Eldeki davada, mahkemece davacının devam eden faaliyeti nedeniyle 2008/Aralık ayında sosyal güvenlik destek primi ödeme yükümlülüğü olduğu gerekçesi ile yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmakta ise de, 18.5.2018 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 7143 sayılı Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun ile 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 4'üncü maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri kapsamındaki sigortalılık statülerinden kaynaklanan, 2018 yılı Mart ayı ve önceki aylara ilişkin sigorta primi, emeklilik keseneği ve kurum karşılığı, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi ile bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı alacakları, kapsama alınmıştır....
Sigortalılar, üçüncü bir kişinin aracılığı ile işe girmiş ve bunlarla sözleşme yapmış olsalar dahi, asıl işveren, bu Kanunun işverene yüklediği yükümlülüklerden dolayı alt işveren ile birlikte sorumludur." hükümleri düzenlenmiştir. 5510 sayılı Kanun sosyal güvenlik hakları bakımından işçileri korumayı amaçlamaktadır. Alt işveren, asıl işverenin işyerinde alt işveren olarak faaliyet gösterirken kendi çalıştırdığı işçilerin sigorta primlerini de ücretleri gibi ödemek zorundadır. Bu yükümlülüğünü yerine getirmezse, yani sigorta primlerini ödemez veya eksik öderse, asıl işveren alt işveren işçilerinin ödenmeyen veya eksik ödenen sigorta primlerini ödemek zorunda kalacaktır. Çünkü ödenmeyen pirimler Sosyal Güvenlik Kurumu için gelir kaybı olmanın ötesinde, sigortalıların gelecekteki emeklilik haklarını, en temel sosyal güvenlik haklarını ellerinden almaktadır....
Sigortalılar, üçüncü bir kişinin aracılığı ile işe girmiş ve bunlarla sözleşme yapmış olsalar dahi, asıl işveren, bu Kanunun işverene yüklediği yükümlülüklerden dolayı alt işveren ile birlikte sorumludur." hükümleri düzenlenmiştir. 5510 sayılı Kanun sosyal güvenlik hakları bakımından işçileri korumayı amaçlamaktadır. Alt işveren, asıl işverenin işyerinde alt işveren olarak faaliyet gösterirken kendi çalıştırdığı işçilerin sigorta primlerini de ücretleri gibi ödemek zorundadır. Bu yükümlülüğünü yerine getirmezse, yani sigorta primlerini ödemez veya eksik öderse, asıl işveren alt işveren işçilerinin ödenmeyen veya eksik ödenen sigorta primlerini ödemek zorunda kalacaktır. Çünkü ödenmeyen pirimler Sosyal Güvenlik Kurumu için gelir kaybı olmanın ötesinde, sigortalıların gelecekteki emeklilik haklarını, en temel sosyal güvenlik haklarını ellerinden almaktadır....
Sigortalılar, üçüncü bir kişinin aracılığı ile işe girmiş ve bunlarla sözleşme yapmış olsalar dahi, asıl işveren, bu Kanunun işverene yüklediği yükümlülüklerden dolayı alt işveren ile birlikte sorumludur." hükümleri düzenlenmiştir. 5510 sayılı Kanun sosyal güvenlik hakları bakımından işçileri korumayı amaçlamaktadır. Alt işveren, asıl işverenin işyerinde alt işveren olarak faaliyet gösterirken kendi çalıştırdığı işçilerin sigorta primlerini de ücretleri gibi ödemek zorundadır. Bu yükümlülüğünü yerine getirmezse, yani sigorta primlerini ödemez veya eksik öderse, asıl işveren alt işveren işçilerinin ödenmeyen veya eksik ödenen sigorta primlerini ödemek zorunda kalacaktır. Çünkü ödenmeyen pirimler Sosyal Güvenlik Kurumu için gelir kaybı olmanın ötesinde, sigortalıların gelecekteki emeklilik haklarını, en temel sosyal güvenlik haklarını ellerinden almaktadır....
Sigortalılar, üçüncü bir kişinin aracılığı ile işe girmiş ve bunlarla sözleşme yapmış olsalar dahi, asıl işveren, bu Kanunun işverene yüklediği yükümlülüklerden dolayı alt işveren ile birlikte sorumludur." hükümleri düzenlenmiştir. 5510 sayılı Kanun sosyal güvenlik hakları bakımından işçileri korumayı amaçlamaktadır. Alt işveren, asıl işverenin işyerinde alt işveren olarak faaliyet gösterirken kendi çalıştırdığı işçilerin sigorta primlerini de ücretleri gibi ödemek zorundadır. Bu yükümlülüğünü yerine getirmezse, yani sigorta primlerini ödemez veya eksik öderse, asıl işveren alt işveren işçilerinin ödenmeyen veya eksik ödenen sigorta primlerini ödemek zorunda kalacaktır. Çünkü ödenmeyen pirimler Sosyal Güvenlik Kurumu için gelir kaybı olmanın ötesinde, sigortalıların gelecekteki emeklilik haklarını, en temel sosyal güvenlik haklarını ellerinden almaktadır....
Cumhuriyeti arasında imzalanan sosyal güvenlik sözleşmesi kapsamında, Türkiye’de sigorta başlangıcına esas olan .... Sigortası'na giriş tarihinin, 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlanılması ile mümkündür....
Kaldı ki, sözleşme hukukunda, sözleşme bir bütün olarak yorumlanıp aleyhe ve lehe olan hükümler birlikte uygulanır. Bu ilke, özel hukuk sözleşmelerinde olduğu gibi sosyal güvenlik sözleşmeleri bakımından da geçerlidir.(Yargıtay Kararları Dergisi, Cilt 28, Sayı 5, Mayıs 2002, s. 685-686.) Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, anılan sözleşme hükmünün uygulanabilmesi, Türkiye Cumhuriyeti ile Federal ... Cumhuriyeti arasında imzalanan sosyal güvenlik sözleşmesi kapsamında, Türkiye’de sigorta başlangıcına esas olan ... Rant Sigortasına giriş tarihinin, 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlanılması ile mümkündür....
İş ve sosyal güvenlik hukukunun kamusal tarafı ve emredici kurallar içermesi nedeni ile yabancılık taşıyan bir uyuşmazlıkta, taraflar yabancı hukukun uygulanmasını öngörseler dahi özellikle işçi veya sigortalının Türk vatandaşı olması halinde, uygulanacak yabancı hukuk kuralının Türk kamu düzenine açıkça aykırı olması halinde Türk İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku kuralları uygulanacaktır. 5. Yurt dışı işyerinde çalışan işçinin sosyal güvenlik ...: 5.1. Sosyal Güvenlik Hakkının niteliği: Anayasa’nın 60 ncı maddesi uyarınca “Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar”. Belirtmek gerekir ki; Sosyal devlet olmanın bir gereği ve sonucu, sosyal güvenlik hakkının tüm bireylere sağlanması ve güvence altına alınmasıdır. Sosyal güvenlik ... vazgeçilmez bir anayasal haktır ve kamu düzenindendir. 5.2....
KARŞI OY Sosyal Güvenlik Hukukunda, borçlanma ayrı bir rejime tâbi tutulmalıdır. Aksi taktirde, borçlanma ile getirilen amaç, gerçekleştirilemez. O zaman, borçlanma yasalarının yürürlüğe konulmasının bir anlamı kalmaz. Borçlanmayı ayrı bir rejim olarak görmeyen ve sigortalılar aleyhine bir uygulama getiren ve bu şekilde sosyal güvenlik hukukunun gelişmesine bir katkısı bulunmayan sayın çoğunluğun görüşüne katılamıyorum. Örnek nitelikteki mahkeme kararının Onanması görüşündeyim. Saygılarımla. .......
Anılan düzenlemeyle, Türkiye’de hiçbir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalışması bulunmayan kişilerin, 3201 sayılı Kanuna dayalı borçlanma sürelerinin 5510 sayılı Kanunun 4/1-b kapsamında sigortalılık süresi olarak değerlendirilmesi gerekecektir. Yani kişinin yurtiçinde herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi sigortalılığı var ise talep tarihi itibariyle en son sigortalılık haline göre 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlanma yapacaktır....