HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TASARRUFUN İPTALİ -KARAR- Mahkeme karındaki nitelendirmeye göre, dava; İİK.' nun 277.maddesine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 20.01.2017 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 27.01.2017 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2017 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 17.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 17.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE,15.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TASARRUFUN İPTALİ (İİK 277 VE DEVAMI) Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; İİK.nun 277.maddesine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 09.02.2018 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 21.02.2018 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2018 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 17.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 17.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 15/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Dava BK'nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkindir. Bu tür davalar hak düşürücü süreye tabi olmaksızın, davacı tarafından her zaman açılması mümkün olan davalardır. Mahkemece dava doğru olarak BK’nun 19. maddesine dayalı muvazaalı işlemin iptali davası olarak nitelendirildikten sonra, sanki yalın tapu iptali tescil davası gibi değerlendirilerek davanın hak dürücü süreden reddine karar verilmesi isabetsizdir. Ancak, BK'nun 19.maddesine göre dava açılabilmesi için de davacının İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasından farklı olarak davacının kesinleşmiş bir takibin varlığı ön koşul olmamakla birlikte bu davayı açmakta hukuki yararının olması için somut olayda bir alacağının olması gereklidir. Dosya içerisindeki ve UYAP taki bilgi ve belgelerden, davacı ile davalı ... arasında Erdemli 2....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 19.11.2019 Salı günü taraflardan gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı alacaklı vekili, davalı ... hakkında takip yapıldığını, takibin semeresiz kaldığını, dava konusu taşınmazını alacağın kaynağı tazminat davasının yargılaması sırasında 28.07.2007 tarihinde davalı kardeşi ...'a sattığını belirterek bu tasarrufun iptalini talep etmiştir. Davalı ... vekili, davanın İİK'nun 284. maddesinde belirtilen 5 yıl içinde açılmadığından, davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır. Davalı ..., cevap dilekçesi sunmamıştır....
Ne var ki mahkemece, davanın İİK'nın 277 ve devamı madde hükümlerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali davası mı, yoksa TBK'nın 19.maddesinde düzenlenen muvazaa nedenine dayalı iptal davası mı olduğu konusunda somut bir açıklama yapılmadan, gerekçede İİK'nın 277 ve devamı madde hükümlerinde açıklanan tasarrufu iptali nedenlerinden bahsedildiği, buna karşılık muvazaa hukuksal nedenine ilişkin herhangi bir değerleme ve belirleme yapılmadığı görülmüştür. Bundan ayrı, yerleşmiş yargısal içtihatlara göre; tasarrufun iptali davaları, terditli olarak açılabilir ise de, böyle bir durumda dava dilekçesinde asli talebin ve feri talebin ne olduğu belirtilmelidir. Terditli bir dava açıldığında mahkemece öncelikle asıl istek incelenecek ve karara bağlanacaktır. Mahkemece asıl istek yerinde görülmez ise, bu takdirde feri istek incelenecek ve dava bu istek doğrultusunda değerlendirme yapılarak hükme bağlanacaktır....
Mahkeme gerekçesinde, idari para cezasına dayalı tasarrufun iptali davası açılamayacağı ret sebebi olarak gösterilmişse de bunun aslında bir ret sebebi olmadığı ancak verilen karar sonucu itibari ile doğru görüldüğünden davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve 492 sayılı Harçlar Yasasının 13/J maddesi uyarınca davacıdan harç alınmamasına, 19/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, hacizlerin noter satışından sonra konulduğu, mülkiyetin satışla davacı 3.kişiye geçtiği, davalı alacaklının açtığı tasarrufun iptali davasına bakma görevinin Asliye Ticaret Mahkemesine ait olduğu gerekçeleriyle davanın kabulü ile hacizlerin kaldırılmasına, davalı alacaklı tarafından açılan tasarrufun iptaline yönelik karşı davada mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş; hüküm, davalı karşı davacı alacaklı vekili ile davacı karşı davalı 3.kişi vekili temyiz edilmiştir. 1-Uyuşmazlık, 3.kişinin İİK.nun 96 vd.maddelerine dayalı istihkak davası ile davalı alacaklı tarafından İİK.nun 97/17.maddesine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 27/09/2018 NUMARASI : 2018/65 ESAS 2018/335 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : Taraflar arasında görülen Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin davada davanın reddine dair karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş olmakla, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; KARAR Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı Bandırma 3. İcra Müdürlüğünün 2017/4762 esas sayılı dosyasında alacaklı davalının ise borçlu olduğunu, davacının alacağı davalı T5 16/12/2015 tarihli daire satış sözleşmesi ile Bandırma ilçesi, İhsaniye mahallesinde kain ada No: 576 parsel No:7'de kayıtlı taşınmaz üzerinde inşa ettiği apartmanda 3....
Mahkemenin, davanın reddine ilişkin kararı, Dairemizin 11.10.2016 tarih 2014/17056 Esas 2016/8799 Karar sayılı ilamı ile davacıların açtığı davanın İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davası olduğu ve İİK’nun 281. maddesine göre basit yargılama usulüne göre bakılacağı, asli müdahil ... vekili ise dava konusu taşınmazların gerçekte müvekkiline ait olduğunu, inanç sözleşmeleri ile önce borçlu şirket adına daha sonra da ... adına geçtiğini, taşınmazların mülkiyetinin müvekkiline ait olduğunun tesbiti ile yine müvekkili adına tapuya tescilini istediği bu hali ile asli mühahille ilgili uyuşmazlık inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil olduğu, asıl dava olan tasarrufun iptali davası ile asli müdahil tarafından açılan davaların yargılama usulleri ve inceleme merciileri farklı olduğundan her iki uyuşmazlığın birlikte görülmesi mümkün olmadığından, öncelikle, asli müdahil tarafından açılan inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davasının...
Dava İİK’nın 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Dava konusu taşınmazlar ile ilgili davada, davalı borçlu ile üçüncü kişi şirket ortakları arasında organik bağ olduğu İİK’nın 280/1.maddesine göre borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve alacaklıları ızrar kastığını bildiğinden, davalı .....Hiz. Nak. Gemi Onarım San. Tic. A.Ş yargılama giderinden sorumlu tutulmasında isabetsizlik olmamakla birlikte, tasarrufun iptali davalarının nisbi vekalet ücretine tabi olması, davanın konusunun kalmadığına ilişkin halin 13/12/2013 tarihinde gerçekleşmesi, ön inceleme oturumunun ise 20/12/2013 tarihinde yapılmış olması karşısında, bu dava ile ilgili olarak Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. maddesi gereğince tarife hükümleriyle belirlenen ücretin yarısına hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur....