Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

e satış suretiyle devrettiği, davacının temliklerin muvazaalı ve mirastan mal kaçırma amacı ile yapıldığını iddia ederek ... ve ... 'e velayeten eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, tapu kaydına dayanılarak açılan bir iptal davasında, ayrıca tescil isteğinde bulunulmamış olması iptal davasının reddi için başlı başına bir sebep teşkil etmez. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, iptal isteminin tescili kapsamadığı gözetilerek davacıya, ayrıca tescil davası açması için imkân tanımak ve dava açılması halinde her iki dava birleştirilerek karara bağlamaktan ibarettir. Değişik anlatımla sadece iptal davasının kabulüne ve tapunun iptaline karar verilmesi, tapulu bir taşınmazın sicil dışı (kayıtsız) kalması sonucunu doğurur ki, böyle bir uygulama, devletin bütün taşınmazların hukuki ve geometrik durumlarını belirleyerek sicile bağlama yolunda benimsediği dolu pafta sistemi genel ilkesi ile bağdaşmaz....

    Mahkemece, davalının Kasım 2012'den sonra davacıya bakmadığının sabit olduğu gerekçesiyle dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir. Toplanan deliller ve tüm dosya içeriğinden, 1931 doğumlu S.. K..'nın 205 ada 80 parsel sayılı arsa vasıflı, fakat üzerinde bina bulunan taşınmazını 05.07.2012 tarihli akitle ve ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile davalıya temlik ettiği, davacının akde aykırılık hukuksal nedenine dayalı eldeki davayı 03.06.2013 tarihinde açtığı anlaşılmaktadır. Dava dilekçesinde sadece ölünceye kadar bakma akdinin iptali yoluyla tapu iptali istenilmiş, tescil istenilmemiştir. Bilindiği gibi, tescil isteği iptali kapsar ancak, iptal isteği tescili kapsamaz. Hemen belirtmek gerekir ki, tapu kaydına dayanılarak açılan bir iptal davasında, ayrıca tescil isteğinde bulunulmamış olması iptal davasının reddi için başlı başına bir sebep teşkil etmez....

      İdaresi vekili, davacı adına verilen tapu tahsis belgesinin iptal edilerek tapu kütüğünden terkin edildiğini, davacının işlemin iptali için açtığı davanın reddine karar verildiğini, Vakıflar İdaresi tarafından açılan müdahalenin önlenmesi, ecrimsil ve yıkım davalarının idare lehine sonuçlandığını davanın yersiz açıldığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne 892 ada 16 parsel üzerindeki 150 m² yüzölçümlü 2 katlı evin davacı ...'a ait olduğunun tespitine, bu konuda tapunun beyanlar hanesine şerh konulmasına karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı İdare vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu 892 ada 16 parsel, 28.02.1956 tarihinde tapulama yoluyla ... kızı ... adına tespit ve tescil edilmiş, taşınmazın ... Vakfından mukataalı olduğu belirtilmiş, 08.03.1983 tarihinde mahlûlden vakfa iadesi gerektiğinden mahkeme kararı ile hükmen ... Vakfı adına tescil edilmiştir. Dava;muhdesatın aidiyetinin tespitine ilişkindir....

        Yüklenici adına yapılan tescil işlemini her halde "yolsuz tescil" kabul etmek, toplumda onarılmaz zararlara sebep olmakta ve adalet duygusuna zarar vermektedir. Her arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine istinaden tapu intikali yapılan yükleniciden tamamen iyi niyetli olarak arsa payı veya bağımsız bölüm üzerine ipotek koyanın bu iktisabını geçersiz saymak TMK nın 1023. maddesi karşısında açıkça Kanuna aykırı davranmak olacaktır. Arsa sahibi iyi niyetli ve risk almak istemiyorsa; tapu devrinin, sözleşme nedeniyle yapıldığını tapunun beyanlar hanesine şerh vermek suretiyle üçüncü kişilerin iyi niyet iddialarını bertaraf edebilir. Tapu siciline basit bir şerh vermekten kaçınan arsa sahibinin tamamen iyi niyetli üçüncü kişiler karşısında ve onların zararına sebep olacak şekilde korunması menfaatler dengesine aykırıdır....

          HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL KANUN YOLU : TEMYİZ Dava, tapulu taşınmaz hakkında TMK'nın 713/2. maddesine dayanılarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olmakla, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 23.01.2020 tarih ve 1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca temyiz inceleme görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'ne ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın, anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 19.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            bu şekilde açılan dava mirasçılar arasında açılıp yürüyen bir dava olması nedeniyle davacı ...’ın sadece miras payı oranında iptal ve tescil istediği şeklinde anlaşılması ve yorumlanması gerektiğine, mirasçılar arasında görülen bu tür davalarda TMK'nun 702. maddesindeki oybirliği ilkesinin aranmadığına, her ne kadar davalı ... beyanında, dava konusu parsellerin tapu kayıtlarının iptali ile tüm mirasçılar adına iptal ve tescil isteğinde bulunduğu görülmekte ise de bu isteğin kendi miras payı bakımından tapu kayıtlarının iptali ile davacıya verilmesi şeklinde bir kabul beyanı olarak değerlendirilemeyeceğine, ..... sayılı Kadastro Kanununun 12/3. fıkrasında yer alan 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra dava açıldığı belirlendiğine, bu nedenle mahkemece verilen kararın usul ve kanuna uygun bulunduğu saptandığına göre davacının yerinde olmayan davacının temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Davacı tarafça genel kadastro ile oluşan tapu kaydının iptali ve tescil istemi ile tapu kaydına dayanılarak açılan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtayca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ : Kadastro sonucu, 303 ada 5 parsel sayılı taşınmaz irsen intikal ve taksim nedeniyle davalı ... adına tescil edilmiştir. Davacı ..., çekişmeli taşınmazın, murisleri ... ...'dan intikal ettiği, taksim sonucu payları olan mirasçılardan ..., ..., ... ve ...'ın miras hisselerini eşit olarak davacı ve davalıya sattıkları, tarafların fındık bahçesi ve evde eşit paylarının bulunduğu iddiasına dayanarak çekişmeli taşınmazın 1/2 payının davacı adına tescili istemiyle tapu iptal ve tescil davası açmıştır....

                Maddesinde yer alan "Kadastro öncesi nedenlere (zilyetlik, kamu orta malı iddiası dâhil) dayanılarak genel mahkemelerde açılan (3402 Kadastro Kanunu m. 12) tapu iptal ve tescil davaları," ibaresi ile 13. Maddesinin hatırlatma kısmında yer alan "Kadastro sonucu oluşan tapu kayıtlarının, kadastro öncesi nedenlere dayanılarak iptal ve tescili istemiyle açılan davalar ile kadastro harici bırakılan taşınmazlar hakkında açılan tescil davaları sonucu verilen hüküm ve kararların istinaf inceleme görevi 4. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır" ibaresi gereğince incelemenin 4. Hukuk Dairesine ait olduğu, Dairemize ait olmadığı anlaşılmakla Aidiyet (Gönderme) kararı verilmesi gerektiği anlaşılmıştır. 6100 sayılı HMK'nın 352. maddesi gereğince yapılan ön inceleme sonucunda dosyanın Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, oybirliğiyle kesin olarak karar verildi....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Davacı tarafça genel kadastro ile oluşan tapu kaydının iptali ve tescil istemi ile tapu kaydına dayanılarak açılan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtayca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ : Kadastro sonucu Kazıklı Köyü 126 ada 110 parsel sayılı 10840.02 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, ham toprak vasfıyla davalı Hazine adına tescil edilmiştir. Davacı ..., tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptaline, tarla vasfıyla davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir....

                  Mahkemece iptal ve tescile karar verebilmek için de bu kısmın ana taşınmazdan ifrazının mümkün olması gereklidir.İptale konu olacak zemin bedelinin arsa sahibine ödenmesine karar verilmeli, önceden ödenmiş bedel var ise bu miktar, ödenecek bedelden mahsup edilmelidir.Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında;Bir davada olayları anlatmak davanın taraflarına anlatılan olaylara uygun ve uyuşmazlıkla uygulanması zorunlu yasa hükümlerini bulup uygulamak ise hakime ait bir görevdir. Davacının dava dilekçesindeki açıklamaları HUMK.nun 76. maddesi çerçevesinde değerlendirilirse davanın mahkemenin kabul ettiğinin aksine, tapulu yeri haricen satın aldığı iddiası ile açılan tapu iptali tescil davası değil Türk Medeni Kanunun 724 maddesine dayanılarak açılmış temliken tescil olduğu görülür. Davacının haricen satın alma iddiası iyi niyetin (subjektif koşul) kanıtlanması amacı ile ileri sürülmüştür....

                    UYAP Entegrasyonu