Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şti. ile davalı banka arasında 02.08.2011 ve 21.10.2011 tarihli genel kredi sözleşmeleri imzalandığı ve bu sözleşmelerde davacının imzasının bulunmadığı, davacı tarafça imzalanan genel kredi sözleşmesi herhangi bir kredi borcuna hasredilmemiş olup, kredi borcu ödenmiş olsa bile kefil kefaletinden vazgeçmedikçe yeniden kullandırılan krediler için sorumluluğunun devam edeceği, bu nedenle davacının limit dahilinde dava dışı şirkete kullandırılan krediden sorumlu olması gerektiği, istirdat şartlarının oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, davacının kefalet imzası bulunmayan kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacak için takip yapılıp, haksız olarak davacıdan tahsilat yapıldığı iddiası ile menfi tespit istemine ilişkindir....

    Menfi tespit davaları şartları oluştuğunda istirdat talebini de içermektedir. İİK'nın 72/6 madde ve fıkrası ''Borçlu, menfi tespit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.'' hükmünü içermektedir. Bu nedenle davaya konu çekin ödenmesi halinde davaya İİK'nın 72/6 madde ve fıkrası uyarınca istirdat davası olarak devam edilmesi gerekecektir. Nitekim Arabuluculuk Daire Başkanlığı'nın ''Ticari Uyuşmazlıklarda Dava Şartı Arabuluculuk'' başlıklı Mart 2019 tarihli yayınının 142. sayfasında ''Söz konusu gerekçeler dikkate alındığında, TTK'nın 5/A maddesi uyarınca, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki davalar yanında, tespit davalarının da dava şartı arabuluculuk kapsamında olduğu sonucuna varılmaktadır. Aksinin kabulü halinde, hem kanun koyucunun alacağa aykırı yorum yapılmış olacak hem de uygulamada büyük bir kargaşa yaşanacaktır.'' şeklinde benzer tespitte bulunmuştur....

      Dava, dava dışı asıl borçlu ile davalı banka arasında düzenlenen ve davacının murisinin kefil sıfatıyla imzaladığı genel kredi sözleşmesi uyarınca kullanılan kredi bedelinin tahsili için başlatılan icra takibinde, kefil olan murisin ölümü üzerine mirasın reddi sebebine dayanılarak borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. ... Her ne kadar davacı TTK hükümleri gereğince tacir değilse de, davalı banka ile davacının murisinin kefil olduğu sözleşme genel kredi sözleşmesi niteliğindedir. İhtilafın çözümünde dava dışı borçlu ile davalı banka arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesinin değerlendirileceği, bu sözleşmedeki hükümlerin ve içeriğinin değerlendirme konusu olacağı açıktır. Buna göre taraflar arasındaki ihtilafın temeli genel kredi sözleşmesi olduğuna göre, davada ticari bir borcun ödenmesi talep konusudur. Dava konusu TTK 4. maddesi gereğince bankalardan kullanılan genel kredi sözleşmelerinden kaynaklandığından içerik itibariyle mutlak ticari dava niteliği taşımaktadır....

        İlgili madde çerçevesinde "konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması," zorunluluğu kabul edilerek, uyuşmazlıkların yargıya intikal ettirilmeden, arabuluculuk yolu ile çözümlenmesi, yargı yükünün hafifletilmesi ve uyuşmazlıkların kısa sürede ve daha ekonomik şekilde çözülmesi hedeflenmiştir. Yapılan düzenleme, TTK'da yer almasına rağmen, yasa koyucu, arabuluculuğa tabi davaların belirlenmesinde görevli mahkemeyi, kıstas olarak almamış, davanın "ticari dava" olması kıstas alınarak, davanın "ticari dava" olması halinde "bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri" çerçevesinde açılacak davalarda, arabuluculuğu dava şartı olarak kabul etmiştir....

        İlgili madde çerçevesinde "konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması," zorunluluğu kabul edilerek, uyuşmazlıkların yargıya intikal ettirilmeden, arabuluculuk yolu ile çözümlenmesi, yargı yükünün hafifletilmesi ve uyuşmazlıkların kısa sürede ve daha ekonomik şekilde çözülmesi hedeflenmiştir. Yapılan düzenleme, TTK'da yer almasına rağmen, yasa koyucu, arabuluculuğa tabi davaların belirlenmesinde görevli mahkemeyi, kıstas olarak almamış, davanın "ticari dava" olması kıstas alınarak, davanın "ticari dava" olması halinde "bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri" çerçevesinde açılacak davalarda, arabuluculuğu dava şartı olarak kabul etmiştir....

        Davalı vekili, davacının 07/06/2010 tarihinde kendisine bildirilen erken kapama maliyetleri dahil tüm tutarı ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin ödeyerek kredi borcunu kapattığını, erken kapama maliyetinin davacıya yansıtılmasının hem sözleşme hem de bankacılık ve ticari teamülleri gereği olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, genel kredi sözleşmesine göre erken ödeme komisyonunu belirleme yetkisinin bankaya ait olduğu, ancak oran belirlenirken TMK'nın 2. maddesine uygun davranılacağı, erken kapama komisyon oranının %2 olması gerektiği, 68.878,70 TL fazla tahsilat yapıldığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, 68.878,70 TL'nin ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir....

          ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2023/21 Esas KARAR NO : 2023/21 DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 09/01/2023 KARAR TARİHİ : 13/01/2023 Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan incelemesinde; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı borçlu olan ... A.Ş., ... ve muris ... (TCKN: ...) ile alacağı müvekkil şirkete temlik eden ... A.Ş. arasında ticari kredi sözleşmesi imzalandığını, Temlik eden ... A.Ş.'den ... müşteri nolu ... A.Ş. ticari kredi aldığını, ... ve ... ise bu krediyi müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, davalı borçluların kredi borcunu zamanında ödeme yapmadığını, Temlik eden ... A.Ş. ile imzalanan kredi sözleşmesine istinaden borcun ödenmemesi üzerine borçlulara kat ihtarnamesi gönderilerek borcun temerrüde düşürüldüğünü, Antalya Genel İcra Müdürlüğü ......

            MAHKEME: "Tüm dosya kapsamından; davalının, dava dışı Yapı Kredi Bankası AŞ'den kullanmış olduğu kredi sözleşmesini, davacının 10.000 TL kefalet limiti ile müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, asıl borçlu olan davalının kredi borcunu geri ödememesi üzerine, banka tarafından kredi hamili ve kefilleri hakkında İstanbul Anadolu 18....

            ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/501 Esas KARAR NO : 2022/835 DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 02/07/2022 KARAR TARİHİ : 08/11/2022 Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı bankadan kredi kartı aldığını, maddi durum nedeni ile ödeyemediğini ve 03.04.2018 tarihinde hakkında idari ve kanuni takip başlattığını, En son 12.06.2022 tarihinde alınan raporda en sonu Mart 2022 tarihinde olmak üzere 47 kez idari kanuni takibe düşmüş gibi bilgi gönderen davalı bankanın kendisini maddi manevi zarara uğrattığını, arabulucuya başvurmasına rağmen haksız fiilin sonlandırılmadığını, Arabulucuda anlaşma sağlanamadığını, Davanın kabulünü, Davalı bankanın sistemi yanıltarak olumsuz yalanlarla dolu kayıtlarının düzeltilmesi yönünde karar verilmesini, davalının bankanın haksız kötü niyetli eylemleri nedeni...

              Dosya, bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi verilerek ve gerekli ihtaratlar yapılarak mali müşavir bilirkişiye tevdii edilmiş; defter incelemesinde davacı yanın defterlerini hazır bulundurduğu, 06.07.2022 tarihli bilirkişi raporuna göre dosyadaki bilgi, belge, faturalar ve ticari defterler ışığında, ibraz edilen davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu ve lehine delil teşkil ettiği, davalı şirket ile arasındaki ticari ilişkiye ilişkin herhangi bir kayıt ve takibe konu edilen faturaların davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, davalı tarafça verilen müzekkere cevabında; davacı şirket ile yapılan abonelik sözleşmesinin aslı veya fotokopisine rastlanmadığı,------sayılı dosyasına konu edilen 3 adet faturanın yasal takipte ödendiği rapor edilmiş olup, bilirkişi raporunun bu yönleriyle gerekçeli, denetime elverişli ve hükme esas alınabilir nitelikte bulunduğu, her ne kadar davacı tarafından, istirdat ve manevi tazminat isteminde bulunulmuş ise de,...

                UYAP Entegrasyonu