WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, çekişmeli taşınmazların murisin sağlığında davalı adına tespit edildiği, tespitlerin 1983 ve 1991 yıllarında kesinleşerek tescil edildiği, murisin 06.07.1992 tarihinde öldüğü, mirasçıların muris muvaazasından kaynaklanan haklarının ölümden sonra doğacağı, muris tespitten sonra öldüğüne göre eldeki muris muvazaası nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davasında hak düşürücü sürenin uygulanamayacağı ancak çekişmeli taşınmazların tapusuz olması nedeniyle muvazaa iddiasının dinlenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dava kadastro tespitinden önceki nedene ve murisin tespitten sonra ölmesi nedeniyle miras yolu ile gelen hakka dayalı olarak açılmıştır. Tespitten önce taşınmaz tapuda kayıtlı olmadığına göre mahkemenin de kabulünde olduğu gibi somut oluyda muvazaa iddiasının dinlenme olanağı bulunmamaktadır....

    Eldeki dava ise harcı yatırılmak suretiyle 23.09.2008 tarihinde açılmıştır. 4342 sayılı Yasanın 21/2. maddesi ile tahsis kararlarında belirtilen haklara tahsislerin kesinleştiği tarihten itibaren 5 yıl geçtikten sonra tespitlerden önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz edilemeyeceği ve bunlara karşı dava açılamayacağı düzenlenmiştir. Bu süre hak düşürücü süre niteliğinde olup, mahkemece resen gözönünde tutulur. Hal böyle iken, eldeki dava nizalı taşınmazın mera olarak tahsis edilmesinin kesinleştiği tarihten sonra 4342 sayılı Yasanın 21/2. maddesinde öngörülen 5 yıllık hak düşürücü süre geçirildikten sonra açıldığına göre, tespitten önceki hukuki nedenler bakımından hak düşürücü sürenin geçtiği, tespitten sonraki sebepler bakımından ise zilyetliğin hukuki kıymetinin bulunmadığı gözönüne alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgıya düşülerek yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır....

      Dava bozma sonrası, TMK’nın 713/2. fıkrasında yer alan maliki yirmi yıl önce ölmüş ve tapu kaydının bu nedenle hukuki değerini yitirmesi hukuki sebebine dayalı olarak TMK.nın 713/1, 2 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır. TMK.nın 713/2. fıkrasıyla, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 15/2. fıkraları karşısında 19.07.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu'nun ilgili hükümlerinin uygulama olanağı görülmemektedir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - BEDEL -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; tespitten sonra, ancak tapu kaydı oluşmadan önceki satış senedine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkin olup, Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nin onama kararına karşı, karar düzeltme isteminde bulunulmuştur. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 02.07.2021 tarihli ve 211 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 09.07.2021 günü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 7. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 7. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 20/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Belirtmek gerekir ki, 10 yıllık süre içerisinde açılacak davada davacının mutlaka kadastro tespitinden önceki hukuki sebeplere dayanması zorunludur. Diğer bir anlatımla, davacı kadastrodan önceki bir hakka dayanmalıdır. Somut olaya gelince, dava konusu taşınmaza ait kadastro tespit tutanağının 11.10.1963 tarihinde düzenlendiği, Hazinenin itirazı üzerine hükmen 08.11.1988 tarihinde taraflar adına tescile karar verildiği, davacıların ise tespitten sonra düzenlendiği anlaşılan 16.05.1977 tarihli taksim sözleşmesi ve 19.01.1981 tarihli satış vaadi sözleşmesine dayanarak bu davayı açtıkları anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece, kadastrodan sonraki bir hukuki sebebe dayanılarak açılan bu davada işin esasının incelenmesi gerekirken hak düşürücü sürenin geçtiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tespitten önceki hukuki sebeplere dayalı Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairenin 13.01.2020 gün 2016/10720 Esas ve 2020/36 Karar sayılı ilamıyla karar onanmıştır. Daire ilamındaki onama karar tarihinin 13.01.2019 olarak yazılması ve karar düzeltme yolunun kapalı yazılmasının doğru olmadığı ileri sürülerek maddi hatanın düzeltilmesi isteğinde bulunulmuştur. Dairece maddi hata talebi incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Dava tapu iptal ve terkin isteğine ilişkin olup, Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalılar vekilince yapılan temyiz itirazı üzerine Dairenin 13.01.2020 tarihli ve 2016/10720 Esas, 2020/36 Karar sayılı ilamıyla karar onanmıştır....

              ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 03/12/2020 NUMARASI : 2019/99 2020/284 DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Tespitten Önceki Hukuki Sebeplere Dayalı) KARAR : Taraflar arasındaki Tapu İptali Ve Tescil (Tespitten Önceki Hukuki Sebeplere Dayalı) davası hakkında kurulan hükmün istinaf incelenmesi davalı T4 vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kumluca ilçesi, Sarıcasu mahallesi, 183 ada 29 parsel sayılı taşınmazın müvekkiline ait olduğunu, komşu parsellerde davalılara ait taşınmazların bulunduğunu, taşınmazda yapılan yenileme çalışmaları ile taşınmazın yüz ölçümünün azaldığını, eksilen kısımların davalı parsellere eklendiğini beyan ederek, yenileme çalışmaları sonucu taşınmazdan çıkan yerlerin müvekkil parseline yeniden eklenmesine ilişkin iş bu davayı ikame etmiştir. Davalı T4 vekili davanın reddini savunmuştur....

              dan tespitten sonra satış yoluyla pay satın alan davacıların, ... sayılı parselin miktar fazlası olmayıp, dayanılan tapu kaydının kapsamı içinde kaldığına, dair Hazineye karşı ileri sürdükleri taleplerinin tespitten önceki sebebe dayalı olduğu kuşkusuz olup çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği 1995 tarihi ile dava tarihi olan 25.11.2011 arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3, maddesinde yazılı 10 yıllık hak düşürücü süre geçmiş bulunduğuna göre davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerektiğine dair bozma ilamında isabetsizlik bulunmamasına göre Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiçbirisine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, 2- Tüm davacıların ... parsel sayılı taşınmaz hakkındaki karar düzeltme taleplerine gelince; Aralık 1944 tarih 46 nolu tapu kaydının tedavülü Şubat 1955 tarih 40 sayılı tapu kaydı kadastro sırasında ... sayılı taşınmaza revizyon görmüş ve tapu maliki ... adına tespit yapılmış, tespitten sonra...

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVALILAR : ORMAN İDARESİ, HAZİNE DAVA TÜRÜ : TESPİTTEN ÖNCEKİ HUKUKİ SEBEPLERE DAYALI KANUN YOLU : TEMYİZ Orman İdaresi davada taraf olup, 2797 sayılı Yasa'nın değişik 14.maddesine ve Yargıtay Büyük Genel Kurulu Kararına göre, dosyayı inceleme görevi 20.Hukuk Dairesi'ne aittir. Bu nedenle dosyanın Yargıtay Yüksek 20. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 14.12.2011 gününde oybirliği ile karar verildi....

                  O halde öncelikle davacıdan talebi tam ve doğru bir şekilde açıklattırılmak suretiyle, davacının talebinin taşınmazın tespitine esas tapu kaydının miktar fazlası üzerinde kazandırıcı zamamaşımı zilyetliği sebebine mi yoksa taşınmazın tespitten önce tapu maliklerince yapılan taksim nedeniyle kendisine düşen bölümün ifrazı ile adına tescil talebine mi yönelik olduğu tereddütsüz olarak belirlenmeli, daha sonra iddia ve savunmalar doğrultusunda keşif yapılmalı, yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından iddia ve savunmalar doğrultusunda bilgi ve görgüye dayalı olarak beyanları alınmalı, dava tespitten önceki sebeplere dayalı olarak açıldığına göre, farklı hukuki sebebe dayalı olarak taşınmaz edinilmesi ya da taksim ve benzeri nedenlerle zeminde ayrı kullanılması halinde malikinin her bir parçasının ifraz edilerek tapuya tescil edilmesini isteme hakkının bulunduğu ve davalı ... kadastro tespitindan sonra kayden pay satın alma nedeniyle malik olduğuna göre TMK'ın 1023. maddesinde öngörülen "Tapu...

                    UYAP Entegrasyonu