Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Özellikle dinlenen davalı kadın tanığı Pınar Demir’in beyanı kapsamında kadının sebepsiz evi terk etmediği ve terk olayından sonra davacı erkek tarafından kadının yeniden getirildiği ve birlikte yaşamın bir süre daha devam ettiği gözönüne alındığında davacı erkek tarafından Türk Medeni Kanunun 166/1.maddesine dayalı olarak açılan bu davada davalı kadına kusur izafe edilemez. Durum böyleyken mahkemece davacı erkeğin davasının reddi gerekirken, yetersiz gerekçeyle boşanma kararı verilmesi doğru görülmemiş, mahkememizce davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek sonuç ve kanaatine varılmıştır. Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m. 186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK m. 169)....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, eylemli ayrılık sebebine dayalı boşanma davasıdır. Davacı erkek, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı boşanma davasına dayanak yaptığı aynı mahkemeye ait 2011/1285 esas sayılı boşanma davasından 20.01.2012 tarihinde feragat etmiş, eylemli ayrılık hukuki sebebine dayalı boşanma davasını ise 30.07.2015 tarihinde açmıştır. Mahkemece erkek tarafından açılan ilk davanın 26.03.2014 tarihinde kesinleştiği üç yıllık sürenin dolmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Feragat, tek yanlı bir irade açıklaması olup, mahkemeye ulaştığı anda kesin hükmün hukuki sonuçlarını doğurur....

    Boşanmanın ferileri yönünden yapılan incelemede; Çocuklara Verilen Nafaka yönünden; boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan özellikle eşlerin barınmasına (TMK m. 186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocuğun bakım ve korunmasına (TMK m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK m. 169). Müşterek çocukların yargılama aşamasında davacı annenin yanında olmayıp, kurumda kaldıkları anlaşılmaktadır. Bu sebeple, davacı annenin yanında bulunmayan müşterek çocuklar lehine dava tarihinden itibaren tedbir nafakasına hükmedilmiş olması doğru görülmemiştir. Öte yandan, velayetleri davacı anneye verilen müşterek çocukların bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlere babanın da gücü oranında katılması zorunludur (TMK m.182/2,185/2, 327 ve 330)....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından tedbir nafakalarının süresi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflarca açılan evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı ( TMK m.166/1) boşanma davasının, yargılaması sırasında mahkemece 19.03.2009 tarihli ara karar ile davalı karşı davacı kadın için 300,00 TL, ortak çocuklar ... ve ... yararına 250,00 ‘şer TL tedbir nafakalarına( TMK m. 169) hükmedilmiş, yapılan yargılama sonunda ise 06.10.2009 tarihli nihai karar ile her iki boşanma davasının reddine, tedbir nafakalarının hüküm kesinleşinceye kadar devamına karar verilmiştir....

      Açıklanan sebeplerle dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşaması tamamlanmadan ön incelemeye geçilerek işin esası hakkında karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. .../... 2-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m. 186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK m. 169). O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı-davacı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur....

        Davalı-karşı davacı kadının karşı dava dilekçesinde; boşanmanın fer'i (eki) olan maddi ve manevi tazminat, nafaka ve velayet (TMK.md.174/l-2) talepleri yanında asıl talep olarak Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesine dayalı boşanma talebi de bulunmaktadır. Bu nedenle, özellikle uyuşmazlık konuları tam olarak belirlenip; ön inceleme tamamlanmadan tahkikata geçilemez ve tahkikat için duruşma günü verilemez (HMK.md. 137). Bu yasal zorunluluğun gereği yapılmadan tahkikat duruşmasına geçilmesi ve de esasa dair hüküm kurulması doğru olmamıştır. 2-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK md. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK md.169)....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Davacı kadın Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı boşanma davası açmış, mahkemece, davacı kadının davasının kabulüne, davalı erkeğin eşini tehdit etmesi nedeniyle tam kusurlu olduğundan bahisle kadının maddi ve manevi tazminat talepleri ile yoksulluk nafaka talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece erkeğe kusur olarak yüklenen tehdit vakıasına kadının reddedilen ilk davasında da dayanılmıştır. Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayanak teşkil eden ve kadın tarafından açılıp delil ibraz edilmemesi nedeniyle reddedilen ve temyiz edilmeyerek kesinleşen ilk davanın açılmasından önceki olaylara dayalı olarak, davalı erkeğe bir kusur yüklenemez....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalı kadın 12.09.2012 tarihinde Türk Medeni Kanunu'nun 197. maddesine dayalı olarak bağımsız tedbir nafakası davası açmış, davacı erkek ise terk ihtarını 05.11.2012 tarihinde talep etmiştir. Davalı kadının Türk Medeni Kanunu'nun 197. maddesine dayalı davasının açılmasından itibaren dört aylık ayrılık süresi geçmeden terk ihtarına muhatap olan kadının ortak konuta dönmesi beklenemez....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm; kusur belirlemesi ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Fiili ayrılık, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesindeki diğer koşullarla birlikte gerçekleşmiş olmadıkça, Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesine dayalı boşanma davası bakımından; boşanma sebebi olarak kabul edilemez. Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir....

                Dava; fiili ayrılık (TMK md. 166/son) nedenine dayalı boşanma davası ve fer'ileri istemine ilişkindir. Davacı erkeğin kabul edilen boşanma davası istinafın kapsamı dışında tutulduğundan taraflar arasındaki boşanma hükmü kesinleşmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacı erkek vekilinin tüm, davalı kadın vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair istinaf itirazları yerinde değildir. 2- Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir (TMK m. 175/1). Nafaka yükümlülüğünde kusur aranmaz (TMK m. 175/2). Davalı kadının çalışmadığı, sürekli ve düzenli gelirinin bulunmadığı ve boşanmakla yoksulluğa düşeceği sabittir....

                UYAP Entegrasyonu