Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki 4721 sayılı TMK'nun 1007. maddesi uyarınca tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine ilişkin ilk derece mahkemesinin kararına karşı, davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi'nin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı ile birlikte Kurtalan Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/407 E. - 2018/753 K. sayılı kararının Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davanın reddine ilişkin olarak verilen karara karşı, davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi'nce esastan reddine karar verilmiş olup, hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir....

    Maddesine dayalı, kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan bir dava olmayıp, TMK 1007 maddesine dayalı, tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan tazminat davası olduğunu belirterek ve husumeti TMK’nın 1007 maddesi gereğince T11ne yönelterek açtığı, ilk derece mahkemesince de davanın TMK’nın 1007 maddesinden kaynaklanan tazminat davası olarak nitelendirildiği, bahse konu her iki davanın dayandığı koşullar, hukuki sebepler ve sorumlu idarenin farklı olduğu, esasen kamulaştırmasız el atma iddiası bulunmadığı gibi, tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan eldeki davanın, dava dilekçesindeki açıklamalar ve husumetin yönlendirildiği idare bir kenara bırakılmak suretiyle başka bir dava şeklinde nitelendirilmesinin de mümkün olmadığı ortadadır....

    SONUÇ: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 16.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf incelemesi üzerine bölge adliye mahkemesinin yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmünün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekillerince istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü; - K A R A R - Asıl dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini ile birleştirilen dava ise davaya konu taşınmazın devrine ilişkin 09.08.2011 tarihli satış sözleşmesinin sebepten yoksun bulunmasına göre bu sözleşmeye göre yapılan tescilin yolsuz tescil olduğu ileri sürülerek oluşan zararının TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir....

        Genel Müdürlüğü aleyhinde kamulaştırmasız el atma hukuksal nedenine dayalı olarak açtıkları tazminat davasının reddi üzerine de 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 125. maddesi uyarınca ittila tarihli alan 2006 yılından itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde TMK.'nun 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat istemli işbu davayı açtıkları anlaşılmıştır. 4721 sayılı TMK.'nun sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007. maddesinde "Tapu sicilinin tutulması nedeniyle uğranılan zararlardan Devlet sorumludur. Devlet, sicilin tutulmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder." hükmü ye almaktadır. Yukarıda açıklandığı üzere, tapu iptali ve tescil hükmü içeren kesinleşmiş mahkeme kararının Tapu Sicil Müdürlüğü görevlilerince infazının sağlanmaması ve davacıların taşınmazı geri alma imkanının bulunmaması nedeniyle, mahkemece, davacıların 4721 sayılı TMK.'nun 1007. maddesi uyarınca tazminat istemi haklarının bulunduğuna ilişkin kabulü doğrudur. Ancak; Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır....

          Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme Uyuşmazlık, temel olarak 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası. 3....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki mülkiyeti davacılara ait taşınmazın kesinleşen kıyı kenar çizgisi sınırları içinde kalması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın yargı yolu nedeniyle reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacılar vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava mülkiyeti davacılara ait taşınmazın kesinleşen kıyı kenar çizgisi sınırları içinde kalması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece davanın yargı yolu nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir....

              Hukuk Dairesi Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda; ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf incelemesi üzerine bölge adliye mahkemesinin yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmünün Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekilince istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, tapu kaydının mahkeme kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı, davalı Hazine vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi'nce kabulü ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddine ilişkin HMK'nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca yeniden esas hakkında karar verilmiş olup; hüküm, davacılar vekillince temyiz edilmiştir....

                Lehlerine yapılan kadastro tespiti iptal edilip tapuda malik sıfatı kazanamayanların, TMK'nın 1007. maddesi kapsamında tapu sicilinden kaynaklı bir zararlarının olamayacağı tartışmasızdır....

                  Ancak, kadastro tespiti kesinleşip tapu sicili oluşmadan önce, kadastro ekibi veya komisyonunca yapılan tespitin, Kadastro Komisyonu veya Kadastro Mahkemesi kararlarıyla iptal edilmesi durumunda, bu durum kadastro tespit malikine, kadastro tespit işlemine dayanarak TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazminat isteğinde bulunma hakkı vermez. Zira, tespit maliki adına oluşmuş bir tapu kaydı veya tapu sicili bulunmamaktadır. Kadastro tespit maliki, lehine yapılan tespit kesinleştikten sonra taşınmazın tapu maliki olacaktır. Lehlerine yapılan kadastro tespiti iptal edilip tapuda malik sıfatı kazanamayanların, TMK'nın 1007. maddesi kapsamında tapu sicilinden kaynaklı bir zararlarının olamayacağı tartışmasızdır....

                    UYAP Entegrasyonu