WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı borçlunun hissedarı olduğu taşınmazlar haczedilerek taşınmazlarda (5 taşınmaz) 12/10/2017 tarihinde kıymet takdiri işlemi yapılmış, bilirkişi raporu davacıya 19/02/2018 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı kıymet takdirine itiraz etmiş, Kayseri 4. İcra Hukuk Mahkemesinin 13/09/2018 tarih 2018/159 Esas 2018/665 Karar nolu ilamı ile kıymet takdirine itiraz davasının kabulüne karar verilmiştir. Davacı 01/02/2019 tarihinde açtığı bu dava ile İİK.nun 82/4 maddesi gereğince haczedilmezlik ve taşkın haciz şikayetinde bulunmuştur. İİK'nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, 16/09/2015 günü taşınmaz üzerine haciz konulmasına karar verilmiş, tapu idaresi tarafından 29/09/2015 günü haciz işlenmiş, 12/10/2017 tarihinde kıymet takdiri yapılmış, bilirkişi raporu davacıya 19/02/2018 tarihinde tebliğ edilmiştir....

Somut olayda, ödeme emrinin borçluya 31.07.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise İİK'nun 168. maddesinde öngörülen yasal beş günlük süreden sonra 14.08.2015 tarihinde icra mahkemesine başvurarak ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürüp, imzaya itiraz ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece; öncelikle, borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik şikayeti hakkında HMK'nun 297. maddesine göre bir karar verilmesi, tebligatın usulsüzlüğünün tespiti ve itirazın süresinde olduğunun anlaşılması halinde, işin esasının incelenmesi, aksi halde istemin süreden reddi gerekirken, tebligatın usulsüzlüğüne yönelik şikayet hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeden ve dolayısıyla İİK'nun 168. maddesi uyarınca itirazın süresinde olup olmadığı saptanmadan imzaya itirazın esasının incelenmesi isabetsizdir....

    İcra Hukuk Mahkemesi'nin 06.04.2015 tarih ve 2015/321 E.-2015/292 K. sayılı kararı ile satışın düşürülmesine ilişkin 09.03.2015 günlü müdürlük işleminin kaldırılmasına hükmedildiği ve ihalenin 24.4.2015 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır.İcra müdürlüğünce 09.03.2015 tarihli işlem ile satışın düşürülmesine karar verildiği, satış ilanı borçlulara tebliğ edilmiş olsa da, icra müdürlüğü işlemine göre borçluların, ihalenin yapılmayacağı düşüncesinde olacakları, bu işlem, alacaklının şikayeti sonucu yukarıda belirtilen mahkeme kararı ile iptal edilmiş ise de, mahkeme kararının evrak üzerinden verildiği ve kararın da borçlulara ihaleden önce tebliğ edildiğine dair dosya içerisinde bir tebliğ evrakına rastlanmadığı görülmektedir.O halde, mahkemece, yasal bir yıllık süre içerisinde olan ihalenin feshi isteminin esası yönünden inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının...

      Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/769 E. sayılı dosyasında ortaklığın giderilmesi davası açıldığı, bu dava dilekçesinin şikayetçi borçluya 17.04.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun şikayet dilekçesinde bu tebliğ işleminin usulsüz olması sebebiyle hacizden bu tarihte haberdar olamadığına ilişkin bir iddiasının bulunmadığı, icra mahkemesine yapılan meskeniyet şikayeti başvurusunun ise 10.09.2015 tarihinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda; ortaklığın giderilmesine ilişkin dava dilekçesinin tebliğ işleminin usulsüz olduğu mahkemece resen gözetilemeyeceği gibi, borçlunun şikayet dilekçesinde ileri sürmediği bu iddiasını temyiz aşamasında ileri sürmüş olması da, şikayet konusu yapılmayan hususların temyiz aşamasında değerlendirilemeyeceği tabii olduğundan sonuca etkili olmayacaktır. O halde; borçlunun şikayete konu haciz işlemine muttali olma tarihinin ... 1....

        Borçlunun tebliğ mazbatasındaki imzanın kendisine ait olmadığı yönündeki şikayeti hakkında her ne kadar bilirkişi raporu alınmış ise de, alınan 01.04.2013 tarihli bilirkişi raporunda incelemenin tebliğ mazbatası fotokopisi üzerinde yapıldığı, 10.10.2014 tarihli ... raporunda ise, mazbatadaki imzaların aidiyetinin tespit edilemediği rapor edilmiştir. Yargıtay uygulamasına ve Dairemizin istikrar bulan kararlarına göre imza incelemesinin fotokopi belgelere dayanılarak yapılması mümkün değildir. Tebligattaki imzanın muhataba ait olup olmadığının tespiti tebliğ memuru dinlenilmek suretiyle sonuçlandırılamaz. İmza incelemesi teknik bir konu olup tanık beyanıyla kanıtlanamaz. Bu nedenle mahkemece tebliğ memurunun beyanı esas alınarak, itirazın süresinde olduğunun kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir....

          HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/2391 KARAR NO : 2023/1069 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : SİMAV İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 15/03/2022 NUMARASI : 2022/10 ESAS 2022/24 KARAR DAVA KONUSU : Usulsüz Tebliğ Şikayeti- Haczedilmezlik Şikayeti KARAR : Yukarıdaki mahal esas ve karar numarası ayrıntılı olarak belirtilen İlk Derece Mahkeme kararının süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya mündericatına tüm bilgi ve belger okunup tetkik edildikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonunda duruşma açılmasına gerek görülmeksizin gereği görüşülüp düşünüldü....

          İcra müdürlüğünün 2019/11291 Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde, ihaleye konu İzmir ili, Bayraklı ilçesi, Manavkuyu mah., 3781 ada, 4 parsel, B blok, 24 nolu bağımsız bölümün kıymet taktirinin yapıldığı değerinin 310.000,00 TL olarak belirlendiği kıymet taktiri raporunun davacı şirkete 22/06/2021 tarihinde tebliğ edildiği kıymet taktirinin kesinleştiği taşınmaz ile ilgili 06/09/2021 tarihinde satış kararının alındığı 1. satış günün 02/12/2021, 2. satış günün 03/01/2022 tarihi olarak belirlendiği satış ilamının davacı şirkete 25/11/2021 tarihinde tebliğ edildiği taşınmazın 1. satış günü olan 02/12/2021 tarihinde 540.000,00TL bedelli Ege Bornova San., Tic., Ltd., Şti.'ye ihale olduğu, davanın 07/12/2021 tarihinde süresinde açıldığı anlaşılmıştır. İİK'nın 134/11. maddesinde "ihalenin feshini şikayet yolu ile talep eden ilgili vaki yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin muhtel olduğunu, ispata mecburdur" düzenlemesine yer verilmiştir....

          Muhatabın bu adreste bulunmaması durumunda, tebliğ memurunca Kanunun 20 ve 21. maddesinin birinci fıkrası ile Tebligat Yönetmeliğinin 29. maddesi uyarınca, muhatap lehine olan araştırmalar yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işlemlerinin yerine getirilmesi gerekir. b) Muhatabın gösterilen adresten sürekli olarak ayrılması ve yeni adresinin de tebliğ memurunca tespit edilememesi durumunda, tebliğ evrakının tebligatı çıkaran mercie geri gönderilmesi gerekir. Ancak bu aşamadan sonra, Kanunun 10/2 ve Yönetmeliğin 16/2. maddeleri nazara alınarak, tebliğ evrakının açık mavi renkli zarfla, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek, Kanunun 21/2. maddesine göre tebliği mümkün olabilecektir....

            Ancak, davacı ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürmüş ise, imzaya ve borca itirazın süre yönünden reddedilebilmesi için öncelikle davacının usulsüz tebliğ şikayeti ön sorun olarak incelenmeli, tebliğin usulüne uygun olduğu tespit edildiği takdirde usulsüz tebliğ şikayeti ve dava süre yönünden reddedilmelidir. Tebliğin usulüne uygun olmadığı ve davanın TK'nın 32. maddesi uyarınca öğrenmeden itibaren yasal süresi içerisinde açıldığının tespit edilmesi halinde ise, ödeme emrinin tebliğ tarihi düzeltilerek davacının imzaya ve borca itirazları değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmelidir....

            Her ne kadar, hükmün, davacı tarafından temyizi üzerine, Daire'nin 15.05.2013 tarih 2013/51-12626 sayılı ilamı ile karar onanmış ise de, yapılan incelemede, gerekçeli karar ve Daire'nin onama ilamı dahil olmak üzere, yargılama sırasında yapılan tüm tebliğ işlemlerinin, gerek 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10. ve 21. madde hükümleri ile Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmlelik'in 16. ve 30. madde hükümlerine aykırılık taşıdığı, zira; Tebligat Kanunu madde 35'e göre tebligat yapılabilmesi için daha önce aynı adreste muhataba usulüne uygun tebligat yapılması ve muhatabın adrese dayalı kayıt sisteminde adresinin bulunmaması ve bu adrese gönderilen tebligatın bila tebliğ dönmüş olması zorunludur. Eldeki davada, yargılama sırasında madde 35'e göre yapılan tebligatların yukarıda belirtilen açıklamalara uygun olmaksızın yapıldığı, keza, gerekçeli kararın ve dairenin onama ilamlarının tebliğinin de usülsüz olduğu anlaşılmaktadır. Davalı ...'...

              UYAP Entegrasyonu