"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlu aleyhinde başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, şikayetçi borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvuruda ödeme emri tebliatının usulsüz olduğunu, tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesi şikayeti ile birlikte borca ve imzaya itirazda bulunduğu görülmektedir.Mahkemenin öncelikle ödeme emri tebligatı usulsüzlüğü şikayetini incelemesi, tebligatın usulsüz olduğu ve öğrenme tarihine göre İİK'nun 16. maddesinin birinci fıkrasına göre süresinde şikayet yapıldığını tespit etmesi halinde tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesi...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takibe karşı borçlunun, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, alacaklıya borcu olmadığını, işletilen yıllık % 27 ticari faizin hatalı ve fahiş olduğunu, bonoda çift vade bulunduğunu ileri sürerek ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi, takibin ve ödeme emrinin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği, ancak beyan edilen öğrenme tarihine göre süresinde yapılan borca itirazın ise ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği...
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, usulsüz tebliğ şikayetinin reddine, davacının borca itiraz ve şikayetlerinin süre aşımından reddine karar verilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ''Taleple Bağlılık İlkesi'' başlıklı 26. maddesinin birinci fıkrasında; ''Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir'' hükmüne yer verilmiştir. Aynı Kanun'nun 25. maddesi hükmüne göre de; hakim, şikayet dilekçesinde bildirilen vakıalarla bağlı olup; ileri sürülmeyen vakıaları kendiliğinden gözetemez. Eldeki davada, davacı borçlu İİK'nın 16. maddesi kapsamında usulsüz tebligat şikayeti ve hacizlerin kaldırılması talebi ile icra mahkemesine başvurduğu halde mahkemece davacının borca itiraz ve şikayetlerinin süre aşımından reddine karar verilerek yukarıda belirtilen yasal düzenlemeye aykırı olarak başka bir şeye karar verilmek sureti ile karar verilmesi yerinde değildir....
Davacı tarafından usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte takip konusu bononun bedelsiz olduğu belirtilmek suretiyle borca itiraz edilmiştir. Mahkeme usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile ıttıla tarihinin 11/04/2017 tarihi olarak tespitine, borca itirazın reddine karar vermiş olup, davacı tarafından borca itiraz yönünden istinafa başvurulduğundan istinaf incelemesi borca itiraz yönünden değerlendirilmiştir. 6102 Sayılı TTK'nın 776 maddesinde bononun yasal unsurları düzenlenmiştir. Takibe konu bonoda davacı borçlunun keşideci olduğu, alacaklının lehtar olduğu, bononun kambiyo senedi vasfına haiz olduğu, alacaklı tarafından senedin boş olarak verildiği ve TKHK'nu kapsamında verildiğine yönelik iddiası yazılı olarak ispatlanamadığından mahkemece borca itiraz yönünden davanın reddine karar verilmesi hukuken yerindedir. Tüm bu nedenlerle davacının istinaf talebinin HMK 353/1- b-1 maddesi uyarınca Esastan Reddine dairemizce oy birliği ile karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
nun 355. maddesi hükmüne göre istinaf incelemesinin bu yönde sunulan dilekçede belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılması ancak kamu düzenine aykırılık görülmesi halinde bu hususun re'sen gözetilmesi gerektiği dikkate alınarak davacı vekilinin istinaf sebeplerinin değerlendirilmesinde; İlk derece mahkemesince davanın sadece usulsüz tebliğ şikayeti olarak nitelendirildiği ve bu şikayete ilişkin değerlendirme yapılıp hüküm kurulduğu görülmektedir. Dairemizce dava dilekçesinin incelenmesi sonucunda HMK 33. Maddesi gereği yapılan nitelendirmede; davacının başvurusunun usulsüz tebliğ şikayeti yanında borca ve imzaya itiraz ile hacizlerin kaldırılması olduğu, davacının dava dilekçesinin 4. Sayfasının 3. Maddesinde açıkça kambiyo senedindeki davacıya imzaya ve borca itiraz ettiği belirlenmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte, borçlu tarafından icra mahkemesine yapılan başvuruda, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile birlikte itfa iddiasına dayalı olarak borca itiraz edildiği; mahkemece 14.12.2015 günü, dosya üzerinden verilen kararda borçlunun usulsüz tebliğ şikayeti kabul edilerek ıttıla tarihi olan 11.11.2015 tarihinin tebliğ tarihi olarak düzeltildiği, borca itiraz hakkında herhangi bir karar verilmediği, iş bu kararın borçlu tarafından temyiz edilmeksizin sadece tavzih talebinde bulunulması üzerine bu defa...
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 19/11/2021 tarih 2021/1100 E. - 2021/1337 K. sayılı sayılı kararında usulsüz tebligat şikayeti ve borca itiraza yönelik istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE, Davacı borçlunun Ankara 12....
İcra Ceza Mahkemesi'nin 2018/533 esas sayılı dosyasında takibe konu 3 adet çek bakımından karşılıksız çek suçundan cezalandırılması talebinde bulunulduğu, ceza dosyasına sunulan şikayet dilekçesinde çeklerin tahsili amacıyla başlatılan takibe ilişkin takip dosya numarası ve icra dairesinin gösterildiği, ancak ceza davası şikayet tarihi itibariyle takip dosyasından borçluya henüz bir ödeme emrinin tebliğ edilmemiş olduğu, borçluya usulsüzlüğü ileri sürülen tebligatın daha sonra 24/09/2018 tarihinde tebliğ edildiği, dolayısıyla bu tarihten önce ceza dava dosyası ile takipten haberdar olduğunun kabul edilmesi durumunda dahi, henüz usulsüz de olsa bir tebliğ işlemi olmadığından usulsüz tebliğ işleminden haberdar olduğu söylenemez. Ödeme emri tebliğinden önce de borca ve imzaya itiraz süresi başlamaz. Borçlu ancak bir tebliğ işleminden sonra usulsüz tebliği şikayet konusu yapabilir....
Somut olayda, borçlular vekilinin icra mahkemesine -usulsüz tebliğ şikayeti dışındaki- başvurusu (teminat iddiası), İİK.nun 168/5. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olup, itirazın incelenmesi aynı Kanunun 169/a maddesi gereğince duruşmalı olarak yapılmalıdır....
İİK'nun 65. maddesinde koşulları belirlenen gecikmiş itiraz, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması halinde, muhatabın bir engel nedeni ile süresi içinde takibe itiraz edememesi durumunda başvurulacak bir yoldur. Usulsüz tebligatta ise, tebligat usulüne uygun olarak yapılmamış olup, tebliğ tarihinin düzeltilmesi için icra mahkemesine başvurulur. Böyle bir durumda, mahkemece yapılacak iş, tebliğ işleminin 7201 Sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak yapılıp yapılmadığının incelenmesi ve tebligatın usulsüz olduğunun saptanması halinde de aynı Kanunun 32. maddesi gereğince öğrenme tarihine göre tebliğ tarihinin düzeltilmesinden ibarettir. Somut olayda, borçlu vekilinin icra mahkemesine 30.12.2015 tarihinde yaptığı başvuruda, gecikmiş itiraz sebebi olarak bildirilen borçlunun hastanede yatışı sebebiyle engelin 28.10.2015 tarihinde kalkmış olmasına rağmen yasal üç günlük süre içerisinde gecikmiş itirazda bulunulmadığı anlaşılmıştır....