Sebepsiz zenginleşen kişi, malvarlığında sebepsiz yere meydana gelen artışı iade ile yükümlüdür. İade yükümlülüğünün konusu ve kapsamı ise BK 63. maddede hükme bağlanmıştır. Bu maddeye göre; "Haksız olarak bir şeyi istifa eden kimse, onun istirdadı zamanında elinden çıkmış olduğunu ispat ettiği miktar nispetinde red ve iade ile mükellef değildir. Şu kadar ki kabız, o şeyi suiniyet ile elden çıkarmış yahut onu elden çıkarır iken bilahare red ve iadeye mecbur olacağına vâkıf bulunmuş olursa red ve iadeye mecburdur." Görüldüğü gibi, maddede, iade borcu zenginleşen kişinin iyi veya kötüniyetli olmasına göre farklı şekilde ele alınmıştır. Haklı bir sebebe dayanmaksızın zenginleşen kimse kötüniyetli ise iade borcu zenginleşmenin tamamını kapsar. Diğer bir ifadeyle, kötüniyet halinde iade borcu, geri verme zamanındaki zenginleşme miktarıyla sınırlı değildir....
Dosya içeriği ve toplanan delillere göre; çekişme konusu 4011 ada 17 parsel sayılı taşınmazın davacıların mirasbırakanı ...’e ait iken, ...’in davalı ...’i 25.03.2008’de satış için vekil tayin ettiği, taşınmazın vekil tarafından aynı gün 28.000.TL’ye diğer davalı ...’a satış suretiyle temlik edildiği, mirasbırakanın hesabına Yaşar tarafından 28.000.TL’nin yatırıldığı, mirasbırakanın bu satıştan 1 yıl sonra öldüğü, bu süre zarfında herhangi bir dava açılmadığı, eldeki davanın terekeye iade istekli olarak mirasçılardan ... tarafından açıldığı, davaya dahil edilen mirasçılar; ..., ... ve ...’nın, satışın annelerinin iradesine ve satış bedelinin o günün rayiçlerine uygun olarak yapıldığı, satış parasının bankaya yatırıldığı ve anneleri tarafından paranın alındığını beyan ettikleri, mirasçıların davaya karşı çıkmaları üzerine mirasbırakanın terekesine temsilci tayin edildiği ve davanın tereke temsilcisi tarafından yürütüldüğü anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptal ve tescil davası sonunda yerel mahkemece asıl ve birleşen davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar ... ve ... ... vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi ...'ın düzenlemiş olduğu rapor okundu, açıklamaları dinlendi, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Asıl dava, hile hukuksal nedenine dayalı terekeye iade istemli tapu iptal ve tescil, birleşen dava muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miraspayı oranında tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.Mahkemece, temlikin ölünceye kadar bakma akdiyle yapıldığı, davalının da bakım borcunu yerine getirdiği gerekçesiyle her iki davanın da reddine karar verilmiştir. Asıl dava davalılar ..., ... ve ... aleyhine 21.09.2011 tarihinde açılmış olup, davalılardan ... malik olduğu taşınmazı 31.10.2011 tarihinde birleşen davanın davalısı ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar İsmail ve Hasan vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı terekeye iade şeklinde tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup mahkemece, miras bırakan ...'ün davalı oğulları..... yaptığı temliklerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu belirlenmek ve benimsenmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Ancak, dava tereke adına açılmış ve tereke temsilcisi tarafından takip edilerek sonuçlandırılmış olduğuna göre, iptaline karar verilen tapu kaydının miras bırakan ...'...
-KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı terekeye iade talepli tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/2318 Esas 2016/608 Karar sayılı ilamı ile muris ...'in terekesini temsil etmek ve ...'in mirasçılarının davada hak ve menfaatlerini korumak üzere ...'ın tereke temsilcisi olarak atanmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır....
nin mirasçılarından sadece ikisi tarafından açıldığı, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı sonucuna varılması halinde taşınmazın terekeye iade edilmesi gerektiği ve davacı tarafın terekeye iade istemi bulunmayıp pay oranında tescil isteğine göre, davanın dinlenme olanağı bulunmadığı gerekçesi ile davanın usulden reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece; “ davalının da mirasçı konumunda olduğu gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirme ile davanın usulden reddine karar verilmiş olması doğru değildir.” gerekçesi ile bozulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesince bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesi ile davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hâkimi ...’ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....
Hal böyle olunca, mahkemece öncelikle davacıya isteği açıklattırılarak, davanın davacının miras payına hasren mi, terekeye iade isteğiyle mi açıldığının tespiti, davanın terekeye iade istekli olarak açıldığının anlaşılması halinde, mirasbırakana ait veraset ilamı getirtilerek davaya katılmayan ortakların bulunup bulunmadığının belirlenmesi, var ise davaya olurlarının alınması ya da miras şirketine M.K.'nun 640.maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekirken, anılan bu husular gözetilmeksizin işin esasına girilerek ölü kişi adına tescile karar verilmiş olması isabetsizdir…” gerekçesiyle bozulmuş, Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davalıya yapılan temlikin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesi ile davanın miras payları oranında kabulüne karar verilmiştir....
Kurumuna gönderilerek miras bırakanın akit tarihinde ehliyetli olup olmadığı yönünde rapor alınması, ehliyetli olduğunun saptanması halinde muvazaa iddiasının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi; ehliyetsiz olduğunun belirlenmesi halinde ise, miras bırakanın terekesinin elbirliği mülkiyetine tabi olduğu ve davacıların terekeye iade değil de payları oranında iptal-tescil istemeleri nedeniyle TMK'nun 701. maddesi hükmü uyarınca böyle bir isteğin dinlenilme olanağı bulunmadığı, başka bir anlatımla, tüm iştirakçilerin katılımıyla ve terekeye iade isteğiyle açılmayan davanın tümden reddi gerekeceği düşünülmeksizin yazılı biçimde hüküm kurulmasının doğru olmadığı'' gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, ... Kurumu 4. İhtisas Kurulundan alınan rapora göre akit tarihinde mirasbırakanın ehliyetli olduğu, ancak temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muazaalı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir....
Bir mirasçı, terekeye dahil bir taşınmaz hakkında, diğer mirasçılar aleyhine tek başına miras payı oranında adına tescili istemi ile dava açabilirse de, terekeye göre üçüncü kişi konumundaki birine karşı miras payının adına tescili istemiyle dava açması hukuken mümkün değildir. Davacılar ile müdahil davacının murisi ...’ın, davacılar ve müdahil davacı dışında başka mirasçıların da bulunduğu anlaşılmakta olup, elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli pay veya payları olmayıp, haklarının terekenin tamamını kapsadığı, TMK'nın 702. maddesine göre topluluk devam ettiği sürece tasarrufi işlemlerde tüm ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerektiği açıktır....
Mirasbırakanın mülkiyet hakkına dayanılan ve terekeye karşı yapılan haksız fiil niteliğindeki davalar dışında terekeye karşı üçüncü kişi konumundaki kişiler aleyhine açılacak ve malvarlığının terekeye döndürülmesi istemini içeren davalarda terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları, ayrıca mirasçılardan birisinin terekeye iade şeklinde dava açması halinde de tüm mirasçıların muvafakatlarının sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekeceği tartışmasızdır. 4....