Davalı cevap dilekçesinde; açılan davayı kabul etmediğini, davacının belirtmiş olduğu hususların mahkemece karara çıkmış olan boşanma davasında açıklığa kavuştuğunu; davacının, boşanma davasında herhangi bir talepte bulunmadığını; ancak, mahkemece Medeni Kanun hükümleri gereği 150,00 TL tedbir nafakası takdir edildiğini, kararın henüz kesinleşmediğini; davacının bu süre içerisinde yeni bir dava açma hakkı ve ehliyetinin bulunmadığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; ayrı yaşamakta haklılık olgusu ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dosyada elde edilen delillerden; mahkemece de duruşma sırasında incelendiği gibi; tedbir nafakası davasının açıldığı tarihte Yunak Asliye Hukuk Mahkemesi'nin (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) 2013/198 E sayılı boşanma davasının halen derdest olduğu anlaşılmıştır....
Bu geçici önlemlerden birisi de tedbir nafakasıdır. Tedbir nafakası, talebe bağlı olmaksızın (resen) takdir edilir ve geçici bir önlem olarak davanın başından itibaren karar kesinleşene kadar hüküm altına alınır. Dolayısıyla tedbir nafakası takdirine ilişkin kararın, davanın açıldığı tarih itibariyle tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına ilişkin araştırma sonuçlarının dosyaya gelişini takiben hemen verilmesi gerekir. Boşanma ve ayrılık davalarında, tarafların kusur durumu hiçbir şekilde tedbir nafakasının takdirine etkili bir unsur değildir. Kusurlu eş yararına dahi, bu tedbirlerin alınması mümkündür. Yine, her iki tarafın da gelirinin bulunması tedbir nafakası verilmesini engelleyici bir hâl değildir. Ancak eşlerin ekonomik güçlerinin birbirine yakın olması durumu söz konusu ise bu durumda geçici tedbir nafakası verme zorunluluğunun ortadan kalkacağı söylenebilir....
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 3. bendinden "çocuğun doğum tarihinden itibaren" sözcüklerinin çıkarılmasına yerine " dava tarihinden boşanma hükmü kesinleşinceye kadar tedbir, boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren ise iştirak nafakası olarak" sözcüklerinin yazılmasına, hükmün bu bölümlerinin açıklanan şekilde düzeltilerek, temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 02.05.2018(Çrş.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma davalarının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı (...) tarafından, kusur belirlemesi, diğer taraf yararına hükmolunan tazminatlar ve tedbir nafakası yönünden; davalı-davacı (...) tarafından ise, kocanın boşanma davası, kusur belirlemesi, lehine hükmedilen tazminatların ve tedbir nafakasının miktarı ve başlangıç tarihi ile yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı(nın) tüm, davalı-davacı (nın) ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Davalı, birleştirilen boşanma davasına ilişkin dava dilekçesinde, yoksulluk nafakası talep etmiş, miktarını daha sonra açıklayacağını...
Tüm bu anlatım karşısında davacı kadının ortak çocuk Hira Gül yönünden tedbir-iştirak, kendisi yönünden tedbir-yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat miktarlarına, davalı erkeğin ise ortak çocuk Recep İsa yönünden tedbir-iştirak nafakası ile ziynetlerin reddi sebebiyle nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine ilişkin istinaf başvurularının kabulüne, kararın 3, 4, 5, 6 ve 14 nolu bendlerinin kaldırılmasına, tarafların sair istinaf başvurularının ise esastan reddine yönelik aşağıdaki karar tesis edilmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; A)Davacı kadının ortak çocuk Hira Gül yönünden tedbir-iştirak, kendisi yönünden tedbir-yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat miktarlarına, davalı erkeğin ise ortak çocuk Recep İsa yönünden tedbir-iştirak nafakası ile ziynetlerin reddi sebebiyle nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine ilişkin istinaf başvurularının HMK'nin 353/1- b/2 maddesi uyarınca KABULÜ ile ÇANKIRI 1....
Aile Mahkemesi'nin 2014/546 E.sayılı dosyada, verilen ara karar gereği 350 TL tedbir nafakası için takip başlatıldığı, 17.150 TL birikmiş tedbir nafakası ve 3.327,03 TL faiz talebinde bulunulduğu, ilama konu boşanma dosyası incelendiğinde, 22/12/2015 tarihinde verilen boşanma kararına yönelik tarafların temyiz talebinin bulunmadığı, buna rağmen mahkemece hatalı şekilde 05/01/2018 tarihinde boşanma hükmünün kesinleştirildiği, kesinleştirme işleminin idari bir işlem olup, her zaman aksinin iddia edilebileceği , tarafların boşanma kararını temyiz etmedikleri ve boşanma kararının 25/02/2016 tarihinde kesinleştiği, bu sebeple dosyada bulunan 25/02/2022 tarihli ek raporda bilirkişinin nafakanın hükmedildiği tarih olan 22/04/2014 tarihi ile boşanma kararının kesinleştiği 22/02/2016 tarihleri arasında ödenmesi gereken tedbir nafakasını hesapladığı buna göre 6.300 TL birikmiş nafaka ve 1.900,96 TL işlemiş faiz olmak üzere 8.200,96 TL alacak üzerinden takibin devam etmesi gerektiği anlaşıldığından...
Her ne kadar boşanma davası açmakla ayrı yaşama hak kazanan kadın lehine tedbir nafakası taktir edilmesi gerektiği akla gelse de, tarafların yurt dışında boşandıkları, boşanma kararının tanınmasına ve tenfizine karar verilip kararın kesinleştiği, boşanmanın sonuçlarının yabancı mahkeme ilamının kesinleştiği tarihe kadar geriye etkili olarak yürürlüğünün bulunduğu, başka bir ifadeyle tanıma ve tenfiz kararının etkisinin yabancı mahkeme ilamının kesinleştiği tarihten itibaren hüküm ifade edeceği, somut olayda yabancı mahkeme kararının 2018 yılında kesinleştiği, eldeki davanın 2020 yılında açıldığı, bu durumda kadın açısından kesinleşmiş boşanma kararı hukuken mevcut olmakla tedbir nafakası koşullarının oluşmadığı, ilk derece mahkemesince kadına tedbir nafakası hükmedilmemesinde isabetsizlik olmadığı değerlendirilmiş, kadının tedbir nafakasına yönelik istinafı reddedilmiştir....
B- Davalı-davacı erkeğin birleşen evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasının ilk derece mahkemesince kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velayeti anneye verilerek baba ile kişisel ilişki kurulmasına, erkek lehine 2000 TL manevi tazminata, ortak çocuk lehine 200 TL tedbir- iştirak nafakasına, kadın lehine 175 TL tedbir nafakasına, erkeğin maddi tazminat, kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, ilk derece mahkemesince verilen 08.11.2016 tarihli bu karar davacı-davalı ... tarafından; tedbir nafakalarının miktarları, boşanma davası, kusur belirlemesi ve feriler yönünden istinaf edilmiş, bölge adliye mahkemesi tarafından kadının sadece kusur tespitine yönelik istinaf başvurusu kabul edilmiş ve fakat ilk derece mahkemesinin birleşen boşanma davası ve ferilere yönelik hükmü kaldırılarak yeniden hüküm kurulmuştur....
Yukarıda belirtilen maddelerde açıklandığı üzere yoksulluk nafakası boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren hüküm ifade eder. Mahkemenin boşanma davası sırasında veya hüküm ile davalı eş lehine hüküm altına aldığı nafaka hukuki mahiyeti itibariyle TMK'nun 169.maddesinde ifadesini bulan tedbir nafakasıdır. Bu niteliği itibariyle tedbir nafakasının değiştirilmesi ya da kaldırılmasına ilişkin istemler boşanma davasına bakan mahkemece veya karar verilmişse temyiz incelemesini yapan Yargıtay'ın ilgili dairesince incelenip karara bağlanır.Bilindiği üzere; bir davada maddi olguları ileri sürüp kanıtlamak taraflara, buna uygun olarak da uygulanacak yasa maddelerini bulmak, olayın hukuki nitelendirmesini yapmak ve uygulamak görevi hâkime aittir (HUMK md. 76, HMK md. 33).Somut olayda, dava tarihi itibariyle kaldırılması istenen nafaka tedbir nafakasıdır. Zira, boşanma ilamı henüz kesinleşmemiş durumdadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından, her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı kadının aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-davacı kadın tarafından açılan bağımsız tedbir nafakası davası erkek tarafından açılan boşanma davası ile birleştirilmiştir. Dava dosyalarının birleştirilmesi veya karşılık dava açılması halinde her dava bağımsız niteliğini korur. Bunun sonucu olarak da her dava hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekir....