İDDİANIN ÖZETİ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri aleyhine yapılan takipte örnek 7 ödeme emri gönderildiğini, ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilmediğini, takipten 103 davetiyesinin 25/06/2021 tarihinde davacıya tebliği ile haberdar olduklarını, ayrıca gönderilen ödeme emrinde icra dairesi hesap bilgilerinin boş olduğunu, ecrimisil alacağı olduğu iddia edilen asıl alacağa işleyecek faiz kısmınında boş bırakıldığını, bu nedenle ödeme emrininde iptali gerektiğini söyleyerek usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne, ödeme emri tebliğ tarihinin 25/06/2021 olarak düzeltilmesine, icra dosyasına sunulan itirazın süresinde olduğunun tespitine ve ödeme emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; ''Davacılara çıkarılan ödeme emirleri, komşudan sorulmak suretile muhtara teslim suretile TK 21/1 maddesine göre tebliğ edilmiştir....
Somut olayda, borçlu adına düzenlenen ödeme emri tebliğ zarfı üzerine "adres kayıt sistemindeki adresi" olduğu yazılarak tebliğe çıkarıldığı ve tebliğ memuru tarafından TK'nun 21/2. maddesine göre tebliğ işleminin yapıldığı görülmektedir. Ödeme emri tebliğ evrakı üzerinde; tebliği çıkaran mercii tarafından Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmediği anlaşılmakta olup; bu durumda tebliğ memurunun, tebliğ işlemini, TK'nun 21/2. maddesi uyarınca yapması, yukarıda değinilen yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırıdır. O halde, mahkemece şikayetin kabulü ile Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca borçlunun usulsüz tebliğe muttali olduğu tarihe göre tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Yargıtay’ca incelenmesi istenen karar bu maddelerle tespit edilen kararlar arasına girmeyip kesin nitelikte bulunduğundan temyiz dilekçesinin (REDDİNE), 2-Asıl dosyadaki usulsüz tebligat şikayetine ilişkin kararın yapılan temyiz incelemesinde; Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından borçlular aleyhine çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takipte gönderilen ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu ileri sürülerek, tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 30.09.2015 olarak düzeltilmesi talebinde bulunulduğu, mahkemece, borçlu adına tebligat yapılan ...'nin, ödeme emri tebliğ tarihi olan 21.05.2015 tarihinde davacının yanında çalıştığının SGK kayıtlarıyla tespit edildiği gerekçesiyle usulsüz tebligat şikayetinin reddine karar verildiği görülmektedir....
Somut olayda borçlu adına çıkartılan ödeme emri tebligatının “......” adresinde “muhatabın bulunmaması sebebiyle muhatabın yerine muhatap ile birlikte aynı çatı altında beraber ve sürekli ikamet eden ehliyetli ve reşit yeğen.... imzasına tebliğ edilmiştir.” şerhi ile tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Tebliğ yapılan adres borçlunun mernis adresi olmadığı gibi mahkemece yaptırılan zabıta araştırmasına göre de bu adresin şikayetçi borçlunun oğlu, aynı zamanda diğer takip borçlusu ...'in işyeri adresi olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda ödeme emri tebliğ işlemi borçluya ait olmayan adreste yapılmış olması nedeniyle usulsüz olup, mahkemenin tebligatın usulüne uygun olduğu yönündeki gerekçesi yerinde değildir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER: Alacaklı tarafından borçlu hakkında genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine başlandığı, borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvuruda, ödeme emrinin usulüne aykırı bir şekilde tebliğ edildiğini, takibin dayanağı olan belgenin ödeme emri ekinde gönderilmediğini ileri sürerek ödeme emrinin iptalini talep ettiği, ilk derece mahkemesince usulsüz tebligat yönünden şikayetin kabulüne, ödeme emri iptali talebi yönünden şikayetin reddine karar verildiği görülmüştür....
YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, ödeme emri tebliği ile takip işlemlerinin usulüne uygun olduğunu, ödeme emrinde borçlular aleyhine Muammer Özkılınç mirasçısı olarak takip başlatıldığının yazıldığını, murise ait arsa üzerine müvekkili tarafından yapılan bina karşılığı ödemenin murisin ölümü nedeniyle yapılamaması ve davacının diğer mirasçı kardeşi ile ihtilaf halinde olmaları nedeniyle borcu ödeyemeyeceğini bildirmesi üzerine mirasçılar aleyhine takibe geçildiğini, davacının mirası reddetmediğini, muristen takibe konu borcu da karşılayacak şekilde yüklü miras kaldığını, ödeme emrinin tebliği tarihinde davacının yurt dışında veya hastanede olmadığını, adresten sürekli olarak ayrılmadığını, aynı il sınırlarındaki yazlığında olduğunu, bu şekilde olağan hayatına devam ettiğini, tebligata itiraz edilebilmesi için hukuken kabul edilebilir bir gerekçe sunulmadığını, aynı tebligatın takibin diğer borçlusu olan davacının kardeşine de yapıldığını, ihtilaf halinde dahi olsalar kardeşinin...
İcra Dairesi'nin 2020/11774 Esas sayılı dosyası kapsamında 95 barkod nolu tebliğ mazbatası ile müvekkiline tebliğe çıkarılan ödeme emri 23.07.2020 tarihinde muhatara tebliğ olduğunu, anılan tebligatın usulsüz olduğunu tebligatın ve ödeme emrinin iptaline karar verilmesi gerektiğini, tebligatın içeriği ile takibin içeriğinin birbirine uymadığını, müvekkili aleyhine başlatılan icra takibinde çıkarılan tebligatın usulsüz şekilde muhtara tebliğ olunması Tebligat Kanunu 21/2 , 23/1- 8 ve Tebligat Yönetmeliği'nin 16/2 maddelerine aykırı olduğunu, anılan nedenlerle ödeme emrinin iptaline ve dosya kapsamında müvekkilinin taşınır ve taşınmaz malları üzerine konulan hacizlerin fekkine ve talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir....
Somut olayda, usulsüz de olsa ödeme emrinin borçluya 09.02.2010 tarihinde tebliğ edildiği, bundan sonra 12.11.2010 tarihinde kıymet takdir raporu tebliğ edildiği ve borçlunun ödeme emri tebliğ işlemi dışında diğer tebligatların da usulsüz tebliğ edildiği yönünde bir iddiasının olmadığı anlaşılmakla en geç kıymet takdir raporunun tebliğ edildiği bu tarihte takipten haberdar olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna yönelik 25.12.2015 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuru, İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süreden sonradır. O halde mahkemece, borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna yönelik şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddi ile icra dosyasından 27.01.2015 tarihinde haczedilen ... İlçesi, ... Mahallesi, 2755 ada 10 parselde bulunan 1 nolu bağımsız bölüme yönelik meskeniyet şikayetinin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Dairemizce istinaf edenin sıfatına ve istinaf nedenleri ile sınırlı olarak yapılan değerlendirmelere göre; borçlu T3’e yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olduğu, borçlu T3’in itirazlarını yasal süresinde icra mahkemesinde ileri sürmediği, ödeme emri tebliğ tarihinde ergin olmayan diğer borçlular yönünden velilerine ödeme emri tebliğ edilmediğinden ödeme emri tebliği işleminin usulsüz olup şikayet ve itirazlarının süresinde mahkeme önüne getirildiği, her ne kadar takipte istenen işlemiş faiz miktarında fazlalık bulunsa da borçlular tarafından istinaf başvurusunda bulunulmadığı gözetilerek takip sonrası faize ilişkin bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle ödeme emrinin borçlular T1 ve T3 yönünden düzeltilmesi gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Her ne kadar örnek no:14 tahliye emri tebliği usulsüz ise de, davacı kiracı tebligatı öğrendiğini beyan ettiğinden usulsüz olan tebligat geçerli hale gelmiştir. Bu durumda 7201 sayılı Tebligat Kanunu'n 32. maddesi uyarınca davacı kiracıya örnek no:14 tahliye emri tebliğ tarihi davacı kiracı tebligatı öğrendiği tarihi beyan etmediğinden en geç dava tarihi itibariyle tebligatı öğrendiğinin kabulünde zorunluluk bulunduğundan dosyada aksi kanıtlanmayan tarih olan 01/11/2022 tarihidir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32 . maddesi ile 2004 sayılı İİK'nun 16.maddesine dayalı tebligat usulsüzlüğü şikayetinin kabulüne, Küçükçekmece 4. İcra Müdürlüğü'nün 2022/18483 Esas sayılı icra takip dosyasından davacı borçluya gönderilen örnek no:14 tahliye emrinin tebliğ tarihinin 01/11/2022 olarak düzeltilmesine'' karar verildiği görülmüştür....