in annesinin 1907 doğumlu ... olarak kayıtlara geçtiği yine aynı müdürlük tarafından verilen 05.07.1951 günlü Tabiiyet Beyannamesinde de ana adının ... olarak gösterildiği, Bulgaristan resmi makamlarından getirtilip tercüme edilen ... ... (... ...) adındaki kişinin ana adının ... olarak yazıldığı ve 05.06.1925 tarihinde Bulgaristan'ın Novi Pazar İlçesinde doğduğunun belirtildiği, ancak bu doğum belgesinde yazılı olan ...'nın ikinci bir adının bulunup bulunmadığı, ...'nın ... olarak da bilinip bilinmediği, daha doğrusu ...'nın kimliği konusunda açıklayıcı bir bilginin yer almadığı gibi dinlenen tanıkların yaşları itibarıyla görgüye dayalı bir bilgilerinin bulunmasının imkansız olduğu, salt duyuma dayalı bilgilerini beyan ettikleri, bu bilgilerin de gerçekle ne kadar bağdaştığının saptanamadığı anlaşılmaktadır. Davada ana adının ... olarak düzeltilmesi istenen ... ...'nın Türkiye'ye geldiği 1951 yılından itibaren tüm resmi kayıtlarda kararlı bir şekilde ana adı olarak ...'...
nın nüfus kayıtlarındaki ... olan anne adının iptaliyle, anne adının ... olarak düzeltilmesine karar verilmesi istenmiştir. Dava bu niteliğiyle bir nesep davası olmayıp, hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medeni Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre Kahramanmaraş 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Kahramanmaraş 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 01.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak bu doğru vakıa soy bağının düzeltilmesi davası açılmakla teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmüştür. Nüfus kaydında düzeltim davalarında ise nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, nüfus kütüğüne baştan yanlış olarak tescil edildiği görülmektedir. Nüfus kayıtlarında düzeltim talep eden davacının annesinin babası olarak görülen Hasan'ın 1906 yılında öldüğü nüfus kayıtlarına tescil edildiği; 1915 doğumlu bir kişinin 1906 yılında ölen kişinini çocuğu olması mümkün olmadığı; Tanıklar da beyanlarında, ikame ettikleri köyde davacının atalarının Çanakkale harbine katıldığı belirtilmiş, davacının annesinin adının Alime olduğu ve babasının Hüseyin olduğu bildirildiği; Davacının dedesi olduğu iddia edilen Hüseyin'in nüfus kaydının incelenmesinde ise T.C....
Tapu kayıtlarında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi davalarında amaç tapu kayıtlarındaki kimlik bilgilerinin nüfus kayıtlarına uygun hale getirilmesi olup ayrıca tapu sicilinin düzenli tutulması da kamu düzenine ilişkin olduğundan daha önce Dairemizin bozması üzerine mahkemece hatalı şekilde verilen karar usuli kazanılmış hak teşkil etmez. Bu itibarla mahkemece davanın kabulü ile davacının tapu kaydında "..." olarak yazılan baba adının "..." şeklinde düzeltilmesine karar vermek gerekirken davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 02.04.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 10/04/2014 NUMARASI : 2013/18-2014/277 Taraflar arasında görülen davada; Davacı, mirasbırakanı 1908 doğumlu Ahmet kızı ...................’ın paydaş olduğu 60, 64, 77, 213, 221, 369 , 377 ,380, 1000, 1236, 1700, 1701, 1702 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydında adının "Ümmügülsüm" baba adının, "Yusuf" olarak yazılı olduğunu ileri sürerek, tapu kayıtlarındaki malik kimlik bilgilerinin nüfus kaydına uygun şekilde düzeltilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, tapu kayıt malikinin davacının miras bırakanı olduğu, nüfus kayıtlarına uygun olarak tapu kayıtlarının düzeltilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .................'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı, malik olduğu 124 ada, 24 ile 32 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarındaki malik hanesinde baba adının '.... yazıldığını ileri sürerek, tapu kayıtlarında baba adının nüfus kayıtlarına uygun olarak ''....'' olarak düzeltilmesine, doğum tarihi olarak da 01.07.1937 yazılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddinin gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, ispatlandığı gerekçesiyle baba adının düzeltilmesi talebinin kabulüne, doğum tarihinin ilavesi talebinin ise tapu kayıtlarında bulunması zorunlu bilgilerden olmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nüfus Kayıtlarındaki Anne Adının Düzeltilmesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. .K.. A R A R Karayazı Cumhuriyet Başsavcılığı 30.03.2015 tarihli ve 2015/3 sayılı davanamesinde, ...'in vesayet altına alınması dosyasındaki tanık beyanları sonucu ...'in annesinin ... olmasına rağmen ...'in oğlu olarak nüfusa kaydedildiği gerekçesi ile ...'...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Sürmene Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/162 Esas, 2017/208 Karar sayılı dava dosyasında verilen Nüfus (Ana-Baba Adının Düzeltilmesi/Değiştirilmesi İstemli) talebinin reddine karşı, davacı tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; Dava,Nüfus kaydının (Ana-Baba Adının Düzeltilmesi/Değiştirilmesi İstemli) düzeltilmesi talebine ilişkindir. Davacı, ölü babaannesi'nin isminin Hanım olarak nüfusa tescil edildiğini, babaannesinin gerçek isminin Süleyman ve Hediye'den olma RAHİME olduğunu, köyde lakabının Hanım olduğunu, bu nedenle nüfus siciline bu şekilde yazılmış olabileceğini, tapu sicilinde kayıtlı bulunan 101 ada 26 parseldeki tapu kaydındaki gibi ismi olan RAHİME olarak düzeltilmesini istemiştir. Davalı nüfus müdürlüğü davaya katılmamıştır. Mahkemece, davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddini karar verilmiştir....
nın kayden maliki olduğu 2 ve 104 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında soyadının yer almadığını, ayrıca 2 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında sehven adının "Sayit", baba adının "Hacı Mehmet", olarak yazıldığını ileri sürerek, tapu kayıtlarındaki malik kimlik bilgisinin nüfus kaydına uygun şekilde düzeltilmesini istemiştir.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Davanın kabulüne ilişkin verilen karar Dairece; “.......taşınmazın kayıt maliki adına tesciline dair tüm dayanak belgelerin getirtilmesi, taşınmazın bulunduğu yerdeki nüfus müdürlüğünden “tapu kayıtlarında maliki olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfusta kayıtlı olup olmadığının” doğru bir şekilde sorulması, aynı kimlik bilgilerine sahip kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının gönderilmesi halinde bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığının sorulması, tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde...
DAVA TÜRÜ :Nüfus Kayıt Tescili Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle duruşma için tayin olunan * 27.2.2007 günü temyiz eden davacılar vekili Av. ... geldi. Davacılar vekili "duruşma isteğinden vazgeçiyoruz, evrak üzerinde inceleme yapılsın" dedi. İmzası alındı. Karşı taraf tebligata rağmen gelmedi. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Soybağına ilişkin ihtilaf bulunmamaktadır. Uyuşmazlık ve hüküm * nüfus kayıtlarındaki anne adının düzeltilmesi istemine ilişkin olup, Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun 29.01.2007 tarihli kararının 1. maddesi de gözetilerek inceleme görevi Yargıtay * 18. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Dosyanın görevli Yargıtay * 18 Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 11.06.2007...