bulunmadığından 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 32.maddesinin uygulanma imkanı yoktur. Ayrıca Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre borçluya ödeme emri tebliğ edilmemiş olsa bile alacaklının takibi ve uyuşmazlığı sürdürme iradesinin bulunması halinde itiraz hakkının bulunduğu kabul edilmektedir. Şu hale göre borçluya tebliğ edilmiş bir ödeme emri bulunmadığından, şikayeti İİK.nun 168/3.maddesinde öngörülen yasal sürede olup, şikayetin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken istemin süre aşımı nedeniyle reddi doğru değildir....

        İİK'nın 65. maddesinde "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir. Ancak borçlu, maniin kalktığı günden itibaren üç gün içinde, mazeretini gösterir delillerle birlikte itiraz ve sebeplerini ve müstenidatını bildirmeye... mecburdur" hükmüne yer verilmiştir. Anılan hükmün uygulanabilmesi için borçluya, tebliğin usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın kendisinden kaynaklanmayan bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması gerekir. Bir başka anlatımla gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebliğin varlığıdır. Bu nedenle davacı usulsüz tebliğ şikayetinde bulunmasa dahi -ki bu dosyada usulsüz tebliğ şikayeti de bulunmaktadır- öncelikle borçluya ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği araştırılmalı ve tebliğ usulüne uygun kabul edildiği takdirde borçlunun gecikmiş itirazı incelenmelidir....

        Sokak No: 10/A İç Kapı No: 7 Hendek/Sakarya" adresine gönderildiğini, ancak tebligatın yapılamadan iade edildiğini, tekrar İcra Müdürlüğünce 08/04/2019 tarihinde çıkarılan ödeme emrinin Tebligat Kanununun 21/2 maddesine göre 24/08/2019 tarihinde muhtara bırakılmak suretiyle tebliğ edildiğini, tebliğ zarfı üzerinde Mernis şerhi olmadığından yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, yapılan icra takibinde borca, faize ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini beyanla icra takibini öğrenme tarihinin 26/09/2019 olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; şikayetçi vekilinin dosyaya sunduğu Yargıtay kararlarının, Tebligat Kanunu 21/2 maddesi uyarınca yapılan tebligatlara ilişkin olduğunu, ancak yapılan tebligatın Tebligat Kanunu 21/1 maddesi ile Yönetmeliğin 30. maddesi uyarınca usulüne uygun olarak yapıldığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

        Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Borçlunun icra mahkemesine başvurarak, takibe ilişkin gönderilen ödeme emrinin usulsüz olarak tebliğ edildiğini ileri sürerek, usulsüz tebligatın öğrenme tarihinin 01.12.2016 olarak kabulüne, tebliğ memuru işleminin iptali ile borca itirazlarının kabulünü talep ettiği, ..........

          Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece tebligatın usulsüzlüğünün kabul edildiğini, tebliğ tarihi 05.11.2020 olarak düzeltilmiş ancak borca itirazlarının haksız olarak reddedildiğini, Mahkemece kabul edilen tebliğ tarihi sürecinde COVİD-19 salgınından kaynaklı çalışma koşullarında oluşan değişiklikler ve zor şartlar nedeniyle icra dairesine bildirimde bulunulamadığını ve borca itiraz için mahkemeye başvurulduğunu, Yerel mahkemece verilen borca itirazlarının reddi sonucunda ve mahkemece belirlenen tarih itibariyle icra dairesine bildirimde bulunma süresi geçmiş olduğundan müvekkili borçlu haksız yere borçlusu olmadığı bir icra dosyası için mağduriyet yaşayacağını, mevcut davanın süresi içerisinde açıldığı ve tebligatın usulsüz olduğu ortadayken içinde bulundukları pandemi sürecinde gerçekleştirilemediği bir aşamadan dolayı müvekkilinin haksızlığa uğratılması hak arama hürriyetine aykırı olduğunu, somut olayda da tebligatın usulsüz olduğu, itiraz süresi içerisinde mahkemeye...

          UYAP Entegrasyonu