Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tapuya güven ilkesi gereğince taşınmazın tespit maliki adına kaydedilmesi sonrasında bu taşınmazı satın aldıklarını, tapuya güven ilkesi gereğince kazanımlarının korunması gerektiğini, mahkemece tapu kaydı iptal edilen taşınmazın bedeli kadar zarara uğradıklarını belirtmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken aksi yönde karar verilmesinin hukuka uygun olmadığını, taşınmazın tapu kaydında zeytinlik vasfında kayıtlı olduğunu belirterek ilk derece kararın kaldırılmasını istemiştir. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe Dava, TMK m.1007 dayalı tazminat istemini içermektedir. Her ne kadar ilk derece mahkemesi, tapu iptali ve tescil davasında uyulmasına karar verilen bozma ilamı kapsamında bir değerlendirme yapmak suretiyle red kararı vermiş ise de davanın TMK m.1007'ye dayalı olması nedeniyle hukuki yorumda hata yapıldığı anlaşılmaktadır....

Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir. 5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir....

    Asliye Hukuk Mahkemesinde açılıp, 1973/473 esas sayılı dosya üzerinden görülen davada, 97 parsel sayılı taşınmazın kumsal sahasnda kaldığı ve özel mülkiyete konu olamayacak, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu tespit edilerek Nazıf Özen adına olan tapu kaydının iptaline karar verilerek, söz konusu kararın 19.11.1976 tarihinde kesinleşmesi üzerine, davacılar tarafından TMK'nun 1007. maddesine dayalı olarak tazminat istemli işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. 4721 sayılı TMK'nun 1007. maddesi uyarınca tazminat istemli olarak açılan davalarda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 146. maddesindeki 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması esas olup, tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleşip, tapuda infaz edilmesinden sonra 10 yıllık genel zamanaşımı süresi içerisinde açılmayan davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

      Çiftçi adına olan tapu kaydının iptaline karar verildiği, söz konusu kararın kesinleşmesi üzerine 120 parselin 07.09.1990 yılında orman vasfı ile Hazine adına tescil edilmesi üzerine, davacı tarafından TMK’nun 1007. maddesine dayalı olarak tazminat istemli işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. 4721 sayılı TMK’nun 1007. maddesi uyarınca tazminat istemli olarak açılan davalarda 6098 sayılı TBK’nun 146. maddesindeki 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması esas olup, tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleşip tapuda infaz edilmesinden sonra 10 yıllık genel zamanaşımı süresi içerisinde açılmayan davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 08.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/07/2021 NUMARASI : 2019/327 ESAS, 2021/371 KARAR DAVA KONUSU : TMK 1007'den Kaynaklı Tazminat KARAR : Anamur 2....

        HD'sinin 2015/5708 E. 2016/3111 K sayılı kararında da belirtildiği üzere, bu davalarda zamanaşımı süresi TBK'nın 146 maddesine göre 10 yıl olup, zamanaşımı süresi zararın doğduğu tarihte işlemeye başlar. Tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararı 30/04/2019 tarihinde dava zamanaşımı süresi dolmadan 21/05/2019 tarihinde açılmıştır. Davalı taraf kararı vekalet ücreti yönünden de istinaf etmiştir. Yargıtay 20. HD'sinin 2016/12913 E 2017/3325 K sayılı kararında da değinildiği üzere devletin kusursuz sorumluluğundan kaynaklı bu türden davalarda nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden karar bu yönüyle doğrudur. Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, TMK' nun 1007. Maddesine dayalı , Tapu sicilinin hatalı tutulmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davacıların da hissedarı olduğu taşınmaz tapu kaydının orman niteliğinde olduğu gerekçesiyle iptal edildiği anlaşılmıştır. Her ne kadar ormanların özel mülkiyete konu olması mümkün değil ise de, tapu sicili hatalı olarak tutulduğundan, TMK'nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacıların zararının tazmininin yerinde olduğu (bakz. Y. 20....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, TMK' nun 1007. Maddesine dayalı , Tapu sicilinin hatalı tutulmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davacıların da hissedarı olduğu taşınmaz tapu kaydının tamamının orman niteliğinde olduğu gerekçesiyle iptal edildiği anlaşılmıştır. Her ne kadar ormanların özel mülkiyete konu olması mümkün değil ise de, tapu sicili hatalı olarak tutulduğundan, TMK'nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacının zararının tazmininin yerinde olduğu (bakz. Y. 20....

        Şöyle ki; TMK'nın 1007. maddeden kaynaklanan tazminat davalarına da uygulanan Kamulaştırma Kanununun kıymet takdiri esaslarını gösteren 11. maddesinin üçüncü fıkrasının özellikle arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca, kamulaştırma gününden önce özel amacı olmayan emsal satışlara göre satış değerinin tesbiti ve bedelin tesbitinde etkisi olan diğer unsurlar da dikkate alınarak dördüncü fıkra gereğince her unsurun gerekçeleri ve değere katkı oranları ayrı ayrı belirlenip dayanakları gösterilmek suretiyle değerlendirilerek değer tespiti yapılması gerekmektedir. Ayrıca, tapu kaydının iptalinden kaynaklı tazminat davalarında, zararın, mülkiyetin kaybedildiği tarih olan, tapunun iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği günde doğmuş olduğu, bu nedenle değer tespitinin bu tarih itibarıyla yapılacağı kabul edilmektedir....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, TMK' nun 1007. Maddesine dayalı, Tapu sicilinin hatalı tutulmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davacıların da hissedarı olduğu taşınmaz tapu kaydının orman niteliğinde olduğu gerekçesiyle iptal edildiği anlaşılmıştır. Her ne kadar ormanların özel mülkiyete konu olması mümkün değil ise de, tapu sicili hatalı olarak tutulduğundan, TMK'nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacıların zararının tazmininin yerinde olduğu (bakz. Y. 20....

          UYAP Entegrasyonu