Kural olarak, Toplu İş Sözleşmesi tarafı sendikaya imza tarihi itibariyle üye olmayanlar dayanışma aidatı ödeyerek Toplu İş Sözleşmesinden yararlanabilir. Ne var ki; dayanışma aidatı ödeyerek yararlanma durumu talep tarihinden itibaren geçerli olduğundan yürürlük süresi biten bir toplu iş sözleşmesinden yararlanma söz konusu olamaz. 1. dönem TİS’in imza tarihi yürürlük süresinin bitiminden sonra olduğundan işçiler açısından 1. dönem TİS’den dayanışma aidatı ödeyerek yararlanma imkanı bulunmamaktadır. Bu durumda 2.3.2009 imza tarihli 1. dönem Toplu İş Sözleşmesi’nden yararlanma hakkı sadece imza tarihinde Toplu İş Sözleşmesi tarafı sendikaya üye olunmasına ya da toplu iş sözleşmesi gereği taraf sendika olan Öz Orman İş Sendikası’nın muvafakatına bağlıdır. Somut uyuşmazlıkta; davacı, 17.08.2009 tarihi itibariyle Öz Orman İş Sendika’sı üyeliğine kabul edilmiştir. Şu halde; 1. Dönem Toplu İş Sözleşmesi’nin imza tarihinde sendika üyesi olmayan davacının 1....
Bu ödemeler ile ilgili puantaj birim yetkililerince tutulacak olup, aylık olarak işveren onayı alındıktan sonra ödemeler maaşla birlikte gerçekleşecektir." denilmek suretiyle yeni dönem toplu iş sözleşmesi ile aynı şekilde düzenlendiğini ve yürürlük süresi boyunca da uygulandığını beyanla davacı tarafın iş bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece taraflar arasında imzalanıp 15/06/2018- 14/06/2021 tarihleri arasında geçerli Toplu İş Sözleşmesinin 53....
Gerekçe ve Sonuç : Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Yüksek Hakem Kurulu kararında yer alan toplu iş sözleşmesinin “ikramiye” başlıklı 36. maddesinin yorum davasına konu olabilecek nitelikte olup olmadığı ile yorum davasına konu olabilecek nitelikte ise hükmün ne şekilde anlaşılması gerektiği noktalarında toplanmaktadır. Uyuşmazlık hakkında değerlendirmede bulunmadan önce konuyla ilgili kanuni altyapının ortaya konulmasında yarar vardır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu’nun 60. maddesinde, “Uygulanmakta olan bir toplu iş sözleşmesinin yorumundan doğan uyuşmazlıkta sözleşmenin taraflarından her biri 15 inci maddeye göre yetkili iş mahkemesinde yoruma ilişkin bir tespit davası açabilir. Mahkeme en geç iki ay içinde kararını verir. Kararın temyiz edilmesi halinde Yargıtay’ın ilgili dairesi, bozma söz konusu olan hallerde işin esasına ilişkin kesin kararını iki ay içinde verir....
Gerekçe ve Sonuç : Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Yüksek Hakem Kurulu kararında yer alan toplu iş sözleşmesinin “ikramiye” başlıklı 36. maddesinin yorum davasına konu olabilecek nitelikte olup olmadığı ile yorum davasına konu olabilecek nitelikte ise hükmün ne şekilde anlaşılması gerektiği noktalarında toplanmaktadır. Uyuşmazlık hakkında değerlendirmede bulunmadan önce konuyla ilgili kanuni altyapının ortaya konulmasında yarar vardır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu’nun 60. maddesinde, “Uygulanmakta olan bir toplu iş sözleşmesinin yorumundan doğan uyuşmazlıkta sözleşmenin taraflarından her biri 15 inci maddeye göre yetkili iş mahkemesinde yoruma ilişkin bir tespit davası açabilir. Mahkeme en geç iki ay içinde kararını verir. Kararın temyiz edilmesi halinde Yargıtay’ın ilgili dairesi, bozma söz konusu olan hallerde işin esasına ilişkin kesin kararını iki ay içinde verir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA : Davacı, sona eren toplu iş sözleşmesinin iş sözleşmesi hükmü olarak devam eden ikramiye, yakacak yardımı ve çocuk yardımına ilişkin işçilik haklarının 4857 sayılı İş Kanunu'nun 40. maddesi gereği zorunlu sebeple işin durması üzerine uygulanan ücretsiz izin süresinde ödenmeyeceğinin tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi (İş Mahkemesi Sıfatıyla) Dava Türü : Toplu iş Sözleşmesinin Yorumu YARGITAY İLAMI Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacı vekilinin yerinde bulunmayan tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine, 08/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Toplu iş sözleşmesinin 35. maddesinde sendika üyesi olan işçilerin üyeliğin sendikaya bildirilmesinden itibaren daimi işçiler gibi toplu iş sözleşmesinden yararlanacakları yönünde kurala yer verilmiş ise de sözü edilen hükmün, ücret artışı ile diğer sosyal hakları ilgilendirdiği kabul edilmelidir. Zira toplu iş sözleşmesinin 25. maddesinde daimi işçi ile mevsimlik işçi tanımları yapılmış ve 33. maddede kıdem terfi sadece daimi işçiler için öngörülmüştür. Mevsimlik işçinin üyeliğin bildirildiği andan itibaren toplu iş sözleşmesinin tüm hükümlerinden yararlanabileceği kabul edildiğinde, toplu iş sözleşmesinde öngörülen daimi işçi ile mevsimlik işçi arasındaki ayrımın nedeni ortadan kalkar. Zira 2822 sayılı Yasa gereği üyeliğin işverene bildirildiği tarihten itibaren toplu iş sözleşmesinden yararlanılacağından, daimi işçilerle mevsimlik işçilerin toplu iş sözleşmesinin tüm hükümlerinden yararlanması söze konu olur....
Diğer taraftan 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 53/1 maddesi uyarınca “Uygulanmakta olan bir toplu iş sözleşmesinin yorumundan doğan uyuşmazlıklarda sözleşmenin taraflarınca dava açılabilir. Mahkeme en geç iki ay içinde karar verir. Kararın temyiz edilmesi hâlinde Yargıtay uyuşmazlığı iki ay içinde kesin olarak karara bağlar”. Açılan dava anılan hükümler kapsamında Toplu İş Sözleşmesindeki kuralın yorumu ve tespiti davasıdır. Davalı işyerinde uygulanmakta olan ....., ....., ..... arasında yapılan 15. Dönem 01/03/2012 - 28/02/2014 tarihleri arasında yürürlükte olan toplu iş sözleşmelerinin 12/d maddesinde haftalık çalışmanın beş gün olduğu açıklanmıştır. Anılan sözleşmede Cumartesi gününün Pazar gününe ek olarak akdi tatil günü olarak kabul edildiği açıktır. Ancak vardiyalı için ayrım yapılması, vardiyalı işçiler için Cumartesi gününün akdi tatil günü olmadığı anlamına gelmez....
Kural olarak, Toplu İş Sözleşmesi tarafı sendikaya imza tarihi itibariyle üye olmayanlar dayanışma aidatı ödeyerek Toplu İş Sözleşmesinden yararlanabilir. Ne var ki; dayanışma aidatı ödeyerek yararlanma durumu talep tarihinden itibaren geçerli olduğundan yürürlük süresi biten bir Toplu İş Sözleşmesinden yararlanma söz konusu olamaz. 1. dönem Toplu İş Sözleşmesi’nin imza tarihi yürürlük süresinin bitiminden sonra olduğundan işçiler açısından 1. dönem Toplu İş Sözleşmesi’nden dayanışma aidatı ödeyerek yararlanma imkanı bulunmamaktadır. Bu durumda 02.03.2009 imza tarihli 1. dönem Toplu İş Sözleşmesi’nden yararlanma hakkı sadece imza tarihinde Toplu İş Sözleşmesi tarafı sendikaya üye olunmasına ya da Toplu İş Sözleşmesi gereği taraf sendika olan Öz Orman İş Sendikası’nın muvafakatına bağlıdır. Somut uyuşmazlıkta; davacı, 10.02.2009 tarihinde Türkiye Orman İşçileri Sendikası üyeliğinden çekilerek aynı tarihte Öz Orman İş Sendikası’na üyelik başvurusunda bulunmuştur....
Mevsimlik işçinin üyeliğin bildirildiği andan itibaren toplu iş sözleşmesinin tüm hükümlerinden yararlanabileceği kabul edildiğinde, toplu iş sözleşmesinde öngörülen daimi işçi ile mevsimlik işçi arasındaki ayrımın nedeni ortadan kalkar. Zira 2822 sayılı Kanun gereği üyeliğin işverene bildirildiği tarihten itibaren toplu iş sözleşmesinden yararlanılacağından, daimi işçilerle mevsimlik işçilerin toplu iş sözleşmesinin tüm hükümlerinden yararlanması söze konu olur. Toplu iş sözleşmesinde açıkça daimi işçilerle mevsimlik işçilere ait tanıma yer verilmesi ve 33. maddede açıkça daimi işçilere kıdem terfii öngörülmesi sebebiyle düzenlemenin amaçsal yorumu yapıldığında mevsimlik işçilerin kıdem terfi haklarının olmadığı kabul edilmelidir. Toplu iş sözleşmesinin 35. maddesi hükmü, sendika üyesi olan mevsimlik işçilerin, sözleşmede açıkça daimi işçilere sağlanan haklar dışında kalan hükümleri bakımından sonuç doğurur....