Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez. Somut olayda; keşif tutanağı, bilirkişi raporları ve tanık beyanları incelendiğinde davacıların maliki oldukları dükkanları kiralamak suretiyle tasarruf ettikleri, halen mevcut kiracıların kullanmakta oldukları giriş kapısının bulunduğu, dava konusu pano ve direğin olduğu kısmın kompozit panellerle kapatılmak suretiyle giriş kapısı olarak kullanılmadığı anlaşılmaktadır....

    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2020/171 ESAS, 2021/159 KARAR DAVA KONUSU : Elatmanın Önlenmesi-Kal (Komşuluk Hukukuna Dayalı) KARAR : Amasya 1....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 03.10.2014 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; Dairemizin bozma ilamına uyularak karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 27.11.2019 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Türk Medeni Kanununun 737 vd. maddelerinden kaynaklanan komşuluk hukukuna dayalı elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Mahkemece ilk olarak davanın reddine dair verilen hükmün, davacı vekili tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 15.10.2018 gün ve 2016/3657 Esas, 2018/6745 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmiştir....

      Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez. Somut olayda; mahkemece her ne kadar davalılardan ...'a karşı dava yöneltilmiş ve aleyhine karar verilmiş ise de, zararın oluşmasındaki etkisi ile nasıl ve ne şekilde zarar verdiği, husumetin yöneltilmesinin sebebi anlaşılamamıştır. Bu itibarla, yukarıda belirtilen hususların açıklığa kavuşturulması, ondan sonra işin esasına yönelik bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 30.09.2014 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukuna dayalı elatmanın önlenmesi ve tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 16.09.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, komşuluk hukukuna dayalı elatmanın önlenmesi ve tazminat istemine ilişkindir....

          Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, asıl davada ve karşı davada komşuluk hukukundan kaynaklanan el atmanın önlenmesi ve yıkım istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun, "Komşuluk Hukuku" kenar başlıklı 737 nci maddesi hükmüne göre; "Herkes, taşınmaz mülkiyetinden doğan yetkileri kullanırken ve özellikle işletme faaliyetini sürdürürken, komşularını olumsuz şekilde etkileyecek taşkınlıktan kaçınmakla yükümlüdür. Özellikle, taşınmazın durumuna, niteliğine ve yerel âdete göre komşular arasında hoş görülebilecek dereceyi aşan duman, buğu, kurum, toz, koku çıkartarak, gürültü veya sarsıntı yaparak rahatsızlık vermek yasaktır....

            Maddesine aykırılık iddiasının da değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmakla; mahkemece mahallinde HMK 266 v.d maddelerine uygun dava konusunda uzman bilirkişiler ile keşif yapılıp, davalının bağımsız bölümüne pencere açmasının TMK 737. maddesinde düzenlenen hoşgörü sınırlarını aşacak nitelikte bir davranış olarak yorumlanıp, yorumlanamayacağı, bu durumun komşuluk hukuku açısından zarar verici nitelikte olup olmadığı, pencere açmanın karşı tarafın aile mahremiyetinin ihlali niteliğinde olup olmadığı, davacıların mülkiyet hakkına aykırı bir durum olup olmadığı, muarazanın giderilmesi için nasıl önlem alınması gerektiği, komşuluk hukukuna aykırılık bulunup bulunmadığı somut şekilde saptanarak, bilirkişilerce zararın giderilmesi için alınması gerekli önlem ya da önlemlerin nelerden ibaret olduğu hususlarında ayrıntılı rapor alınması, uyuşmazlığa ilişkin varsa alternatif çözüm yollarının raporda açıklattırılması, davalı bağımsız bölümü ve davacıların avlularını gösterecek şekilde istinaf denetimine...

            Komşuluk hukuku kurallarına aykırı yapılar hakkında taşkın yapılara ilişkin hükümler uygulanır.” Bir kimsenin kendi taşınmazında yaptığı hafriyat veya inşaat nedeniyle komşusunun taşınmazına bir zarar vermiş veya onu zarara maruz bırakmışsa, bu zararın hoşgörü sınırlarını aşıp aşmadığını aramaya gerek yoktur. Komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat davalarında öncelikle davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığının tespit edilmesinden sonra varsa davacının uğramış olduğu zararın miktarının bilirkişi aracılığı ile tespit edilmesi, tazminatın bu zarara göre tayin ve takdir edilmesi gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki, tazminat miktarı hiçbir zaman zararı aşamaz....

            Ancak, davacının zararın artmasında kusuru varsa, tazminat miktarı 6098 sayılı Borçlar Kanununun 52. maddesine göre indirilmeli veya tamamen ortadan kaldırılmalıdır. TMK’nun 737 ve 730. maddelerinden doğan sorumluluk kusura bağlı bir sorumluluk olmadığından, davalının kusursuz olması tazminat miktarının düşürülmesinde etkili olamaz. Ancak TMK.nun 730/son ve 737/son maddeleri uyarınca Hakim yerel adete uygun ve kaçınılmaz taşkınlıklardan doğan zararların uygun bir bedelle denkleştirilmesine karar verebilir. Aksi halde benzer nitelik arzeden olaylar nedeniyle doğan zararların TBK da düzenlenen haksız fiil kapsamında ele alınması durumunda TMK ile komşu taşınmaz malikleri lehine yasa ile getirilen hükümlerin uygulanma kapsamını oldukça daraltacaktır. Bu nedenle konunun TMK.nun 737. ve devam eden maddelerinde öngörülen komşuluk hukuku hükümlerine göre çözüme kavuşturulması gerekmektedir....

            Ancak, davacının zararın artmasında kusuru varsa, tazminat miktarı 6098 sayılı Borçlar Kanununun 52. maddesine göre indirilmeli veya tamamen ortadan kaldırılmalıdır. TMK’nun 737 ve 730. maddelerinden doğan sorumluluk kusura bağlı bir sorumluluk olmadığından, davalının kusursuz olması tazminat miktarının düşürülmesinde etkili olamaz. Ancak TMK.nun 730/son ve 737/son maddeleri uyarınca Hakim yerel adete uygun ve kaçınılmaz taşkınlıklardan doğan zararların uygun bir bedelle denkleştirilmesine karar verebilir. Aksi halde benzer nitelik arzeden olaylar nedeniyle doğan zararların TBK da düzenlenen haksız fiil kapsamında ele alınması durumunda TMK ile komşu taşınmaz malikleri lehine yasa ile getirilen hükümlerin uygulanma kapsamını oldukça daraltacaktır. Bu nedenle konunun TMK.nun 737. ve devam eden maddelerinde öngörülen komşuluk hukuku hükümlerine göre çözüme kavuşturulması gerekmektedir....

            UYAP Entegrasyonu