Türk Medeni Kanununun 169. maddesi gereğince; boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri bu hususta bir isteğin bulunup bulunmadığına bakmaksızın re'sen almak zorundadır. Somut olayda, taraflar arasında görülen boşanma davasında mahkemece, 15/10/2014 tarihli ara karar ile müşterek çocuk için Türk Medeni Kanununun 169'ncu maddesi çerçevesinde aylık 6.000 TL tedbir nafakası tayin edilmiştir. Mahkemenin ara karar ile, davanın devamı süresince önlem olarak hükmettiği tedbir nafakası, aksi yönde yeni bir karar alınmadıkça, boşanma kararının kesinleşmesine kadar devam eder ve bu hususta son kararda hüküm bulunmasa bile aksi yönde bir karar bulunmadıkça bu nafakanın ilamsız icra takibi yoluyla icrası mümkündür....
İlk derece mahkemesince, reddedilen boşanma davasında kadın ve müşterek çocuk için TMK'nın 169.maddesince hükmedilen tedbir nafakasının söz konusu davada verilen hüküm kesinleşinceye kadar geçerli olduğu, eldeki davada dava tarihinden itibaren kadın ve müşterek çocuk lehine tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, 09.02.2021 tarihli ara karar ile hükmedilen tedbir nafakasının miktarının hüküm ile karar altına alınan nafaka miktarlarına ilişkin hükümde gözetilmemesi ve infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Yine tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kadının ve çocuğun ihtiyaçları gözetildiğinde hükmedilen tedbir nafakası azdır....
Temyiz Sebepleri Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile tedbir nafakası yönünden temyiz yoluna başvurmuştur. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava; evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma istemine ilişkin olup uyuşmazlık, ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakası miktarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakası başlangıç tarihinin doğru olup olmadığı, kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı, boşanmanın reddine dair verilen kararın kesinleşip kesinleşmediği noktasında toplanmaktadır. 2....
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, kusur durumuna, günün ekonomik koşullarına göre kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının hakkaniyete göre az olduğu bu sebep ile aylık 400 TL yoksulluk nafakasına karar verilmiş olup, davacı kadın vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Çocuk için tedbir - iştirak nafakası verilmesi açısından: Çocuk için tedbir nafakası konusunda hüküm kurulmamasının hatalı, iştirak nafakası verilmesinin doğru olduğu, ancak belirlenen miktarın az olduğu anlaşıldığından dava tarihinden itibaren aylık 400 TL tedbir nafakasına, boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren aylık aynı miktarda iştirak nafakasına karar verilmiş olup, davacı kadın vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar verilmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar arasında görülen evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davası ile davacı kadının birleşen tedbir nafakası davasının yapılan yargılaması sonunda, ilk derece mahkemesi tarafından boşanma davası ile birleşen tedbir nafakası davası kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi hükmüne karşı, davalı erkek tarafından hükmün tamamı yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve bölge adliye mahkemesince erkeğin başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmiştir....
Ancak, tedbir nafakası, boşanma davasının açılmasıyla birlikte hakim tarafından hükmedilen ve gerekli görüldüğü hallerde dava sonucu kesinleşinceye kadar devam edebilen, tarafların boşanma sürecinde yaşam seviyelerinin olumsuz yönde değişmemesi açısından verilen bir nafaka türüdür. Boşanma kesinleştikten sonra ise TMK 175. madde koşulları oluşmuşsa yoksulluk nafakasına hükmedilebilir. Boşanma kesinleştikten sonra tedbir nafakasına hükmedilmesi doğru değildir. Ancak anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HMK m. 370/2)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından, her iki boşanma davası ile bağımsız tedbir nafakası davası yönünden, davalı-davacı kadın tarafından ise, katılma yolu ile tazminat ve nafaka miktarları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Tarafların boşanma davasına yönelik temyiz itirazları bakımından yapılan incelemede; Boşanma veya evliliğin iptaline ilişkin kararlarda; tarafların Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, adı, soyadı, doğum yeri ve tarihi, baba ve ana adları ile kadının evlenmeden önceki soyadı ve aile kütüğünde kayıtlı olduğu yer bilgileri ile evlilik içinde doğmuş çocuklar ve bunların kimlik bilgilerine yer verilmesi zorunludur. (5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu m.27 HMK m.297/1-b)....
Davalı; ikametgahının Yalvaç olduğundan yetki itirazında bulunarak, boşanma davasında tedbir nafakasına karar verildiği tarihten sonra gelirinde artma olmadığını, davacının da giderinde artma olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece; boşanma davasının reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleşmesi nedeni ile açılan tedbir nafakası davasının konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm süresi içerisinde davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava; tedbir nafakası istemine ilişkindir. Evlilik birliği içerisinde şartlar oluştuğu taktirde tedbir nafakası davası her zaman açılabilir....
Bu durumda, ilk mahkemenin ikinci mahkemede birleştirme kararı usul ve yasaya aykırıdır. Ayrı yerlerde açılan davaların; evlilik birliğinin korunması (Md.195-201) hükümlerine dayalı olarak TMK. nun 197. maddesine göre açılan tedbir nafakası davası ile boşanma hükümlerine dayalı olarak TMK. nun 166. maddesine göre açılan boşanma davasından ibaret olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında boşanma davası olsun yahut olmasın eşler evlilik birliğinin ayrı dava ile korunmasını isteyebilir ve MK. md.201 uyarınca nafaka isteyen eş yerleşim yerinde açtığı dava ile tedbir alınmasını; nafaka verilmesini isteyebilir. Tedbir isteğinin boşanma davasında istenilmesini zorunlu kılan bir hüküm yasada yer almamaktadır. Kaldı ki, tedbir nafakası davası ve boşanma davası aynı sebepten doğmadığı için biri hakkında verilecek hüküm diğerini etkileyecek nitelikte bulunmamaktadır....
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan sebeplerle, I-Davalı T3 müşterek çocuk için hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasına yönelik istinaf taleplerinin KABULÜ ile, Gündoğmuş Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 02.05.2019 tarih, 2018/24 esas ve 2019/17 karar sayılı kararının müşterek çocuk için hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden KALDIRILMASINA ve Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1- b,2 maddesi uyarınca bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm tesisine....