Mahkemece, dava konusu olayda borcun doğumundan önce tasarrufun yapıldığı ve dosyaya aciz vesikasının sunulmaması sebebi ile tasarrufun iptali şartlarının oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemlerin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı işlemin iptali istemine ilişkindir. Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK'nın 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu açık olup mahkemenin bu açıklığa rağmen İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılan tasarrufun iptali davası olarak nitelemesi isabetli değildir. . Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir....
-KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, muvazaa olgusunun Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşen Karabük Kadastro Mahkemesi'nin 2011/1 esas, 2011/19 karar sayılı kararı ile saptandığı ve muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davaların hak düşürücü süre ya da zamanaşımına tabi olmadığı, ayrıca davacı Kezban (Ersoy) Çankaya'nın Karabük Kadastro Mahkemesinin 2011/1 esas (eski 2008/6 esas) sayılı dosyasında taraf sıfatının bulunmadığı ve 6.4.2009 tarihli beyanının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 307. maddesine göre feragat niteliğinde sayılamayacağı gözetilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olduğuna göre; davalının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 1.755.45.-TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 08.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı vekili, İİK'nun 277 v.d maddeleri kapsamında, tasarrufun iptali istemiyle açtığı davasını, 07/11/2017 Uyap kayıt tarihli ıslah dilekçesi ile, davasını tamamen ıslah ederek, TBK'nun 19. maddesine dayalı muvazaa davasına dönüştürdüğü ve mahkemece de, davanın TBK'nun 19. maddesine dayalı muvazaa davası olduğu kabul edilerek, yargılama bu şekli ile yapılıp, davanın kabulüne karar verildiği görülmüştür. Davacı vekilinin, 07/11/2017 Uyap kayıt tarihli ıslah dilekçesindeki ileri sürüşe, ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre, dava, niteliği itibariyle, TBK'nun 19. maddesinde tanımını butlan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır (Yargıtay 17. H.D'nin 2019/6115 E. - 2020/9117 K.; 2018/753 E. - 2019/11818 K.)....
İlk Derece Mahkemesince taraf delilleri toplanmış, mahallinde keşif yapılmış, bilirkişi raporu alınmış, tanıklar dinlenmiş yapılan yargılama sonucunda; davanın muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davası olduğu belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Muvazaa kısaca irade ve beyan arasında bilerek yaratılan uyumsuzluk şeklinde tanımlanabilir. Muvazaada taraflar üçüncü kişileri aldatmak amacıyla gerçek iradelerine uymayan, aralarında hüküm ve sonuç doğurmayan bir görünüş yaratmak için anlaşarak bazen aslında bir sözleşme yapma iradesi taşımadıkları halde görünüşte bir sözleşme yapmaktadırlar (mutlak muvazaa)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muvazaa davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... ve İsmet vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Mahkemece hükmüne uyulan Yargıtay (Kapatılan) 17.Hukuk Dairesi’nin 22.10.2015 tarih, 2015/11421 Esas ve 2015/11025 Karar sayılı bozma ilamında; "davanın ileri sürülüş biçimi itibariyle BK'nun 18 (TBK 19) maddesinde belirtilen genel hükümlere göre açılmış bir dava olduğu, davacı vekilinin dava dilekçesinde açıkça muvazaa hukuksal nedenine dayandığı gibi 29.04.2015 tarihli dilekçesi ile de davanın BK'nun 18.maddesine göre açıldığını belirttiği, BK'nun 18.maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında zamanaşımının söz konusu olmayacağı ve İİK'nın 277 vd .maddelerine göre açılan iptal davalarında aranılan aciz belgesinin muvazaaya dayanan iptal davalarında aranmayacağı...
BK'nun 19.maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında zamanaşımı söz konusu olmaz ve İİK'nın 277 vd.maddelerine göre açılan iptal davalarında aranılan aciz belgesi muvazaaya dayanan iptal davalarında aranmaz. Davacı vekili dava dilekçesinde açıkça muvazaa hukuksal nedenine dayanmıştır....
İlk derece mahkemesince davacının muvazaa iddiasına dair yazılı bir belge sunmadığı, davacının tanık dinletme talebinin de taraf muvazaasının yazılı belge ile ispat edilmesi gerektiğinden bahisle reddine karar verildiği, ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilleri tarafından dava konusu işlemin hata, hile ve gabin hukuksal nedenleriyle iptal edilebilir olduğu gerekçesiyle istinaf edilmiştir. Öncelikle muvazaa kavramını açıklamak ve "genel muvazaa" ile "taraf muvazaasını" ortaya koymak gerekir. Muvazaa, hukukumuzda öteden beri gerek öğreti ve gerekse uygulama alanında üzerinde çok durulan ve tartışılan bir konu olmasına karşın, pozitif hukukumuzda sadece TBK’nun 19. maddesinde yer almıştır. Muvazaa, kısaca; tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacıyla ve fakat gerçek iradelerine uymayan, aralarında hüküm ve sonuç meydana getirmeyen, bir görünüş yaratmak hususunda anlaşmalarıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ -KARAR- Dava, muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 4.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 30.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Dava TBK’nun 19.maddesi gereğince açılmış muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal istemine ilişkindir. Somut olayda dava dilekçesindeki ileri sürüş biçimine göre dava hukuksal nitelikçe Türk Borçlar Kanununun 19 maddesinin özüne ve sözüne uygun muvazaa nedeniyle iptal istemine ilişkindir. Kural olarak 3.kişiler, danışıklı işlem nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilir. Çünkü danışıklı bir hukuki işlem ile 3.kişilere zarar verilmesi onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğindedir. Muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek (açtığı şuf’a davasını sonuçlandırmak)için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı iptal davasında davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tasarrufun iptali K A R A R Mahkeme tarafından yapılan nitelendirmeden de anlaşıldığı üzere taraflar arasındaki uyuşmazlık Borçlar Kanunu'nun 18. (19.) maddesindeki muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal istemine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 14.01.2017 tarih ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 20.01.2017 günlü ve 2017/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip 27.01.2017 tarihli ve 29961 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2017 günü yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (17.) Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir....