"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ, TESCİL YARGITAYA GELİŞ TARİHİ:31.11.2016 -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; satış vaadi sözleşmesinden kaynaklı tapu iptali tescil istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 16.01.2016 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.02.2016 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2016 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 14.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 14.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 02.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
davalıya ait marka tescil başvurusunun 29. ve 40. sınıfların ve 35. sınıfta “müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için hayvansal kaynaklı sütler, bitkisel kaynaklı sütler, süt ürünleri (tereyağı dahil) malların bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir)” in çıkarılmasına karar verildiğini, buna mukabil marka tescil başvurusunun 35. sınıfta “Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri” yönünden tesciline karar verildiği, davacının itirazına mesnet ... esas ibareli markalarının kapsamlarında 29 30, 31, 32. sınıftaki mal ve hizmetlerin yer aldığı, başvuru kapsamında kalan dava konusu çekişmeli 35. sınıftaki “Reklamcılık, pazarlama ve halkla...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TAZMİNAT -KARAR- 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 40. ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18. maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamı, vekalet görevinin kötüye kullanılmasından kaynaklı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkin olup, Mahkemece tapu iptali ve tescil talebinin reddine ilişkin olarak verilen önceki tarihli hükmün dairemizce onandığı, temyize konu kararın tazminat yönünden verildiği hükmün bu yönden temyiz edildiği anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 26/01/2022 tarihli ve 2022/1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay 3. Hukuk Dairesine ait olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerekli inceleme yapılmak üzere dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar vermek gerekir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Yargıtay 8. Hukuk Dairesi tarafından temyiz inceleme görevinin Dairemize ait olduğu gerekçesiyle gönderilen dava dosyası üzerinde, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 40. ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18. maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamının, mükerrer kadastrodan kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 26/01/2022 tarihli ve 2022/1 sayılı kararı uyarınca Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 10.sıradaki görevi; mükerrrer kadastrodan kaynaklı tapu iptali ve tescil davasıdır. Bu nedenle dosyayı inceleme görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. Bu durumda, 2797 sayılı Kanun'un 60. maddesinin üçüncü fıkrasına göre temyiz incelemesini yapacak dairenin Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu tarafından belirlenmesi gerekir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 13/02/2020 NUMARASI : 2018/167 E, 2020/85 K DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Miras Taksim Sözleşmesinden Kaynaklı) KARAR : AKSARAY 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'nin 2018/167 Esas, 2020/85 Karar sayılı dosyasında 13/02/2020 tarihli kararına karşı bir kısım davalılar ve dahili davalıların istinaf başvurusu üzerine dosya dairemize tevzi edilmekle yapılan ön inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi Bünyamin Kılıç'ın vefat ettikten sonra terekede bulunan taşınmazların aynen taksimi hakkında aralarında anlaştıklarını Aksaray 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Davaya konu istem, mükerrer kadastrodan kaynaklı olmayıp, tapu kayıtlarının mükerrer olduğu iddiasına yöneliktir. Yargıtay 8. Hukuk Dairesince mükerrer kadastrodan kaynaklı tapu iptali ve tescil davası olarak nitelendirilerek temyiz inceleme görevinin Dairemize ait olduğu gerekçesiyle gönderilmiş ise de; Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 23.01.2020 tarih ve 2020/1 sayılı iş bölümü kararı ile 1. Hukuk Dairesi'nin görevine ilişkin düzenlemenin 1. maddesine göre "Taşınmaz mallara ilişkin, tapu kaydına ve mülkiyet hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemli davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar" olduğu açıklandıktan sonra, hükmün istisnası olarak "Kadastro sonucu oluşan tapu kaydının, kadastro öncesi nedenlere dayalı iptal ve tescili (Kadastro Kanunu madde 12) istemli davalar ile mükerrer kadastrodan kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararların temyiz inceleme görevinin 16....
Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 12/07/2017 tarihinde verilen dilekçeyle önalım hakkından kaynaklı tapu iptali ve tescil talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18/07/2019 tarihli hükmün Adana Bölge Adliye Mahkemesince istinaf yoluyla incelenmesi davalı vekili tarafından talep edilmiştir. Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya ve içeriği incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü. K A R A R Dava, yasal önalım hakkından kaynaklı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekilince istinaf talebinde bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince 4. istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....
Bu durumda, davacının, davalıya karşı açtığı taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat istemli davada, onama doğrultusunda işlem yapılarak, davanın Konya 1. Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Bu aşamada yargı yeri belirleme koşulları bulunmayan dosyanın, yargılamaya Konya 1. Tüketici Mahkemesince devam edilmesi için İADESİNE 31/05/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Mal rejiminden kaynaklı açılan alacak davalarında Aile Mahkemelerinin tapu iptali ve tescil kararı verme yetki ve görevinin bulunmadığı, buna ilişkin davanın ilk önce görevli Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülüp verilecek tapu iptal ve tescil kararının kesinleşmesi halinde ilgili taşınmazın, mahkeme kararı doğrultusunda davalı eş adına tescil edileceği için mal rejimi tasfiyesine konu olabileceği, görevli olan Asliye Hukuk Mahkemesinin tapu iptal ve tescil talebini reddetmesi durumunda ise, mal rejiminin tasfiyesi sırasında TMK.nun 225/2. maddesi gereğince taşınmazların sadece satıldığı tarihteki değeri üzerinden tasfiye alacaklarının hesaplanabileceği, buna göre mal rejiminden kaynaklı olan davalarda kanunda sayılan sınırlı haller dışında talep sahibine ayni yönden hak isteminde bulunma yetkisi verilmediği, bu haliyle mal rejimi tasfiye davasını görmekte olan mahkeme tarafından tapu iptal tescil davasının sonucu beklenerek verilecek karara göre yukarıda belirtildiği şekilde tasfiye kararı...
Bilirkişi tarafından alınan rapor içeriğine göre; Davalı tarafa ait olduğu belirtilen ----- alan adlı web sitesinin kimin adına kayıtlı olduğunun tespit edilemediği ancak web sitesinin iletişim bilgileri bölümünde firma adresinin ----- firma iletişim numaralarının ---- firma e-mail adresinin “---- olarak belirtildiği, Dava konusu "ŞEKİL" şeklindeki marka kullanımının davacının ---- tescil no’lu "ŞEKİL"----tescil nolu "ŞEKİL" nolu ---- tescil nolu "ŞEKİL" ve ----- tescil nolu "ŞEKİL" markalarınından kaynaklı haklarına tecavüz teşkil ettiği yönünde " görüş bildirilmiştir.Sınai Mülkiyet Kanununun 29. maddesinde marka sahibinin izni olmaksızın, tescilli olan marka ile aynı olan herhangi bir işaretin tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması marka hakkına tecavüz olarak tanımlanmıştır....