HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul İLK DERECE MAHKEMESİ : Çine Asliye Hukuk Mahkemesi SAYISI : 2018/358 E., 2020/168 K. 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; Davacılardan Halil Gökçe miras ortaklığına tereke temsilcisi olarak davacılardan ...'ün atandığı ve Avukat ...‘a vekaletname verdiği görülmektedir. Ancak yargılama aşamasında davacı ve aynı zamanda tereke temsilcisinin olan ... 28.02.2021 tarihinde vefat etmiştir. Avukat ... tarafından temyiz yoluna başvurulmuştur. Ölümle vekalet ilişkisi son bulmuş olup, tereke temsilcisi atanmakla davayı takip yetkisi tereke temsilcisine geçmiştir....
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle tereke temsilcisi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.03.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen karar, tereke temsilcisine 06.01.2022 tarihinde tebliğ edilmiş; temyiz dilekçesi ise yasal süre geçirildikten sonra 22.01.2022 tarihinde verilmiştir. Öte yandan, davaya tereke temsilcisi atanmış olduğundan davacıların davayı takip yetkisi sona ermiş bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, tereke temsilcisinin temyiz dilekçesinin süre yönünden nedeniyle, davacılar vekilin temyiz dilekçesinin davayı takip yetkisi bulunmadığından ayrı ayrı REDDİNE, peşin alınan temyiz harcının istek halinde tereke temsilcisi ve davacılara iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 23/03/2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olmak üzere karar verildi....
Miras ortaklığının temsilci atanması isteğinde husumet miras bırakanın tüm mirasçılarına yöneltilmelidir. Mirasçılar arasında uyuşmazlık olsa da olmasa da terekeye temsilci atanmasını yasal veya atanmış mirasçılar isteyebilir. Yetkili mahkeme, miras bırakanın yerleşim yeri mahkemesidir. Görevli mahkeme ise, sulh hukuk mahkemesidir. Tereke temsilcisi olarak mirasçılardan biri atanabileceği gibi üçüncü kişi de temsilci atanabilir. Ancak, mirasçılar arasında çıkar çatışması olduğu usulünce ispat edilirse, mirasçılardan biri terekeye temsilci atanmamalıdır. Miras ortaklığı temsilcisi özel kayyım niteliğindedir (TMK m. 640). Türk Medeni Kanunu'nun 431. maddesi uyarınca vasi tayininde usul kayyım (mümessil) için de uygulanır....
Terekesi adına tereke temsilcisi ... dahili davalı .... aralarındaki dava hakkında, .... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 27/02/2014 gün ve 2013/241 - 2014/152 sayılı hükmün Dairenin 23/09/2019 gün ve 2018/2652 - 2019/8330 sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiş olup, süresi içinde davalı ....Terekesi adına tereke temsilcisi .... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dosya içeriğine, Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre 6100 Sayılı HMK.'nın geçici 3. maddesinin 2. fıkrası delaletiyle 1086 Sayılı HUMK.'nın 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiç birisine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, aynı Yasanın 442. maddesi uyarınca 520,95 TL para cezasının davalılar ... Terekesi adına tereke temsilcisi ....'dan alınarak Hazineye gelir kaydettirilmesine ve aşağıda dökümü yazılı 123,60 TL kalan red harcının karar düzeltme isteyen davalılar ... Terekesi adına tereke temsilcisi ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı tereke temsilcisi vekilinceverilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, tereke temsilcisi vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden davanın malik (muris) ... ’in mirasına tereke temsilcisi olarak atanan davacı tarafından açıldığı anlaşıldığından ... dahil tüm paydaşlar yönünden karar verilmesi gerekirken sadece tereke mümessilinin payı yönünden kısmen kabul kararı verilmesi, Doğru görülmemiştir....
Bilindiği üzere; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 640 ıncı maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Başka bir söyleyişle, mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve bununla bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer. Somut olayda, temyize konu karar tereke temsilcisine usulüne uygun şekilde tebliğ edilmesine rağmen tereke temsilcisi karara karşı temyiz talebinde bulunmayıp davacılar vekili temyiz talebinde bulunmuştur. Ne var ki; davacıların davada takip yetkisi kalmadığından karara karşı temyiz talebinde bulunma hakları da bulunmamaktadır. Bu durumda, davacılar vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir. 3....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Dairemizin 19.06.2013 tarih 6635-6907 sayılı geri çevirme kararında “...’nın tereke temsilcisi ...’nın, davayı takip eden avukat ... ve avukat ...’a “tereke temsilcisi” sıfatıyla vermiş olduğu vekaletnamenin dosyaya konulması” istenilmiş, ancak dosyaya ...’nın tereke mümessili olarak verilmesi gereken vekaletname yerine halen sağ olup, dava açan diğer davacıların tereke mümessili olarak düzenlenen vekaletname sunulmuş olup, böylesi bir vekaletnamenin geçerli olmadığı açıktır....
Bu nedenle, istemin hak düşürücü süre geçtiği gerekçesiyle reddi gerekirken aktif dava ehliyeti bulunmadığı ve tereke temsilcisi açısından dava şartının yerine getirilmediği gerekçesiyle reddedilmesi doğru değil ise de hüküm sonucu esas bakımından usul ve kanuna uygun olduğundan HUMK’nın 438/son maddesi gereğince hükmün gerekçesinin değiştirilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. 2- Dahili davacı ...’ın tereke temsilcisi ... ile mirasçılardan ..., ..., ..., ... vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Somut uyuşmazlıkta, dava konusu 926 parsel sayılı taşınmaz paydaşı ... mirasçıları çekişme konusu payın önalım nedeniyle adlarına tescili istemiyle dava açmışlar, yargılama devamında 18.03.2008 gün ve 2007/573 Esas, 2008/158 sayılı Karar ile terekeye temsilci atanmış, yargılama temsilci eliyle yürütülmüştür....
ın temsilci olarak atandığı, davanın reddine ilişkin gerekçeli kararın tereke temsilcisine 03.09.2021 tarihinde tebliğ edildiği, ancak tereke temsilcisinin kararı temyiz etmediği, karara karşı davacı tarafından temyiz yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Nitekim, tereke temsilcisinin atanması ile tereke ortağının ya da ortaklarının terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçı veya mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve bununla bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer....