Davacının talebi muvazaa nedeniyle tasarrufun iptali davasıdır. 8. Hukuk Dairesinin iş bölümünün 3.bendi " TBK'nın 19. maddesi gereğince muvazaa iddiasına ilişkin davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar," şeklinde olup genel muvazaa nedeniyle açılan davalar sonucu verilen kararların istinaf incelemesi görevi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. 9. ve 40. Hukuk Dairelerine ait olup aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Hukuk Muhakemeleri Kanununun 352. maddesi gereğince; 1- Dairemiz ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi arasında olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğundan görevli dairenin belirlenmesi için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi. 11/04/2023 Osman KİPER Başkan34250 e-imza Zeynep Hülya TANAÇAR Üye33918 e-imza Çiğdem TÜRKASLAN Üye36068 e-imza Ayşe ERÇOKLU Katip152570 e-imza...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tapu İptal ve Tescil Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık, mahkeme tarafından kooperatif hissesinin Türk Borçlar Kanununun 19. Maddesi uyarınca muvazaa iddiasına dayalı devri nedeniyle tapu iptal ve tescil istemi olarak vasıflandırılmış ve bu yönde hüküm kurulmuş bulunduğundan, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarihli 2014/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 17. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine, oybirliğiyle karar verildi.03.03.2014 (Pzt.)...
Mahkemece, muvazaa iddiası kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bölge adliye mahkemesince; davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, muvazaa nedeniyle tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, dava konusu taşınmazın ve aracın dava dışı ... tarafından davalıya devredildiği anlaşılmaktadır. Davada taraf teşkili sağlanmadan işin esası hakkında hüküm kurulamaz. Genel hükümlere tabi olan TBK’nın 19. maddesi uyarınca muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davalarında hem devredenin hem de son kayıt malikinin davada taraf olarak gösterilmesi, bu anlamda husumetin her ikisine de yöneltilmesi gerekmektedir....
İİK’nin 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK'nın 283/1. maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. TBK'nun 19. maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında zaman aşımı söz konusu olmaz ve İİK'nın 277 vd. maddelerine göre açılan iptal davalarında aranılan aciz belgesi muvazaaya dayanan iptal davalarında aranmaz....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TASARRUFUN İPTALİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelemeye göre dava, Türk Borçlar Kanunu’nun 19. maddesi gereğince muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Dava, taraf muvazaası iddiası ile açılmış olup, dairemiz sadece muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteği bakımından görevlidir. Türk Borçlar Kanunu’nun 19. maddesine dayalı muvazaa iddiasına bakımından mülkiyet hakkının öncesinde davacıya ait olup olmadığı yönünden bir ayrıma da gidilmiş değildir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 24.01.2014 tarihli ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 29.01.2014 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 17. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır....
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre davanın İİK'nun 280 maddesi gereğince açılmış tasarrufun iptali davası olduğu, davanın açıldığı tarih itibarıyla davacının alacaklı olduğunu belirttiği 2012/132 ve 2012/175 Esas sayılı davaların derdest olup davacının varlığını iddia ettiği alacağın muaccel hale gelmediği, 2012/132 Esas sayılı dosyadan verilen 18.4.2012 tarihli ihtiyati tedbir kararının da alacağı muaccel hale getirmediği gibi aciz vesikasına da bağlanmadığı, davanın açıldığı tarihte aciz belgesine bağlanmış muaccel ve talep edilebilir davacı taraf alacağı bulunmadığı, tasarrufun iptali davası açma şartlarının oluşmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle sabit olmayan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava Türk Borçlar Kanununun 19.maddesi gereğince muvazaa hukuksal sebebine dayalı temlik işleminin iptali istemine ilişkindir....
Dava, TBK'nın 19. maddesine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Türk Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde yer alan genel muvazaa hukuksal nedenine dayanmaktadır. Muvazaa davası; borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3. kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. 3. kişinin muvazaalı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun muvazaalı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesini önlemek amacıyla muvazaalı bir işlem yapılması gerekir....
Dava TBK'nun 19. maddesi gereğince muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davalarında iptal davası sabit olduğu takdirde İİK'nın 283/1- 2 maddesi kıyasen uygulanarak tapu kaydının iptaline gerek olmadan davacının alacağını alabilmesi için dava konusu taşınmazın haczi ve satışı konusunda davacının alacak ve ferileriyle sınırlı olarak cebri icra yetkisi tanınmasına karar verilmesi gerektiğinden İlk Derece Mahkemesince İİK'nın 283/1- 2 maddesi gereğince hüküm oluşturulması gerekirken yazılı şekilde tescil hükmü kurulmuş olması da doğru olmamıştır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2017/17- 150 Esas ve 2020/204 Karar sayılı kararı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2013/ 21179 Esas ve 2015/6688 Karar sayılı kararı). Kabule göre, nispi değere tabii davanın kabulüne karar verilmiş olduğundan, vekalet ücretinin de nispi olarak belirlenmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir....
Somut uyuşmazlıkta, dava dilekçesindeki açıklamalardan; davacı vekili, davalılar arasında mal kaçırmak amacı ile muvazaalı olarak satış yapıldığını iddia ederek, hem TBK'nın 19. maddesi gereğince muvazaa nedeniyle yapılan satış işlemlerinin iptalini, hem de İİK'nın 277. maddesi gereğince, yapılan tasarrufun iptalini talep ve dava etmiştir. 9. Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre davanın niteliği itibarıyla TBK'nın 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu anlaşılmaktadır. TBK'nın 19.maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında zamanaşımı söz konusu olmaz. Davacı vekili, dava dilekçesinde açıkça muvazaa hukuksal nedenine dayandığından hak düşürücü süre eldeki davada uygulanamaz....
Hukuk Dairesi 2019/19 E. , 2020/1811 K."İçtihat Metni"Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 23/01/2020 tarihli ve 2020/1 Sayılı Kararı ve 28.01.2020 tarihinde 31022 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Ceza ve Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, 1- 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun'dan doğan (tasarrufun iptaline ilişkin olmayan) ve bu kanundan dolayı diğer dairelerin görevine girmeyen davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar, 2- TBK'nın 19. maddesi gereğince muvazaa iddiasına ilişkin davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar, 3- Trafik kazası sonucu oluşan cismani (bedensel) zarar ile ölüm nedeniyle destekten yoksun kalmadan kaynaklanan (sigortanın taraf olmadığı) maddi ve manevi tazminat davaları ile maddi hasara ilişkin tazminat davaları (sigortanın taraf olmadığı) sonucu verilen hüküm ve kararların temyiz incelemesi görevi Yargıtay 4. Hukuk Dairesine verilmiştir....