Somut olayda, borçlular vekilinin icra mahkemesine -usulsüz tebliğ şikayeti dışındaki- başvurusu (teminat iddiası), İİK.nun 168/5. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olup, itirazın incelenmesi aynı Kanunun 169/a maddesi gereğince duruşmalı olarak yapılmalıdır....
Ancak, davacı ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürmüş ise, imzaya ve borca itirazın süre yönünden reddedilebilmesi için öncelikle davacının usulsüz tebliğ şikayeti ön sorun olarak incelenmeli, tebliğin usulüne uygun olduğu tespit edildiği takdirde usulsüz tebliğ şikayeti ve dava süre yönünden reddedilmelidir. Tebliğin usulüne uygun olmadığı ve davanın TK'nın 32. maddesi uyarınca öğrenmeden itibaren yasal süresi içerisinde açıldığının tespit edilmesi halinde ise, ödeme emrinin tebliğ tarihi düzeltilerek davacının imzaya ve borca itirazları değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmelidir....
Somut olayda mahkemece, boçlunun takipten, öğrendiğini beyan ettiği tarihten daha önceki bir tarihte haberdar olduğu tespit edilmiş olup, usulsüz tebliğ şikayeti ve bunun sonucu olarak da borca itirazın süresinde olmadığı görülmektedir. O halde mahkemece, usulsüz tebligat şikayeti ve borca itirazları süre yönünden reddedilen borçlunun yukarıda açıklanan yasal düzenlemeye aykırı şekilde tazminatla sorumlu tutulması isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması gerekirken doğrudan onandığı anlaşılmakla karar düzeltme isteminin kısmen kabulü gerekmiştir. SONUÇ : Borçlunun karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile Dairemizin 04/05/2016 tarih ve 2016/7181 E. - 13092 K. sayılı onama ilamının kaldırılmasına, ... 7....
İlk derece Mahkemesi dosya üzerinden yaptığı inceleme sonucunda; davacının usulsüz tebliğ şikayeti yönünden tebliğ tarihi olan 21/12/2021 tarihinden itibaren 5 gün içinde itirazların sunulması gerektiği 5. günün 26/12/2021 pazar gününe geldiği, davacının 27/12/2021 tarihi itibariyle davayı süresinde açtığı, bu nedenle usulsüz tebliği şikayeti hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği, yetki itirazı yönünden senet üzerinde İstanbul da yazılı olduğu, ayrıca davacının İstanbul adresine tebligat yapıldığı, bu sebeple yetkisizlik talebinin reddine karar verilerek, kambiyo vasfı yönünden yapılan itirazın incelenmesine geçildiği, bonoda düzenleme yerinin hüküm altına alındığı TTK m. 776/1- f bendinde kullanılan "yerini" ibaresinin tekil olması, düzenleme yerinin birden fazla gösterilmesine engel teşkil ettiği, nitekim bonoda birden fazla düzenleme yerinin gösterilmesinin TTK m. 777/4 hükmünün öngörülme mantığıyla tezat teşkil ettiği, bu yüzden, düzenleyicisi tek olan...
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 05/06/2020 NUMARASI : 2019/52 ESAS- 2020/757 KARAR DAVA KONUSU : YETKİ İTİRAZI-USULSÜZ TEBLİĞ ŞİKAYETİ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinden T3 ve T3'a ödeme emrinin 10/01/2019 tarihinde tebliğ olduğunu, diğer müvekkillerinin başlatılan takipten usulsüz tebligatlar nedeniyle 10/01/2019 tarihinde muttali olduğunu öncelikle müvekkillerinden T4.ve T5 T1 Ece Hatimoğlu'nun tebliğ tarihinin 10/01/2019 olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerektiğini, takibin yetkisiz icra müdürlüğünde başlatılmış olduğunu, yetkili icra müdürlüğü Büyükçekmece İcra Müdürlüğü olduğunu, Ece hatimoğlu açısından yetkili icra müdürlüğü Silivri İcra Müdürlüğü olduğunu, T4 T5 yetkili icra müdürlüğü Bakırköy İcra Müdürlüğü olduğunu, bu sebeple T4 T5 T1 Ece Hatimoğlu'na yapılan usulsüz ödeme emri tebligatının iptali ile ödeme emrinden muttali tarihinin 10/01/2019 olarak tespitini, yetki itirazının kabulünü...
İcra Müdürlüğünün 2019/790 sayılı dosyası ile kambiyo yoluyla takip başlatıldığını, dayanak belgedeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin böyle bir borcu bulunmadığını, yapılan tebliğin usulsüz olduğunu, usulsüz olduğu için takibin henüz kesinleşmediğini, icra takibi sürecinden haberdar edilmeyen müvekkiline 103 davetiyesinin 03.05.2019 tarihinde tebliğ edilmesi ile takipten haberdar olduğunu, müvekkilinin birden fazla taşınmaz malı üzerine haciz konulduğunu, bu durumun İİK'nun 85/1.maddesine aykırılık oluşturduğunu belirterek, imza ve borca itirazlarının kabulü ile takibin durdurulmasına, öncelikle usulsüz tebliğ nedeniyle ödeme emri kesinleşmediğinden hacizlerin iptaline, borcu çok aşan aşkın hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap beyanlarında; davanın reddini istediklerini ve icra inkar tazminatı talepleri bulunduğunu bildirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte borçlu vekilince icra mahkemesine yapılan başvuruda ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği, borçlunun takipten yenileme emri ile haberdar olduğu ileri sürülerek takibe konu senedin kambiyo vasfında olmadığı ileri sürülmüş; mahkemece evrak üzerinden inceleme yapılarak verilen kararda borçluya ödeme emri tebliğ edilmediği gerekçesi ile kambiyo vasfına yönelik şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmiştir....
Dava dilekçesinde davacı borçlu, imzaya itirazla birlikte ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürmüş ise de, Mahkemece usulsüz tebliğ şikayeti hakkında öncelikle karar verilmesi gerekirken, usulsüz tebliğ şikayeti hakkında hiçbir değerlendirme yapılmadan ve dolayısı ile imzaya itirazın süresinde olup olmadığı dahi değerlendirilmeden, imzaya itirazın esas hakkında karar verilmesi isabetsizdir. Somut olayda, davacı borçluya ödeme emrinin 02.10.2018 tarihinde tebliğ edildiği, davacının icra mahkemesine 11.02.2020 tarihinde başvurarak usulsüz tebliğ şikayeti ile imzaya itirazda bulunduğu görülmüştür....
İcra dosyasının incelenmesinde ; davalı -alacaklının davacı- borçlu hakkında 31.12.2018 keşide tarihli 40.000,00- TL bedelli çekten kaynaklanan 38.400,00- TL asıl alacak ve fer'iler de dahil olmak üzere toplam 46.253,06- TL alacağa ilişkin olarak kambiyo senetlerine mahsus yolla takip yaptığı, davacıya örnek 10 nolu ödeme emri gönderildiği anlaşılmıştır. Davacı taraf ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, ödeme emri ile birlikte senet suretinin gönderilmediği beyanla; usulsüz tebliğ şikayeti ile borca itirazda bulunmuş, mahkemece usulsüz tebliğ şikayeti kabul edilerek borca itirazın reddine karar verilmiştir. Davacı taraf ödeme emri ile birlikte dayanak belge suretinin gönderilmediğini, beyan etmiş ise de, ödeme emrinde " dayanak belge ihtiva eder " ibaresinin olduğu anlaşılmakla bu yöne ilişkin istinaf talebi yerinde görülmemiştir....
Borçlu, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu da iddia ettiğine göre, mahkemece, öncelikle borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik şikayeti konusunda inceleme yapılıp, anılan şikayetin yerinde görülmesi halinde, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin düzeltilerek borçlunun diğer itirazlarının incelenmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek, ödeme emri teblgatının usulsüz olup olmadığı ve buna ilişkin şikayetin süresi içinde yapılıp yapılmadığı saptanmadan yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....