Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacı ..., Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında tespitten önceki kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava; kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya hukuki sebeplerine dayalı olarak TMK'nın 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. ve 17. maddeleri gereğince açılan, tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir....

    Şu halde, davacının dayandığı harici satın alma senedi tespit tarihinden sonra 19.11.1976 tarihinde düzenlendiğine göre, davacının kadastro tespitinden önceki hukuki sebeplere değil, tespitten sonra ve fakat tutanağın kesinleşmesinden önceki hukuki sebeplere dayanarak tapu iptali ve tescil isteğinde bulunduğunun kabulü gerekir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde açıklanan on yıllık hak düşürücü süre, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak açılan tapu iptali ve tescil davalarında söz konusu olup, somut olayda bu maddenin uygulanma olanağı bulunmamaktadır....

      HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Tespitten Önceki Hukuki Sebeplere Dayalı Tapu İptali Ve Tescil istemine ilişkindir. Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 01/09/2022 tarihinden itibaren geçerli 1047 sayılı İş Bölümü Kararı gereği, 14. Hukuk Dairesi iş bölümünün 24. maddesinde; "6292 sayılı Kanun gereğince şerh sahibi veya üçüncü şahsa yapılan satış işleminin ve bunun sonucu meydana gelen tapu kaydının yolsuz şekilde oluştuğu iddiasına dayalı genel mahkemelerde açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkin davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar," şeklindeki düzenleme yer almıştır. Bu düzenleme karşısında istinaf talebini inceleme görevi Adana Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi'ne aittir. HMK 352/1 maddesinde ''Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince dosya üzerinde yapılacak ön inceleme sonunda incelemenin başka bir dairece yapılması gerektiği tespit edilen dosyalar hakkında öncelikle gerekli karar verilir.'' hükmü öngörülmüştür....

      Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuki sebebine dayalı olarak 4721 sayılı TMK'nın 713/1. ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddeleri gereğince açılan tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkin olup, Mahkemece, çekişmeli taşınmazın yol olarak tespit harici bırakıldığı 24.7.2007 tarihinden davanın açıldığı 05.11.2010 tarihine kadar 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresi ile koşullarının davacı yararına gerçekleşmediği kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Davacı ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği hukuki nedenine dayanarak, hem tespitten önceki hem de tespitten sonraki sebeplere dayalı olarak dava açmış olup, komşu taşınmazlarla ilgili olarak kadastro tespit tutanaklarının düzenlenmesi, tespit harici bırakılan taşınmaz üzerinde usulüne uygun olarak sürdürülen zilyetliği kesintiye uğratmaz. Dolayısıyla davacı, kadastro tespiti öncesinden beri sürdürdüğü zilyetliğine dayanarak adına tescil talebinde bulunabilir....

        ./.... maddesinde "Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz." hükmü getirilmiştir. Somut olayda; dosya kapsamından kadastro tespitinin 1963 yılında yapıldığı, tespite itiraz sonucu hükmen 1995 yılında davalılar adına tescil edildiği; davacıların ise taşınmazı 1975 yılında davalıların murisinden satın aldıkları iddiası ile dava açtıkları anlaşılmaktadır. Diğer bir anlatımla davacılar tespitten önceki bir hakka dayanmayıp, aksine tespit tarihinden sonraki sebeplere dayalı olarak dava açmışlardır. Bu durumda 3402 sayılı Yasa'nın .../... maddesinde öngörülen ... yıllık sürenin uygulama olanağı bulunmamaktadır....

          Ne var ki, davacı, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği hukuki nedenine dayanarak, hem tespitten önceki hem de tespitten sonraki sebeplere dayalı olarak dava açmış olup, hakkında tutanak düzenlenmeyen taşınmazlara komşu taşınmazlarla ilgili olarak kadastro tespit tutanaklarının düzenlenmesi, usulüne uygun olarak sürdürülen zilyetliği kesintiye uğratmaz. Dolayısıyla davacı, kadastro tespiti öncesinden beri sürdürdüğü zilyetlik nedenine dayanarak adına tescil talebinde bulunabilir. Ayni haklar mutlak nitelikte olup yasal bir kısıtlama olmadıkça her zaman herkese karşı ileri sürülebilir. Gerek 3402 sayılı Kadastro Kanununda, gerekse de 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun tescil hükümlerini düzenleyen maddelerinde, hakkında tutanak düzenlenmeyen ya da tespit harici bırakılan yerler hakkında kadastro öncesi nedenlere dayanılarak dava açılmasını engelleyen yasal düzenleme bulunmamaktadır....

            Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, taşınmazın 2000 yılında yapılan kadastro çalışması ile davalıların kullanıcı oldukları beyanlar hanesine yazılmak suretiyle Hazine adına tespit ve tescil edildiği, davacının tespitten önceki sebeplere dayalı olarak açtığı davada, dava tarihi itibariyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre dolduğu gibi, tespitten sonra dahi davalıların kullanıcısı olduğu taşınmazların tamamının ya da bir bölümünün kendisine kayden ya da irsen intikal ettiği davacı tarafından iddia ve ispat edilmediğine göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye temyiz karar harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 14.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın, ıslah edilmeyen dava dilekçesindeki açıklayamaya göre, kadastro tespitinden önceki nedene ve murisin tespitten sonra ölmesi nedeniyle, miras yolu ile gelen hakka dayalı olarak açıldığı, dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, 3402 sayılı Kanun'un 12/3. maddesinde yer alan düzenlemeye göre, bu nitelikteki davaların kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıllık süre içinde açılabileceği, somut olayda, dava konusu taşınmazların kadastro tespitlerinin 11.10.2007 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 18.11.2017 tarihinde açıldığı, hak düşürücü süre geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayalı olarak dava açılamayacağına göre, İlk Derece Mahkemesince davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, yine tespitten önce,...

                Bu madde "Bu sicillerde belirtilen haklara tescilleri tarihinden itibaren on sene geçtikten sonra, tapulamaya takaddüm eden sebeplere dayanılarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz" hükmünü içermektedir. Kadastro tespitinin yapıldığı ve kesinleştiği tarih itibarıyla yürürlükte bulunan hüküm gereğince, kesinleşmiş kadastro tespit tutanaklarının tapu kaydına tescillerinden itibaren 10 yıllık süre geçtikten sonra kadastro öncesindeki sebeplere dayalı olarak tapu kayıtlarına itiraz olunamayacağını ve tapu kayıtlarına karşı dava açılamayacağını belirtmektedir. Kaldı ki 3402 sayılı yasanın 12/3 maddesi uyarınca da kadastro tespitlerinin kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıllık süre geçtikten sonra, tespitten önceki nedenlere dayanılarak tespite karşı dava açılamayacağını ihtiva etmektedir. Dava 11/06/2020 tarihinde, kadastro tespitinin tescilinden yaklaşık 43 yıl sonra açılmıştır....

                HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/1783 KARAR NO : 2023/421 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : SÜRMENE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08.04.2022 NUMARASI : 2020/182 ESAS- 2022/89 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Tespitten Önceki Hukuki Sebeplere Dayalı) KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....

                UYAP Entegrasyonu