Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Grev ve lokavt yasakları 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 62'nci maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, can ve mal kurtarma işlerinde; cenaze işlerinde ve mezarlıklarda; şehir şebeke suyu, elektrik, doğal gaz, petrol üretimi, tasfiyesi ve dağıtımı ile nafta veya doğal gazdan başlayan petrokimya işlerinde; Millî Savunma Bakanlığı ile Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığınca doğrudan işletilen yerlerinde; kamu kuruluşlarınca yürütülen itfaiye ve hastanelerde grev ve lokavt yapılamaz. Bakanlar Kurulu, genel hayatı önemli ölçüde etkileyen doğa olaylarının gerçekleştiği yerlerde bu durumun devamı süresince yürürlükte kalmak kaydıyla gerekli gördüğü yerlerinde grev ve lokavtı yasaklayabilir. Yasağın kalkmasından itibaren altmış gün içinde altı günü önce karşı tarafa bildirilmek kaydıyla grev ve lokavt uygulamasına devam edilir....

    Verilecek karar, tarafları, işçi ve işveren sendikasının üyelerini bağlar ve ceza davaları için kesin delil teşkil eder. (2) Hâkim tedbir olarak dava konusu grev veya lokavtın durdurulmasına karar verebilir.” Grev hakkı Anayasa’nın 54. maddesinde düzenlenmiştir. Anayasanın 54. maddesi uyarınca: "Toplu sözleşmesinin yapılması sırasında uyuşmazlık çıkması halinde işçiler grev hakkına sahiptirler." 07.05.2010 tarihli Anayasa değişiklikleri kapsamında 54. maddede bir takım değişiklikler gerçekleştirilmiştir. Bu kapsamda Anayasamızın 54/7 maddesinde yer alan "Siyasi amaçlı grev ve lokavt, dayanışma grev ve lokavtı, genel grev ve lokavt, işyeri işgali, işi yavaşlatma, verimi düşürme ve diğer direnişler yapılamaz." hükmü kaldırılmıştır....

      Tüzüğün 2.maddesinde; grev ve lokavt uygulanan işyerlerinde mülki idare amirlerinin Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu'nun 50.maddesi ve kamu düzeni ve güvenliğini ilgilendiren konuyla ilgili diğer yasaların verdiği yetkileri kullanabileceği belirtilmiştir. Kamu düzeni ve güvenliğiyle ilgili yasaların grev ve lokavt uygulanan işyerlerinde de uygulanabileceğinin tüzükte açıklanmış olmasında hukuka aykırı bir durum bulunmamaktadır. Zaten mülki idare amirlerinin alacağı önlemlerin yasal bir grev ve lokavtın uygulanmasını engelleyici nitelikte olamayacağı sözkonusu 2.maddede belirtilmiştir. Tüzüğün 3.maddesinde; mülki idari amirlerinin tüzükte öngörülen önlemlerin alınmasına ve uygulanmasına ilişkin çalışmalarda yardımcı olmak ve danışma görevi yapmak üzere kendi başkanlıklarında bir grev ve lokavt danışma kurulu kurabilecekleri belirtilmiştir....

        İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 19/11/2020 NUMARASI : 2019/1172 ESAS - 2020/557 KARAR DAVA KONUSU : Tespit (Toplu İş Görüşmesi Grev Ve Lokavt Kanunundan Kaynaklanan) KARAR : Davalı Sendika vekili cevap dilekçesinde; Yüksek Hakem Kurulu kararlarının kesin olduğunu ve toplu sözleşmesi hükmünde bulunduğunu, süresinde başvuru yapıldığını, yasaya uygun hareket edildiğini belirterek davanın reddini istemiştir. Davalı Bakanlık cevap dilekçesinde ;6356 Sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu 35.Maddesi ve 51/1 Maddesine göre işverenler ile sendika arasındaki toplu sözleşmesi uyuşmazlığının çözümü için sendikanın Yüksek Hakem Kuruluna başvurduğunu, kurulun usulünce inceleme yapıp karar verdiğini ve bu kararın kesin olduğunu ve toplu sözleşme hükmünde bulunduğunu kesinleşmiş yetki belgesine istinaden hakem sıfatı ile kurul tarafından bağıtlandığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından davanın reddine karar verilmiştir....

        ile davalı ... aralarındaki kurum kararına itiraz davası hakkında Amasya İş Mahkemesinden verilen 25.01.2008 gün ve 264-34 sayılı hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu. K A R A R Yargıtay 21.ci Hukuk Dairesinin İş Bölümü alanı, özel Kanunlarda başkaca hüküm bulunmadığı taktirde, "Yargıtay Kanunu" nun 14'ncü maddesiyle sınırlıdır. Anılan madde hükmünde ise, Dairemizin hasren 506 ve 1479 sayılı Yasalardan doğan uyuşmazlıklara ilişkin olarak İş Mahkemelerinden verilen hüküm ve kararları inceleyeceği öngörülmüştür. İnceleme konusu karar, grev ve lokavt kanunundan kaynaklanan ilişkin olup belirgin şekilde 14'ncü maddenin kapsamı dışında bulunmakta ve niteliği bakımından Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin işbölümü alanı içine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dava dosyasının Yargıtay 9....

          Zira, Toplu İş Sözleşmesi ile işçi ve işveren 4857 sayılı İş Kanunu uygulanmasa bile, anılan yasa kapsamına girmiştir. Bunun dışında 4857 sayılı İş Kanunu'nun 4. maddesinde hava taşıma işlerinin yapıldığı işyerlerinde çalışanların kanun kapsamına girmeyeceği açıklandıktan sonra, aynı maddede, havacılığın bütün yer tesislerinde yürütülen işlerinde, çalışanların 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında oldukları açıkça belirtilmiştir. Sonuç olarak ister taşıma, ister yer hizmeti olsun, yukarıda açıklanan ilkelere göre hava işlerinde, 4857 sayılı İş Kanunu, 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu'nun uygulandığı uyuşmazlıklarda, mahkemesi görevli olacaktır. Diğer durumlarda ise mahkemesi değil, genel mahkemeler yetkili ve görevli olacaklardır....

            Dosya içeriğine göre, davalı şirkete ait işyerinde elektrik teknisyeni olan ve bakım elemanı olarak çalışan davacı işçinin, işyerinde yapılan yasal grevde grev dışı personel olarak belirlendiği, 16.06.2008 tarihinde bir makinede çıkan arızaya müdahale etmesi istenen davacının grev nedeniyle müdahale etmeyeceğini belirtmesi üzerine sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25/11. maddesi uyarınca feshedildiği anlaşılmaktadır. 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu'nun 39. maddesi; "Hiçbir surette üretim veya satışa yönelik olmamak kaydı ile niteliği bakımından sürekli olmasında teknik zorunluluk bulunan işlerde faaliyetin devamlılığını; işyeri güvenliğinin, makine ve demirbaş eşyasının, gereçlerinin, hammadde, yarı mamul ve mamul maddelerin bozulmamasını; hayvan ve bitkilerin korunmasını sağlayacak sayıda işçi kanuni grev ve lokavt sırasında çalışmaya, işveren de bunları çalıştırmaya mecburdur" hükmünü taşımaktadır....

              Anayasa'nın "Grev Hakkı ve Lokavt" başlıklı 54.maddesinin 1.fıkrasında, Toplu İş Sözleşmesinin yapılması sırasında, uyuşmazlık çıkması halinde işçilerin grev hakkına sahip olduğu, bu hakkın kullanılmasının ve işverenin lokavta başvurmasının usul ve şartları ile kapsam ve istisnalarının yasayla düzenleneceği, 4.fıkrasında da grev ve lokavtın yasaklanabileceği haller ve işyerlerinin yasayla düzenleneceği hükme bağlanmıştır. 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Yasası'nın 31.maddesinde, savaş halinde, genel veya kısmi seferberlik süresince grev ve lokavt yapılamayacağı; yangın, su baskını, toprak ve çığ kayması ve depremlerin verdiği ve genel hayatı felce uğratan felaket hallerinde Bakanlar Kurulu'nun, bu hallerin vuku bulduğu yerlere inhisar etmek ve bu hallerin devamı süresince yürürlükte kalmak üzere, gerekli gördüğü işyerleri veya işkollarında grev ve lokavtın yasak edildiğine dair karar alabileceği, yasağın kaldırılmasının...

                İş Mahkemesi 2015/417 esas sayılı dosyası ile yetki tespitine itiraz edildiğini, dava açtığını, bu süreçte sendikanın müvekkili şirkette toplu sözleşmesi yapma yetkisi bulunmadığı ve toplu pazarlıkta grev ve lokavt aşamasına gelinmediği halde, davacı ve bazı diğer çalışanlar 09, 10 ve 11 Eylül tarihlerinde bıraktıklarını, üretimi tamamen durdurarak müvekkili şirketin faaliyetlerini yürütmesini engellediklerini, bunun üzerine müvekkil şirket tarafından noter vasıtası ile işyerinde tespit yaptırıldığını, yapılan inceleme sonucunda işyerinde bırakarak üretimi durduran işçilerin tespit edildiğini ve tespit sırasında da defalarca işlerinin başlarına dönmeleri için uyarıldıkları halde grev yaptıklarından bahisle uyarılara uymadıklarını, davacı da 09 Eylül 2015 tarihinde 08.00–16.00 vardiyasında görevli olduğu halde, haksız olarak saat 14:30 itibariyle işi haksız olarak bıraktığını işveren tarafından defalarca uyarılmasına rağmen işinin başına dönmediğini ve görme borcunu yerine getirmediğini...

                  İş Mahkemesi 2015/417 esas sayılı dosyası ile yetki tespitine itiraz edildiğini, dava açtığını, bu süreçte sendikanın müvekkili şirkette toplu sözleşmesi yapma yetkisi bulunmadığı ve toplu pazarlıkta grev ve lokavt aşamasına gelinmediği halde, davacı ve bazı diğer çalışanlar 09, 10 ve 11 Eylül tarihlerinde bıraktıklarını, üretimi tamamen durdurarak müvekkili şirketin faaliyetlerini yürütmesini engellediklerini, bunun üzerine müvekkil şirket tarafından noter vasıtası ile işyerinde tespit yaptırıldığını, yapılan inceleme sonucunda işyerinde bırakarak üretimi durduran işçilerin tespit edildiğini ve tespit sırasında da defalarca işlerinin başlarına dönmeleri için uyarıldıkları halde grev yaptıklarından bahisle uyarılara uymadıklarını, davacı da 09 Eylül 2015 tarihinde 08.00–16.00 vardiyasında görevli olduğu halde, haksız olarak saat 14:30 itibariyle işi haksız olarak bıraktığını işveren tarafından defalarca uyarılmasına rağmen işinin başına dönmediğini ve görme borcunu yerine getirmediğini...

                    UYAP Entegrasyonu