Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TMK'nın 1007. maddesi kapsamında kaldığı iddiasıyla müvekillerinin zararlarının tazminini istemiştir....

    Sayının belirlenmesinde tazminat hesabının belirlenmesinde teknik bir görevi olmayan fen bilirkişi hesaba dahil edilmemelidir. Öte yandan TMK'nın 1007 maddesinden kaynaklanan tazminat davalarında hesaplama yöntemi 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunun'daki ilkelere göre yapılmaktadır. Arazi vasfındaki taşınmazların değeri ziraat mühendisi ve gayrimenkul değerleme uzmanından oluşacak heyet tarafından belirlenmelidir. Belirtilen bu eksiklikler sonuca etkili olup HMK'nın 353/1/a/6 kapsamında değerlendirilmelidir. Dosya ilk derece mahkemesine gönderilerek taşınmazın arazi vasfına göre oluşturulacak bir bilirkişi heyeti ile mahallinde keşif yapılarak hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulmalıdır. Yukarıda açıklanan gerekçelerle istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı tarafın istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1/a/6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerektiği şeklinde hüküm kurulmuştur....

    Dava, TMK’nın 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, Gaziosmanpaşa Tapulama Mahkemesinin 1972/9 E. - 1987/10 K. sayılı kararının kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık genel zamanaşımı süresi geçtikten sonra eldeki dava açıldığına ve davalı Hazine süresi içerisinde zamanaşımı def’inde bulunduğuna göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, HMK'nın 302/5. ve 373. maddeleri uyarınca dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine 18/06/2020 günü oy birliğiyle karar verildi...

      Hukuk Dairesi başlıklı kısmının 15.maddesine göre “ Tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan tazminat davaları (TMK 1007) sonucu verilen hüküm ve kararlar” hakkındaki istinaf istemlerini inceleme görevi Dairemize aitse de, istinaf istemine konu kararın verildiği dava, tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan tazminat davası değil, gerek dava dilekçesinde yazılı olduğu ve gerekse istinafa konu kararda ilk derece mahkemesince yapılan inceleme ve değerlendirmenin kapsamıyla kabul edildiği üzere, TMK’nın 1007. maddesine göre tapu sicilinin yanlış tutulmasından dolayı zarar görene ödenen maddi tazminatın, ödemeye neden olan tapu işlemini gerçekleştiren tapu görevlileri ve bu işlemin yapılmasına sebep olunduğu iddia olunan diğer davalılardan rücuen tahsili davasıdır....

      Sicil tutma işleminden kaynaklanan uyuşmazlıklarda Borçlar Kanunu'nun haksız fiile ilişkin kurallarının da uygulanacağı kuşkusuzdur. Davacının istemi 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesinden kaynaklanan zarar olduğuna göre; istinaf incelemesinde taşınmazın niteliği ve zararın kapsamı değerlendirdirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi, Doğru görülmemiştir. Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan Bursa Bölge Adliye Mahkemesi’nin 2020/330E.-2021/1851K. Sayılı hükmünün açıklanan nedenle HMK'nın 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davacılardan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, 02/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Dava TMK’nın 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi, tapu sicilinin aleniliği ve tapu siciline güven ilkelerinin yansımasının sonucu olarak, mülkiyet hakkı ya da başkaca bir aynî hak edinen kişinin, bu sicilin tutulması nedeniyle uğradığı zararın tazminine ilişkin olup, buna göre "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.” Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince davalı sıfatı Hazinenin olup Tapu Müdürlüğünün davalı sıfatı bulunmadığından tapu müdürlüğü aleyhine açılan davanın husumetten reddi gerekeceği hususu düşünülebilir ise de Yüksek Hukuk Genel Kurulunun HGK'nın 2011/9-718 E. - 2012/36 K. sayılı kararında da değinildiği üzere, HMK’nın 124/4. maddesindeki, “Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir....

          Köyü, 14 Kasım 2000 tarih, 11 sıra numaralı tapu kaydının kadastro sırasında revizyon görmemesi nedeniyle müvekkillerinin uğradığı zarardan TMK’nın 1007. maddesi uyarınca Hazinenin sorumlu olduğunu iddia ederek şimdilik 500.000,00.-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesi isteğiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; TMK’nın 1007/3. maddesine göre, davaya bakma yetkisinin tapu sicilinin bulunduğu yer mahkemesi olan ... Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir....

            Bu türden dosyalarda tazminat miktarının belirlenebilmesi için öncelikli olarak taşınmazın vasfı belirlenmelidir. 2942 S.K'nın 11. maddesine göre; taşınmaz arazi niteliğinde ise net gelir yöntemine, arsa niteliğinde ise emsal satışlara göre tazminat bedeli belirlenmelidir. Dosyada mevcut bilgi ve belgelere göre taşınmaz tarım arazisi niteliğinde olup, taraflar arasında bu hususta ihtilaf yoktur. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda net gelir yöntemine göre hesaplama yapılması yerindedir. Bilirkişi heyetince İlçe Tarım Müdürlüğünden bildirilen ve sulu arazilerde yetiştirilen ürünlerin münavebede esas alınması isabetlidir. Davalının itirazları reddolunmalıdır. Ayrıca, TMK'nın 1007.maddesinden kaynaklanan tazminat davaları genel hukuk kuralları çerçevesinde nispi vekalet ücretine tabi olduğundan davalı itirazları reddolunmalıdır....

            HD'nin 13/06/2016 gün ve 2015/2707 E ve 2016/6827 K sayılı kararı) Yine, 4721 sayılı TMK'nın "sorumluluk" kenar başlığını taşıyan 1007. maddesinde "Tapu sicilinin tutulmasından doğan tüm zararlardan Devlet sorumludur" hükmü nazara alındığında, bu tür davalarda tazminat yükümlüsünün hazine olduğu ve husumetin hazineye karşı yöneltilmesi gerektiği tartışmasızdır. Yine, eldeki dava, tapu sicilinin tutulması nedeniyle Devletin kusursuz sorumluluğuna dayalı tazminat davası olması nedeniyle nisbi vekalet ücretine tâbi niteliktedir. (bkz. Y. 20....

            Ancak dava TMK 1007. Maddesinden kaynaklanan tazminat davası olduğu halde Mahkemece hukuki nitelemenin kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası olarak yapıldığı ve bu doğrultuda yargılama yapılarak hüküm tesis edildiği anlaşılmaktadır. Taşınmaz kıyı çizgisinde kaldığından ve taşınmazın tapu kaydına bu konuda şerh konulduğundan tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı bir zararın meydana geldiği ve TMK 1007. maddesi kapsamında Devletin sorumluluğunun bulunduğu açıktır. Tazminat hesap yöntemi itibariyle Kamulaştırma Kanununun 11 vd. maddelerine göre hesaplama yapıldığından Mahkemece hükmedilen tazminat tutarı ve terkin hükmü isabetli ise de hatalı gerekçe ile hüküm tesis edildiğinden gerekçe düzeltilmek suretiyle yeniden hüküm tesisi gerekmiştir.(Yargıtay 5....

            UYAP Entegrasyonu