Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, muvazaa iddiası kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bölge adliye mahkemesince; davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, muvazaa nedeniyle tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, dava konusu taşınmazın ve aracın dava dışı ... tarafından davalıya devredildiği anlaşılmaktadır. Davada taraf teşkili sağlanmadan işin esası hakkında hüküm kurulamaz. Genel hükümlere tabi olan TBK’nın 19. maddesi uyarınca muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davalarında hem devredenin hem de son kayıt malikinin davada taraf olarak gösterilmesi, bu anlamda husumetin her ikisine de yöneltilmesi gerekmektedir....

    Dava, TBK'nın 19. maddesine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Türk Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde yer alan genel muvazaa hukuksal nedenine dayanmaktadır. Muvazaa davası; borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3. kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. 3. kişinin muvazaalı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun muvazaalı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesini önlemek amacıyla muvazaalı bir işlem yapılması gerekir....

    Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre davanın İİK'nun 280 maddesi gereğince açılmış tasarrufun iptali davası olduğu, davanın açıldığı tarih itibarıyla davacının alacaklı olduğunu belirttiği 2012/132 ve 2012/175 Esas sayılı davaların derdest olup davacının varlığını iddia ettiği alacağın muaccel hale gelmediği, 2012/132 Esas sayılı dosyadan verilen 18.4.2012 tarihli ihtiyati tedbir kararının da alacağı muaccel hale getirmediği gibi aciz vesikasına da bağlanmadığı, davanın açıldığı tarihte aciz belgesine bağlanmış muaccel ve talep edilebilir davacı taraf alacağı bulunmadığı, tasarrufun iptali davası açma şartlarının oluşmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle sabit olmayan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava Türk Borçlar Kanununun 19.maddesi gereğince muvazaa hukuksal sebebine dayalı temlik işleminin iptali istemine ilişkindir....

      Hukuk Dairesi         2019/19 E.  ,  2020/1811 K."İçtihat Metni"Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 23/01/2020 tarihli ve 2020/1 Sayılı Kararı ve 28.01.2020 tarihinde 31022 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Ceza ve Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, 1- 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun'dan doğan (tasarrufun iptaline ilişkin olmayan) ve bu kanundan dolayı diğer dairelerin görevine girmeyen davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar, 2- TBK'nın 19. maddesi gereğince muvazaa iddiasına ilişkin davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar, 3- Trafik kazası sonucu oluşan cismani (bedensel) zarar ile ölüm nedeniyle destekten yoksun kalmadan kaynaklanan (sigortanın taraf olmadığı) maddi ve manevi tazminat davaları ile maddi hasara ilişkin tazminat davaları (sigortanın taraf olmadığı) sonucu verilen hüküm ve kararların temyiz incelemesi görevi Yargıtay 4. Hukuk Dairesine verilmiştir....

        Somut uyuşmazlıkta, dava dilekçesindeki açıklamalardan; davacı vekili, davalılar arasında mal kaçırmak amacı ile muvazaalı olarak satış yapıldığını iddia ederek, hem TBK'nın 19. maddesi gereğince muvazaa nedeniyle yapılan satış işlemlerinin iptalini, hem de İİK'nın 277. maddesi gereğince, yapılan tasarrufun iptalini talep ve dava etmiştir. 9. Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre davanın niteliği itibarıyla TBK'nın 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu anlaşılmaktadır. TBK'nın 19.maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında zamanaşımı söz konusu olmaz. Davacı vekili, dava dilekçesinde açıkça muvazaa hukuksal nedenine dayandığından hak düşürücü süre eldeki davada uygulanamaz....

        Dava TBK'nun 19. maddesi gereğince muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davalarında iptal davası sabit olduğu takdirde İİK'nın 283/1- 2 maddesi kıyasen uygulanarak tapu kaydının iptaline gerek olmadan davacının alacağını alabilmesi için dava konusu taşınmazın haczi ve satışı konusunda davacının alacak ve ferileriyle sınırlı olarak cebri icra yetkisi tanınmasına karar verilmesi gerektiğinden İlk Derece Mahkemesince İİK'nın 283/1- 2 maddesi gereğince hüküm oluşturulması gerekirken yazılı şekilde tescil hükmü kurulmuş olması da doğru olmamıştır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2017/17- 150 Esas ve 2020/204 Karar sayılı kararı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2013/ 21179 Esas ve 2015/6688 Karar sayılı kararı). Kabule göre, nispi değere tabii davanın kabulüne karar verilmiş olduğundan, vekalet ücretinin de nispi olarak belirlenmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir....

        Dava, muvazaa iddiasına dayalı uyuşmazlıktan kaynaklanmaktadır. 9.2.2011 gün ve 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik yapılmasına Dair Kanunun 8.maddesi ile 2797 sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca; TBK'nın 19. maddesi gereğince muvazaa iddiasına ilişkin davalar sonucu verilen hüküm ve kararların temyizen incelenmesi görevi, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 21.01.2013 günlü ve 2013/1 sayılı kararı uyarınca 1.2.2013 tarihinden itibaren Yargıtay 17.Hukuk Dairesine verilmiştir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 17.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 06.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Ancak, araç devirlerinde TBK.nun 19. maddesine istinaden genel muvazaa iddiasına dayalı olarak dava açılabilecektir. Nitekim, İlk Derece Mahkemesi tarafından da az yukarıda özetine yer verilen gerekçeli kararda davanın hukuksal nedeni olarak BK.md.19 gösterilmiş ve inceleme bu madde hükmü çerçevesinde yapılmıştır. Şu halde, eldeki uyuşmazlığın ilk derece mahkemesinin de kabulü nazara aınarak TBK.'nın 19. maddesine dayalı olarak açılmış bulunan taşınır niteliğindeki traktör satışının iptaline yönelik olduğu, inceleme görevinin Hakimler ve Savcılar Kurulu 1. Dairesinin Bölge Adliye Mahkemelerinin iş bölümüne ilişkin 02/06/2021 tarih ve 431 sayılı kararının 4. Hukuk Dairesi işbölümünün 1. Maddesinde yer alan "TBK'nın 19.maddesi gereğince muvazaa iddiasına ilişkin davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar" ibaresi gereğince 4....

          Ancak, böyle hâllerde genel muvazaa hükümlerinin uygulanması gerekir. Gerçekten, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 19. maddesi hükmünde genel muvazaa düzenlenmiş olup, “…..tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır” hükmü getirilmiştir. Mirasçı sözleşmenin tarafı olmadığından sözleşmenin muvazaalı olarak yapıldığı iddiası her türlü delille kanıtlanabilir. Özellikle, resmi sicillere bağlı tutulan malların muvazaalı devrinde TBK'nın 19. maddesinin uygulanabileceği ve muvazaa iddiasının araştırılacağı yasal ve yargısal uygulama gereğidir. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 12.05.2009 günlü ve 1999/4-286 Esas, 1999/293 Karar sayılı kararında da aynı görüş benimsenmiştir. Somut olayda ise, yukarıda açıklanan ilke ve olguları kapsar biçimde bir araştırma ve incelemenin yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur....

            Ancak, böyle hâllerde genel muvazaa hükümlerinin uygulanması gerekir. Gerçekten, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 19. maddesi hükmünde genel muvazaa düzenlenmiş olup, “…..tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır” hükmü getirilmiştir. Mirasçı sözleşmenin tarafı olmadığından sözleşmenin muvazaalı olarak yapıldığı iddiası her türlü delille kanıtlanabilir. Özellikle, resmi sicillere bağlı tutulan malların muvazaalı devrinde TBK'nın 19. maddesinin uygulanabileceği ve muvazaa iddiasının araştırılacağı yasal ve yargısal uygulama gereğidir. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 12.05.2009 günlü ve 1999/4-286 esas, 1999/293 karar sayılı kararında da aynı görüş benimsenmiştir. Somut olayda ise, yukarıda açıklanan ilke ve olguları kapsar biçimde bir araştırma ve incelemenin yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur....

              UYAP Entegrasyonu