Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, Türk Borçlar Kanunu'nun 19. maddesi gereğince, muvazaa hukuksal sebebine dayalı davalılar arasında yapılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, asıl talep ve terditli talep yönünden davaların ayrı ayrı usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna taşınmıştır. İİK'nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davaları ile, TBK'nun 19. maddesinde düzenlenen muvaza nedenine dayalı iptal davaları birbirinden farklı davalar olup, farklı hükümlere tabidir. Tasarrufun iptali davalarında alacaklı lehine bir takım karineler kabul edilmiş, ancak bunun yanında bu dava türü, İİK'nun 278 maddesinde 2 yıllık, İİK'nun 279. maddesinde 1 yıllık ve İİK'nun 284. maddesinde 5 yıllık hak düşürücü sürelere tabi tutulmuş, takibin kesinleşmiş olması, ayrıca alacaklıya aciz belgesi sunma gibi bir takım yükümlülükler yüklenmiştir....

Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir....

    Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK'nın 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir....

      Dava; ileri sürülüş biçimine göre İİK'nın 277 ve devamı madde hükümlerine dayalı tasarrufun iptali, olmadığı taktirde de TBK'nın 19.maddesinde düzenlenen muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal isteğine ilişkindir. (Terditli Dava) Yüzeysel bakıldığında İİK 277 vd maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davaları ile TBK 19. (BK 18) maddesine dayalı genel muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar....

      Dava dilekçesindeki ileri sürülüşe ve yargılama aşamasındaki açıklamalara göre, dava niteliği itibariyle BK'nın 18. maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Yüzeysel bakıldığından iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. Davacının iddiasına göre bu davadaki amacı alacaklarını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. İİK'nın 277. ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Açıklanan bu maddi ve hukuksal olgulara göre, davanın İİK'nın 277. ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu yolundaki mahkemenin kabulüne katılma imkanı yoktur....

        Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK'nın 283/1. maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. BK'nun 19. maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında hak düşürücü zamanaşımı süresi uygulanmaz ve İİK'nın 277 vd.maddelerine göre açılan iptal davalarında aranılan aciz belgesi muvazaaya dayanan iptal davalarında aranmaz. Davacı vekili, dava dilekçesinde ve 21/10/2019 tarihil beyan dilkeçesinde açıkça muvazaa hukuksal nedenine dayanmış ve mahkemece 27/09/2017 tarihli celsede dava muvazaa nedenine dayalı tasarrufun iptali davası olarak nitelendirilmiştir....

          ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : None DAVA KONUSU : TBK'nun 19. Maddesi uyarınca Muvazaa Hukuksal Nedenine Dayalı İptal İstemi KARAR : Uşak 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 21/08/2020 tarih 2020/385 Esas sayılı ara kararına karşına, davacı vekili tarafından İstinaf yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olup dosya heyetçe incelendi; A)DAVACININ İSTEMİNİN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; TBK'nun 19. Maddesi uyarınca muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak iptal istemi ile birlikte Antalya Genel İcra Müdürlüğü'nün 2020/67140 Esas sayılı dosyada icra veznesine yatan paranın alacaklıya ödenmesinin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. B)İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Uşak 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 21/08/2020 tarih 2020/385 Esas sayılı ara kararı ile davacının İhtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir....

          Davacı vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; açılan davada, dava dilekçesinde açıkça muvazaa davası açıldığının belirtildiği halde mahkemece sehven gerekçeli kararın başlık kısmında ve gerekçeli kararın ikinci sayfasında İİK'nun 277. Maddesine dayalı tasarrufun iptali davası olarak nitelendirilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu belirterek ilk derece mahkemesi kararının düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, TBK'nun 19. Maddesi uyarınca muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalılar vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki davacı vekilinin sözlü ve yazılı açıklamalarına göre dava niteliği itibari ile TBK'nun 19. maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır....

          Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, davanın niteliği itibariyle İİK.nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali davası olup bu tür davalarda dava ön şartı olan kesin aciz vesikası veya aciz vesikası niteliğinde haciz tutanağının ibraz edilmemiş olmasına, davacı tarafın muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak BK. 19. maddesi uyarınca her zaman iptal davası açabileceğine ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA 28/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Dava dilekçesinin konusu, maddi olguların anlatılış biçimi ve netice-i talep kısmından da açıkça anlaşılacağı gibi dava BK’nın 18. maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Bu durumda ortada İİK’nın 277 vd. maddelerine göre açılmış bir dava bulunmadığı için, o maddelerdeki koşulların varlığını aramaya gerek yoktur. Muvazaa iddiasına dayalı iptal davaları her zaman açılabilir. Çünkü muvazaa iddialarında "hak düşürücü süre" ya da "zamanaşımı süresi" söz konusu olmaz. Üçüncü kişiler muvazaa nedeniyle haklarının ihlal edildiğini ileri sürerek tarafı bulunmadıkları tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. Çünkü muvazaa onlara karşı işlenmiş haksız eylem niteliğindedir. Muvazaalı işlemin hiçbir hüküm doğurmayacağı, muvazaa sebebinin ortadan kalkması veya bir zaman geçmesiyle görünüşteki işlemin geçerli hâle gelmeyeceği kuşkusuz bulunduğundan muvazaa iddialarında zamanaşımı da söz konusu olmayacaktır....

              UYAP Entegrasyonu