Sigortalı hizmetlerin tasfiye edilmesi halinde, tasfiyeye uğramış hizmetlerin sosyal sigorta hukuku açısından geçerliliğini yitirmiş sayılması ve artık her iki ülke mevzuatına göre nazara alınabilecek bir sigortalılık süresi kalmayacağından, Türkiye Cumhuriyeti ile Almanya Federal Cumhuriyeti arasında aktedilen Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin, konuya ilişkin 29’uncu maddesinin 4’üncü bent hükmü uyarınca, rant sigortasına giriş tarihinin, Türkiye’de sigorta başlangıcı olarak sayılması mümkün olmayacaktır. (Hukuk Genel Kurulu'nun 13.02.2002 gün, 2002/10-21-70 sayılı kararı) Kuşkusuz bu halde sigorta başlangıcı, 3201 sayılı Kanunun 5’inci madde hükmü çerçevesinde belirlenmesi gerekecektir....
Nitekim 5510 sayılı Kanunun 19.maddesi gereğince iş kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık Kurulunca meslekte kazanma gücü en az % 10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalı, sürekli iş göremezlik gelirine hak kazanır. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 55. maddesinde, “Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez.” hükmüne yer verilmiştir....
sahip bulunduğu, Sosyal Güvenlik Kurumu görevlilerince boşanan eşlerin fiilen yaşadıklarının tespit edilmesinin kişinin maddi ve manevi varlığının gelişimini engellendiği” hususları belirtilmiştir....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 27/10/2020 NUMARASI : 2020/505 Esas - 2020/342 Karar DAVA KONUSU : Tespit (Sosyal Güvenlik Hukuku İle İlgili Tespit Davaları) KARAR : DAVA :Tespit (Sosyal Güvenlik Hukuku İle İlgili Tespit Davaları) İSTİNAF KARAR TARİHİ :21/12/2020 İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ :21/12/2020 Tarafların İddia Ve Savunmalarının Özeti: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin davalı işveren yanında 15.03.2016 ila 19.07.2016 tarihleri arasında tam gün çalıştığının tespitine ve çalışma süreleri boyunca ödenmeyen SGK primlerinin ödenmesine işveren tarafından usul ve yasaya aykırı bir şekilde bildirilen SGK çıkış kodunun değiştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Antalya 5. İş Mahkemesi’nin 22/09/2020 tarih ve 2020/472 Esas 2020/340 Karar sayılı kararı ile mahkemenin görevsizliğine ve dava dosyasının sosyal güvenlik hukukundan kaynaklanan davalara bakmakla görevli Antalya İş Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir....
Bilindiği gibi feragat yalnız mevcut davadan değil, o dava ile istenen haktan da vazgeçme anlamına gelir. Davadan feragat neticesinde feragate konu teşkil eden hak tamamen düşer ve artık bir daha dava konusu yapılamaz. Sosyal güvenlik hakkı niteliği itibariyle ekonomik ve sosyal haklar arasında yer alan bir hak olmakla birlikte, insan haklarına dair bütün milletlerarası belgelerde kabul edilen bir insan hakkıdır. Ekonomik ve sosyal bir hak olarak sosyal güvenlik hakkı devlete bu hakkı hayata geçirmek için gereken tedbirleri almak ve teşkilatı kurmak gibi yükümlülükler yükler (Arıcı, K.; Anayasa Mahkemesi Karaları Işığında Sosyal Güvenlik Hakkı, Sosyal İnsan Hakları Uluslar arası Sempozyumu, Kocaeli, 2015, s. 184- 185.)....
Kamu hukuku içinde yer alan sosyal güvenlik hukuku, bir kamu hizmetinin yürütümünü düzenlediği için aynı zamanda “ idare hukukunun da” bir parçasıdır. Özel hukukla bağını sınırlı olarak korumuştur. Kendi kamu hukukundan kaynaklanan yapısına uygun medeni ve borçlar hukuku ilkelerinden de yararlanmaktadır. Prim, sosyal sigortaların temeli olup;çeşitli sosyal risklere karşı bireylerin ekonomik açıdan güvenliğini karşılama amacıyla alınmaktadır. Sosyal risklerin gerçekleşmesi halinde sigortalıya yapılacak yardımların karşılığı olmak üzere, zorunlu olarak sigortalı adına ve hesabına Sosyal Güvenlik Kurumu'na ödenen işçi, işveren ve devlet katkısından oluşan parasal bir kaynaktır....
Sosyal Güvenlik Kurumu'nun prim ve diğer alacaklarının hesaplanması, sigortalı olma hakkının kazanılması ya da kaybedilmesi, işçilik alacaklarının belirlenmesi gibi kendi içinde bütünlük ve uzmanlık gerektiren konular bu mahkemelerin görev alanına girmektedir. Mahkemelerin görevi ve yargı yolu “kanun” ile belirlenmiş olup, kamu düzenine ilişkin olduğundan yargılamanın her safhasında mahkemece re’sen nazara alınır. (HMK 1'inci madde) 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 106’ncı maddesi ile mülga 1479 sayılı Kanunun 70’inci ve mülga 506 sayılı Kanunun 134’üncü maddesinde, bu Kanunların uygulamasından doğan uyuşmazlıkların yetkili iş mahkemelerinde görüleceği, 5510 sayılı Kanun’un 101’inci maddesinde de, aksine hüküm bulunmayan hallerde, 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği düzenlenmiştir. Mahkemelerin görevi, taraflar arasındaki uyuşmazlığı hukuki sebebine göre belirlenmektedir....
Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez.” hükmüne yer verilmiştir. Adalet Komisyonu'nun 55. madde gerekçesine göre; “sosyal güvenlik ödemelerinin, denkleştirme (indirim) işlevi görebilmesi, onun sorumluluğu doğuran olaya sebebiyet verenlere rücu edilebilmesine bağlıdır. Bu kural gereği, rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri; teknik arıza, tam kaçınılmazlık hallerindeki ödemeler, bu tazminatlardan indirilemez. Bağlanan gelirlerin, işçinin kusuru ve kaçınılmazlık gibi nedenlerle rücu edilemeyen kısmı da indirilemez....
Nurgül Emine Barın, Türk Sosyal Güvenlik Hukuku’nda Sigortalı Lehine Yorum İlkesi. Internatıonal Conference On Eurasıan Economıes 2016 s: 236 vd). 6. Belirtmek gerekir ki yararlanıcının herhangi bir maddi katkısı bulunmayan sosyal yardımlar ile hizmetler ve yararlanıcının maddi katkısı bulunan sosyal sigortalar olarak ikiye ayrılan sosyal güvenlik, özünde hukuki koşulları gerçekleştiğinde bu araçlardan gelecek parasal karşılığı/ödenceyi talep hakkı olarak tanımlanabilir. Sosyal güvenlik ödenceleri parasal bir karşılığa tekabül ettiği için, anayasal mülkiyet hakkının temel ölçütü olan ekonomik bir değer teşkil etmektedir. Bu yönüyle, sosyal güvenlik hakkı değil ama içinde bulunulan sosyal güvenlik pozisyonundan kaynaklanan maddi talepler mülkiyet hakkı kapsamında korunmaktadır....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : SOSYAL GÜVENLİK HUKUKU İLE İLGİLİ TESPİT DAVALARI Y A R G I T A Y K A R A R I Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 20.01.2017 tarihli ve 2017/1 sayılı kararı, 27.01.2017 tarihli ve 29961 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2017 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 6723 sayılı Kanun 23.07.2016 tarih ve 29779 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe girmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliğine ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun anılan kararına göre, Kurum işleminin iptali ile 5510 sayılı ... ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 81. maddesi kapsamındaki teşvik indiriminden faydalandırılma istemine ilişkin davalar hakkında verilen hüküm ve kararların temyiz incelemesi, Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin görev alanı içerisine girmektedir....