Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir. 5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir....

    Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptali nedeniyle, TMK.'nun 1007. maddesi gereğince açılan tazminata ilişkindir. Bu maddeye dayanılarak açılan tazminat davalarında davalı sıfatı Hazinenin olup, ... Genel Müdürlüğünün davalı sıfatı bulunmadığı gibi, 6098 sayılı Borçlar Kanununun 146. maddesindeki (818 sayılı Yasanın 125. maddesi) 10 yıllık genel zamanaşımı süresi de geçtiğinden sonucu itibariyle doğru olan hükmün ONANMASINA, peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Dosya içindeki bilgi ve belgelerden;dava konusu 980,00 m² yüzölçümlü taşınmaz tapuda davacı adına kayıtlı iken, Hazine tarafından açılan tapu iptali ve tescil davası sonucunda Çorlu Asliye Hukuk Mahkemesinin 1979/379 Esas 1982/386 Karar sayılı ilâmı ile 186 m² lik kısmının kıyı kenar çizgisi içerisinde bulunması nedeniyle tapu kaydının iptal edilerek, niteliği itibarıyla tescil harici bırakılmasına karar verildiği ve bu kararın temyiz incelemesinden geçerek 12.09.1983 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 10.12.2019 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. 3. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesinden kaynaklanan tazminat davalarında, mülkiyet kaybının kesinleştiği tarihten itibaren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 146 ncı maddesine (eski 125 inci md.) göre 10 yıllık genel zamanaşımı süresi içinde dava açılması gerekmektedir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Davacı ... ve arkadaşları tarafından, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltme işlemi sonucunda, maliki bulundukları 1159 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün azaldığı iddiasıyla düzeltme işleminin iptali, olmadığı takdirde TMK 1007. maddesi uyarınca tazminat istemiyle dava açıldığı, düzeltme işleminin iptaline ilişkin talebin Yargıtay denetiminden geçmek suretiyle kesinleştiği, diğer talebin ise tapu sicilinin yanlış tutulmasından kaynaklanan (TMK.1007 md.) tazminat talebine ilişkin olduğu anlaşılmakla, temyiz inceleme görevi Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 23.01.2020 tarih ve 1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca temyiz inceleme görevi Yargıtay 5. Hukuk Dairesi'ne ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın, anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 28.09.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir. 5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, TMK' nun 1007. Maddesine dayalı , Tapu sicilinin hatalı tutulmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davacıların sahibi olduğu taşınmaz tapu kaydının orman niteliğinde olduğu gerekçesiyle iptal edildiği anlaşılmıştır. Her ne kadar ormanların özel mülkiyete konu olması mümkün değil ise de, tapu sicili hatalı olarak tutulduğundan, TMK'nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacıların zararının tazmininin yerinde olduğu (bakz. Y. 20....

            Temyiz edilen karar; Dairemizin 06.06.2016 gün, 2015/2429 E. - 2016/6306 K. sayılı bozma ilamı ile "...çekişmeli taşınmazın arazi niteliğinde olduğu kabul edilmek ve gelir esasına göre değer tespit edilmek suretiyle, dava tarihi itibarıyla hesaplanan değer üzerinden tazminat ödenmesine ve bu değere dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmiş ise de; kararın dosya kapsamına ve yerleşik uygulamaya uygun olmadığı, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu kaydının iptalinden kaynaklı tazminat davalarında, zararın, mülkiyetin kaybedildiği tarih olan, tapu iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği günde doğmuş olduğu, bu nedenle, değer tespitinin bu tarih itibarıyla yapılacağı, faize de bu tarihten itibaren hükmedileceği, ıslah suretiyle arttırılan miktar yönünden ise ıslah tarihinin esas alınacağı, mahkemece, taşınmazın tarla olduğu kabul edilerek, gelir esası metoduna göre iptal kararının kesinleştiği tarih olan 08/07/2011 tarihi itibarıyla değer tespit edilmesi...

              Kamulaştırmasız el atma ve TMK'nın 1007 maddesine dayalı tazminat taleplerinin her ne kadar hukuki sebepleri ayrı ise de TMK'nın 1007 maddesine dayalı tazminat talebi açısından oluşan zararın başka şekilde giderilmemiş olması gerekmektedir. Davacının munzam zarara ilişkin olarak açmış olduğu dava da Üsküdar 2. Asliye hukuk mahkemesinin 2009/88 esas 2010/310 karar sayılı ilamı ile reddedildiğinden ve davacının zararı daha önceden karşılamış olduğundan TMK'nın 1007. Maddesinde belirtilen tazminat koşulları oluşmamıştır. Her ne kadar ilk derece mahkemesince dava konusu taşınmazın sit alanında kaldığı davacı tarafından taşınmazın sit alanında kaldığı bilinerek satın alındığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de taşınmazın satın alındığı 1996 yılında taşınmazın tapu kaydında herhangi bir kısıtlayıcı şerhin bulunmadığı, mahkemece gerekçesinin hatalı olduğu, ancak yukarıda açıklandığı üzere davacının zararı daha önce karşılanmış olduğundan ve TMK'nın 1007....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı Hazine vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Dava konusu taşınmazın diğer paydaşları tarafından açılan ... 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin ... sayılı tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesine dayalı tazminat davasının bu dava ile birleştirilmesine karar verildiği anlaşıldığından, mahkemenin gerekçeli kararı birleştirilen ... 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin ......

                "İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi İnceleme konusu karar, tapu kaydının iptalinden kaynaklanan tazminat isteğine ilişkin olup, dosyanın Yargıtay 1.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 20/09/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu