Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

K. sayılı kararında terekenin resmi tasfiyesine karar verildiğinden yeniden terekenin resmi tasfiyesine karar verilmesine gerek olmadığı, tereke temsilcisinin de terekenin resmi tasfiyesine karar veren mahkemece atanması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. 4721 sayılı TMK'nın 612. maddesi uyarınca mirasın gerçek reddini tespit ve tescil edip başka mirasçı bulunmadığını gören mahkemenin terekeyi iflas hükümlerine göre re'sen tasfiye etmesi gerekir. Bu madde uyarınca yapılacak tasfiye ise süreye bağlı değildir. Sulh hukuk mahkemesince, en yakın mirasçıların mirası reddettiklerinin belirlenmesi halinde, herhangi bir başvuruya gerek olmadan kendiliğinden resmi tasfiye yoluna gidilmesi gerekir. Davacının talebi, terekeyi resen tasfiye edecek mahkemeyi harekete geçirmeye yöneliktir. Mahkemece, yetkisizlik kararı verilerek dosyanın ... 4....

    İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF ve İSTİNAF SEBEP VE GEREKÇESİ: Davalı SGK vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Türk Medeni Kanunu’nun 605 maddesinin ikinci fıkrasında, “Ölümü tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır” denilmektedir. Buradan da anlaşılmaktadır ki, mirasın açıldığı anda terekenin borca batık olması gerekmektedir. Yani bir başka deyişle, murisin, mirasın açıldığı anda, borca yetecek kadar para ve malvarlığı bulunmamalıdır. Bu hususun tespiti ise ancak çok yönlü bir araştırma ile mümkün olabilir. Her ne kadar Mahkeme tarafından kısmi bir tapu ve trafik kayıtları araştırılması yapılmış, birkaç bankaya yazı yazılmış ise de bu kadar yüzeysel bir araştırma ile terekenin borca batık olduğu iddiası kanıtlanamaz. Murisin malvarlığı mirasçılara herhangi bir şekilde intikal etmiş olabilir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava; terekenin tespiti ve tereke mallarının korunması isteğine ilişkindir. İlk dereceli mahkemece terekenin belirlenmesi için gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, mahallinde keşif icra edilerek bilirkişi raporları dosyaya alınmış, hayvanların bakımlarını sağlayacak yediemin veya işletme bulunup bulunmadığı hususunda İlçe Tarım Müdürlüğüne yazı yazılmıştır. Dava, Türk Medeni Kanunun 589. ve devamı maddelerinde yer olan "koruma önlemi" olarak ölüm tarihi itibariyle terekeyi oluşturan unsurları belirlemek, böylece olası ihtilaflarda başvuru kaynağı oluşturmak, bu sayede terekenin içeriği ile ilgili ölüm anındaki durumu öğrenme imkanını elde etmeye yönelik olarak terekede bulunan mal ve hakların tespitine ilişkindir. Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işlemi, kural olarak bir süreye bağlı olmayıp bu önlemin alınması olanaksız veya yararsız hale gelmedikçe tereke paylaşılmadığı sürece istenebilir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 06.08.2014 gününde verilen dilekçe ile terekenin tasfiyesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 21.11.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, terekenin tasfiyesi istemine ilişkindir. Mahkemece, terekenin tasfiyesine ve terekeye temsilci atanmasına karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras sulh hukuk mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir (TMK. md. 612). Bu madde uyarınca yapılacak tasfiye ise süreye bağlı değildir....

      (TMK m.590) Mirasbırakanın yerleşim yeri sulh hakimi istem üzerine veya re'sen tereke malların korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır. Bu önlemler özellikle kanun da belirtilen hallerde tereke de bulunan mal ve hakların yazımına, terekenin mühürlenmesine, terekenin resmen yönetilmesine ve vasiyetnamelerin açılmasına ilişkindir. Mirasbırakan yerleşim yerinden başka bir yerde ölmüş ise, o yerin sulh hakimi bu ölümü yerleşim yeri sulh hakimine gecikmeksizin bildirir ve mirasbırakanın ölüm yerinde bulunan mallarını korunması için gerekli önlemleri alarak bununla ilgili dosyayı ve varsa vasiyetnameyi yerleşim yeri sulh hakimine gönderir. (TMK m.589) Tüm bu önlemler terekenin korunması ve tespiti kapsamındadır. Terekenin korunmasına ilişkin önlemler hukuki niteliği bakımından mirasın kazanılması yahut mirasçılık sıfatı bakımından maddi bir etkiye sahip olmadığından bu süre aşılsa bile paylaşmaya kadar her zaman istenebilir....

        nın gaipliğine ve 13 parselin satışından elde edilen ve kayyımın idaresinde bulunan bedelin Hazineye geçtiğine karar verildiğini, bu nedenle çekişme konusu taşınmazlar yönünden de 10 yıllık kayyımla idare süresinin beklenmesine gerek olmadığını ileri sürerek, İsmail kızı ...'nın gaipliğine ve anılan taşınmazlardaki ...'nın paylarının tapusunun iptali ile ... adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Dahili Davalı, iddianın ispat edilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, kayyım atama kararından sonra yasada öngörülen 10 yıllık resmen yönetilme süresinin dolmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü....

          İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler ve tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Ayrıca davayı açan vekilin TMK'nun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına ilişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması zorunludur.(Emsal: Yargıtay 14....

          Ayrıca Türk Medeni Kanununun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2. maddesi gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması zorunludur. Davanın özelliği gereği terekeden alacaklı olanların tümüne karşı açılması gerekmektedir (28/12/1942 tarihli 24/29 sayılı YİBK). Murisin ölümü ile tereke bütün aktif ve pasifi ile mirasçılarına geçer. Murisin vergi, prim vb. borçları da terekenin pasifi içerisinde olup terekeye dahildir. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır (TMK. 605/2 md). TMK.nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilirler. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Terekenin Resmen Yönetilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.05.11.2012 (Pzt.)...

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tereke Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm terekenin tespiti ve resmen yönetilmesi istemine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 tarihli 2013/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 27.01.2014 (Pzt.)...

              UYAP Entegrasyonu