SONUÇ: Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden BOZULMASINA, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 29.11.2017 gününde oybirliği ile karar verildi....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 12/11/2019 NUMARASI : 2017/550 ESAS 2019/392 KARAR DAVA KONUSU : Tespit (Sosyal Güvenlik Hukuku İle İlgili Tespit Davaları) KARAR : DAVALININ CEVABI : Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; hak düşürücü süre itirazında bulunmuş, davanın reddini talep etmiştir. Feri müdahil vekili cevap dilekçesinde özetle; hak düşürüsü süre itirazında bulunmuş, davanın reddini talep etmiştir. HÜKÜM ÖZETİ : İlk derece mahkemesi tarafından; Açılan davanın hak düşürücü süre yönünden REDDİNE karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili özetle, bildirdikleri tanıkların dinlenmediğini, davalı tarafından sigorta bildirimlerinin yapılmadığını işe giriş bildirgesinin kuruma verilmediğini usul ve yasaya aykırı kararın kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur....
Sosyal Güvenlik Hukuku ise dünya ile entegre olmuş bir tarafı devlet, diğer tarafı ise, onun sunum kaynaklarından yararlanacak olan sigortalı ve haksahibi, bireydir. Bu haliyle de, bir taraf idare olduğunda da mutlak Kamu Hukuku akla gelmelidir. Özel Hukuk ile Kamu Hukukunun kuralları ise, her zaman eşdeğer nitelik ve nicelikte tutulamaz. Miras Hukukundaki “mirasçı” kavramı ile Sosyal Güvenlik Hukukundaki “hak sahibi” kavramları birbirleri ile örtüşemez. Yaşlılık aylıklarının kazanılmasında (ölüm, malûl,dul-yetim aylığı) hak sahipliğinden bahsolunmakta iken, mirasçı terimi hiçbir zaman yasada yer almaz. 506 sayılı ve benzeri sosyal güvenlik yasaları ile yürürlükteki 5510 sayılı Yasa maddelerinde de, daima hak sahibi terimi vardır. Mirasçı terimine yer verilmemiştir. Bunun diğer bir anlamı Miras Hukukunun unsuru olan "mirasçılık" sıfatı sosyal güvenlik hukukunda yer bulmamakta, daha dar anlamdaki “hak sahipliği” terimine yer verilmektedir. Ölü sigortalının ...'...
Somut olayda iş kazası olduğu iddia olunan olayın Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmediği anlaşılmaktadır. Kurumca işkazası nedeniyle maluliyeti doğan sigortalıya gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın iş kazası niteliğince olup olmadığının tespiti ön sorundur. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanının doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir. Yapılacak iş; davacıya iş kazasını Sosyal Güvenlik Kurumuna ihbarda bulunmak, olayın Kurumca iş kazası olarak kabul edilmemesi halinde Sosyal Güvenlik Kurumuna ve hak alanını etkileyeceğinden işveren aleyhine “iş kazasının tespiti” davası açması için önel vermek, tespit davasını bu dava için bekletici sorun yaparak çıkacak sonuca göre, olayın Kurumca iş kazası olduğunun kabul edilmesi halinde ise davacıya Kuruma müracaat ederek iş kazası sigorta kolundan ölüm geliri bağlanması için önel vermek ve çıkacak sonuca göre bir karar vermektedir....
DAVA KONUSU : Tespit (Sosyal Güvenlik Hukuku İle İlgili Tespit Davaları) KARAR : GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ : İDDİANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin davalı yanında 01.11.1997- 01.12.1997 tarihleri arasında işçi olarak aylık asgari ücretle sürekli çalıştığını, ancak çalışma sürelerinin SGK ya bildirilmediğini, primlerinin yatırılmadığını beyanla müvekkilinin davalı nezdindeki 01.11.1997- 01.12.1997 tarihleri arasında sigortalı olarak ve asgari ücretle çalıştığının tespiti ile Kurum kayıtlarının düzeltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. SAVUNMANIN ÖZETİ: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin ihale işi alan bir şirket olup kurum elamanlarınca denetlendiğinden sigortasız işçi çalıştıramayacağı, inşaat işlerinde işe girişin yapıldığı aynı gün işten çıkışın olağan olduğu, hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Somut olayda iş kazası olduğu iddia olunan olayın Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirildiği fakat Kurumun anılan olayı iş kazası saymadığı,olayı hastalık sigorta kolu bakımından değerlendirilmesi gereken bir hadise olarak kabul ettiği anlaşılmaktadır. Kurumca işkazası nedeniyle vefat eden sigortalının haksahiplerine gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın iş kazası niteliğinde olup olmadığının tespiti ön sorun olarak giderilmelidir. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanını doğrudan ilgilendirmekte olup işbu tazminat davasında ise Kurum taraf değildir. Bu kapsamda eksik incelemeyle karar verildiği ortadadır....
"İçtihat Metni"BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ Hukuk Dairesi Y A R G I T A Y K A R A R I İncelenmesine gerek görüldüğünden, 1-Uyuşmazlık konusu (1030797) sicil numaralı işyeri ile ilgili, işveren tarafından verilen işyerinin tesciline dair bildirge ile buna ilişkin tüm kayıt ve belgelerin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından temini ile dosyaya eklenmesi, 2-Uyuşmazlık konusu (1030797) sicil numaralı işyeri ile ilgili işkolu tespit talebi mevcut olup olmadığı, işkolu tespit talebi var ise buna dair tüm kayıt ve belgelerin, işkolu tespit talebi yok ise buna dair yazı cevabının Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından temini ile dosyaya eklenmesi, 3-Uyuşmazlık konusu (1030797) sicil numaralı işyeri ile ilgili 17.05.2016 tarih ve 13147 sayılı olumlu yetki tespitine esas yetki prosedür dosyası ile toplu görüşme sürecine dair tüm kayıt ve belgelerin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından temini ile dosyaya eklenmesi, Anılan eksiklikler giderildikten sonra gönderilmesi için dosyanın...
Aynı zamanda ""sosyal güvenlik, sosyal hukuk devleti içerisinde yer alan ve bu ilkeyi oluşturan temel kavramlardan birisidir"". Bu esası göz önüne alan anayasa koyucu ""Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler"" başlığı altında sosyal güvenlik hakkını da düzenlemiş ve 60. madde ile ""herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar"" hükmünü getirmiştir. Görüldüğü gibi vatandaşlara bu konuda Anayasal bir hak tanınırken, devlete de onların bu haktan yararlanmasını sağlayacak şartları hazırlama görevi yüklenmiştir. Bu Anayasal görevin yerine getirilmesi için getirilen yasal düzenlemeler ve kurulan kurumların görevleri de bu bilinçle değerlendirilmelidir. 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 79/10. maddesi genel olarak sosyal güvenliğin sağlanması araçlarından birisidir. Söz konusu düzenlemenin özel amacı ise, kanunun diğer maddeleriyle birlikte değerlendirildiğinde daha açık biçimde ortaya çıkar....
DAVA KONUSU : Tespit (Sosyal Güvenlik Hukuku İle İlgili Tespit Davaları) KARAR : GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ : İDDİANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı şirkete ait restaurantta 08/09/2005 de garson olarak çalışmaya başladığını, net 1.400 TL ücret, 1.200 TL bahşiş verildiğini, 09/12/2012 ye kadar süren çalışmanın davacı yaşlılık aylığı alırken gerçekleştiği bu sebeple kuruma hiç bildirim yapılmadığını belirterek, davacının davalı şirket nezdinde 08/09/2005- 09/12/2012 döneminde çalışmanın tespitini talep ve dava etmiştir. SAVUNMANIN ÖZETİ: Davalı şirket davaya cevap vermemiştir, Fer'i müdahil kurum vekili, davacının davasını ispatlaması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesince; "Davacının davasının KABULÜ ile, Davacının davalıya ait 1089086 sicilli iş yerinde 08/09/2005- 09/12/2012 döneminde asgari ücret ile çalıştığının TESPİTİNE," karar verilmiştir....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 29/09/2020 NUMARASI : 2019/511 ESAS, 2020/375 KARAR DAVA KONUSU : Tespit (İş Hukukundan Kaynaklanan)|Tespit (Sosyal Güvenlik Hukuku İle İlgili Tespit Davaları) KARAR : İSTANBUL 12. İŞ MAHKEMESİ'nin 29/09/2020 Tarih, 2019/511 Esas, 2020/375 Karar sayılı kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosyanın dairemize tevzi edildiği anlaşılmakla, dosya ve ekleri incelendi....