Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ŞİKAYET Borçlu şikayet dilekçesinde; şirketin ticaret sicildeki adresine Örnek 7 ödeme emri gönderildiğini, bu adrese gönderilen ödeme emrinin 22/03/2021 tarihinde Tebligat Kanunu madde 21'e göre muhtara tebliğ edildiğini, adresin kapalı olması halinde tebligatın Tebligat Kanunu madde 35'e göre yapılması gerektiğini, ödeme emri tebliğ mazbatasında, haber bırakılan komşunun kim olduğuna dair isim bilgisinin okunamadığını belirttikten sonra, muhatabın adreste bulunmama sebebinin ve adrese geri dönüp dönmeyeceğinin tevsik edilmemesi nedeni ile ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu icra dosyasından 13.04.2021 tarihinde aracın yakalanmasıyla haberdar olduğunu, belirterek ödeme emri tebligatının iptali ile tebliğ tarihinin bildirilen öğrenme tarihine göre düzeltilmesini ve icra müdürlüğüne yapılan borca itirazlarının tebliğ tarihinin değişmesi nedeniyle süresinde kabul edilerek itirazları nedeniyle durdurulmasını, malvarlığı üzerine konulan hacizlerin kaldırılmasını, talep etmiştir....

    getirmesi gerektiği halde, 20.01.2020 tarihinde usulüne uygun 3. haciz ihbarnamesinin tebliğine rağmen şikayetçi tarafından 1. ve 2. haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiğine dair İİK'nın 16/1 maddesi uyarınca 7 gün içerisinde şikayet yoluna başvurulmadığı gerekçesi ile de birleşen dosyalardan 1. ve 2. haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğine dair şikayetlerin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir....

      Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu iddiası İİK.nun 16. maddesi kapsamında şikayet olup açıkça ve delilleriyle ileri sürülmesi gerekir (HGK'nun 27.01.2010 tarih 2009/12-539 E.,2010/16 sayılı kararı). Somut olayda borçlunun icra mahkemesine verdiği dilekçesinde kendisine gönderilen ödeme emri tebligatının usulsüz olduğuna dair açık bir iddiası bulunmamaktadır. Şikayet dilekçesinde yer alan: "ödeme emrinin muhtara bırakıldığı, ödeme emrinden 21.09.2015 tarihinde haberdar olunduğu" şeklindeki beyanlar usulsüz tebligat şikayeti olarak yorumlanamaz. Zira tebligat usulsüzlüğü ayrıca, açıkça ve delilleriyle ileri sürülmüş değildir. O halde yöntemine uygun olarak açıkça ve delilleriyle ileri sürülen bir tebligat usulsüzlük şikayeti bulunmadığı halde mahkemece hukuki tavsifte hataya düşülerek 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uygulanmak suretiyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

        Hukuk Dairesinin 29.....2017 tarih ve 2017/1510 E.-2017/2423 K. sayılı kararı ile;ödeme emri tebliğatının usulsüz olduğu ve borçlunun usule aykırı tebliği ögrenme tarihi olarak beyan ettiği 03.....2016 tarihinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesi gerektiği gerekçesi ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve şikayetin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin 03.....2016 tarihi olarak düzeltilmesine karar verildiği görülmektedir. Borçlu, bir taraftan tebligatın usulsüzlüğünü ileri sürerken, bir taraftan da usulsüz olduğunu ileri sürdüğü tebligatı öğrendiği tarihten itibaren (...) gün içinde icra mahkemesine şikayette bulunmalıdır. Somut olayda; borçlu şikayet dilekçesinde, usulsüz olduğunu ileri sürdüğü ödeme emri tebliğini ıttıla tarihinin 03.....2016 olduğunu belirtmiş olup, buna göre ........2016 tarihinde icra mahkemesine yapılan şikayet, İİK’nun .../.... maddesinde öngörülen yasal ... günlük süreden sonradır. Bu durumda, ......

          İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 30/01/2023 NUMARASI : 2023/73 ESAS- 2023/59 KARAR DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİĞ NEDENİ İLE ŞİKAYET KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 18....

          İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle mahkemenin şikayet talebini hatalı yorumladığını ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ve takibin kesinleştirildiğini takipten haberdar olunca yasal süre içerisinde itiraz dilekçesinin icra müdürlüğüne verdiklerini icra müdürlüğünün takibin durdurulması taleplerini reddettiğini red kararını şikayet ederek itirazın süresinde olduğunun tespitini istediklerini red kararının kendilerine tebliğ edilmediğini söyleyerek kararın kaldırılmasını istemiştir....

          DAVA Borçlular İcra Mahkemesine başvurularında; sair itiraz ve şikayetlerinin yanı sıra borçlu şirkete ödeme emrinin tebliğ edilmediğini, diğer borçlulara yapılan ödeme emri tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğunu ileri sürerek öğrenme tarihinin 06.11.2020 tarihi olarak kabulüne, takibe konu senedin kambiyo senedi vasfı olmaması nedeniyle takibin iptaline, aksi kanaat halinde borca ve işleyecek faiz talebine yönelik itirazların kabulüne ve alacaklı aleyhine %20'den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Alacaklı, borçlulara yapılan tebliğ işlemlerinin usulüne uygun olduğunu, şikayet ve itiraz nedenlerinin yerinde olmadığını ileri sürerek itirazın reddine, borçlular aleyhine %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI A....

            Mahkeme; davacıya gönderilen ödeme emri tebligatının iade olduğu, bunun üzerine çıkarılan tebligatın, tebligatta mernis adresi şerhi bulunmadan posta memuru tarafından TK'nın 21/2.maddesine göre tebliğ edildiği, bu hali ile tebliğ işleminin usulsüz olduğu gerekçesiyle şikayetin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 07/02/2022 olarak düzeltilmesine karar vermiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; tebliğ işleminin usulüne uygun olduğunu, davacının bildirdiği tarihten önce kendisi ile yapılan görüşmeler nedeniyle takipten haberdar olduğunu, bu nedenle şikayetin süreden reddi gerektiğini, şikayet dilekçesi kendilerine tebliğ edilmeden karar verilmesinin savunma haklarını kısıtladığını beyanla Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İİK'nın 18/3. maddesi gereğince, şikayet hakkında duruşma açılmadan karar verilmesi olanaklı ise de, bu durum davalıya (varsa vekiline) şikayet dilekçesi tebliğ edilmeden doğrudan karar verilebileceği anlamına gelmez....

            Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir. Yine Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 Esas-1991/344 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere “...usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın, bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde, tebligatın usulsüzlüğünü, şikayet yolu ile icra mahkemesi önüne getirmesi gereklidir”. Şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir....

              Mahkemece, şikayetçinin dava konusu işlemin iptal edilmesinde hukuken korunmaya değer yararı olsa bile borçluya yapılan tebligatın usulsüz olduğuna ilişkin şikayetin ancak borçlu tarafından yapılabileceği, şikayetçinin ise alacaklı konumunda bulunduğu gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiştir. Karar, şikayetçi vekilince temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık, sıra cetvelinde alacaklı konumunda olan şikayetçinin diğer bir alacaklı olan şikayet olunanlar tarafından girişilen takiplerde ödeme emirlerinin takip borçlularına usulsüz tebliğ edilmesi nedeniyle şikayet yoluyla sıra cetveline itiraz edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır. İİK'nun 142/son maddesi "itiraz alacağın esas ve miktarına tallûk etmeyip yalnız sıraya dairse şikayet yolu ile tetkik merciine arz olunur." hükmünü içermektedir....

                UYAP Entegrasyonu