Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taraflar arasındaki muvazaa iddiasına dayalı tapu iptal ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davaların konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalı ... Çelik vekili, davalılar ... ile ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, müvekkili ile davalı ...’ın evli olduklarını, boşanma süreci öncesinde davalı eş ... tarafından müvekkilinden mal kaçırmak kastıyla muvazaalı olarak asıl ve birleşen dosyada dava konusu yapılan taşınmazların devrinin diğer davalılara tapuda satış gösterilmek suretiyle tescilinin yapıldığını belirterek tapu iptal ve tescil isteminde bulunmuştur. Davalılar davanın reddini savunmuştur....

    Muvazaa anlaşması ile de görünüşteki bu sözleşmenin hiçbir hüküm ve sonuç doğurmayacağını kararlaştırmakta veya görünüşteki sözleşmenin vasfını, taraflarını veya bir unsurunu değiştirmektedirler. Tarafların görünüşteki sözleşmenin hiçbir hüküm ve sonuç doğurmayacağını kararlaştırıp ikinci (gizli) bir sözleşme yapmamaları haline mutlak (adi) muvazaa; ikinci (gizli) bir sözleşme yapıp görünüşteki sözleşme ile bu sözleşmeyi gizlemeleri haline ise nispi (mevsuf, vasıflı) muvazaa denilmektedir. TBK’nun 19. maddesi uyarınca "sadece üçüncü kişiler" bu maddeye dayalı olarak, danışıklı işlem nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. Çünkü danışıklı bir hukuki işlem ile üçüncü kişilere zarar verilmesi onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğindedir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, ortak miras bırakanın 1154 ada 453 parsel sayılı taşınmazdaki 77/1310 payını 21.9.1982 tarihinde ve satış suretiyle davalıların miras bırakanı olan oğlu Zekiye temlik ettiğini, ancak yapılan işlemin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürüp, miras payları oranında iptal ve tescil isteğinde bulunmuşlardır. Davalılar, çekişmeli taşınmazın alımında ve üzerine konut yapımında emeği olan miras bırakanları ...'nin kök muris ...'nin ihtiyaçları nedeniyle taşınmazı satmak zorunda kalması üzerine bedelini ödemek suretiyle satın aldığını, taşınmazın belediyece kamulaştırılmasına karar verilmesi nedeniyle muris ...'nin ölümünden 24 yıl sonra ileri sürülen, muvazaa iddialarının yerinde olmadığını belirtip, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, muvazaa olgusu sabit görülerek, davanın kabulüne karar verilmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ALACAK -KARAR- Dava,muvazaa nedeniyle tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olmayıp doğrudan tazminat ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 12.5.2011 tarih 1 sayılı kararı uyarınca “Asliye Hukuk Mahkemelerince verilen tapu iptali ve tescili davasının kabulle sonuçlanıp kesinleştikten sonra buna bağlı olarak açılan tazminat davaları”nın Yüksek 1. Hukuk Dairesinin görev alanında olduğu kararlaştırılmıştır. Somut olaya gelince, davada tapu iptal ve tescil yönünden bir talep bulunmaksızın tazminat ve ecrimsil isteğine ilişkin açılan davada mahkemece tazminata karar verilmiştir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 4. Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 23.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Öte yandan İİK.nun 279. maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır. BK 19 muvazaa hukuksal nitelemesine dayalı davalarda ise; 3. kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için: a) Onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması, b) Bu alacağın ödenmesinin önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir....

        Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı iptal davasında davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacıya haciz ve satış isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. Ayrıca Muvazaa iddiası ile açılan tasarrufun iptali davaların zamanaşımına bağlı olmadan ileri sürülebilmektedir. Somut olayda davacı vekili eldeki davayı açıkça Türk Borçlar Kanunu'nun 19. maddesine dayalı olarak açmıştır. BK'nun 19.maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında İİK'nın 277. vd. maddelerine göre açılan iptal davalarında aranılan aciz belgesi şartı aranmaz....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, dava dilekçesi içeriği ve ileri sürülüş biçimine göre TBK'nun 19. maddesi gereğince açılmış muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal istemine ilişkindir, Kural olarak 3. kişiler, danışıklı işlem nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilir. Çünkü danışıklı bir hukuki işlem ile 3. kişilere zarar verilmesi onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğindedir. Ancak 3. kişinin danışıklı işlem ile haklarının zarar uğratıldığının benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan alacaklı olması ve danışıklı işlemin alacağının ödenmesini önlemek amacıyla yapılmış bulunması gerekir, Muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır....

        in müvekkiline olan borcu nedeniyle hakkında icra takibi yaptıklarını ancak borçlunun amme alacağının tahsilini engellemek için kendisine ait taşınmazı diğer davalıya sattığını öne sürerek 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca yapılan satış işleminin iptalini talep etmiştir. Bu nedenle mahkemece davanın 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkin olduğunun kabul edilerek bu yönde bir araştırma ve inceleme yapması gerekirken davanın nitelendirilmesinde yanılgıya düşerek muvazaa nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davası olarak görülüp sonuçlandırılması doğru olmamıştır....

          Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki 02.07.2015 tarihli oturumdaki davacı vekilinin sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK 277.maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır.Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, TBK’nun 19. maddesi gereğince açılmış muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal istemine ilişkindir. Kural olarak 3.kişiler, danışıklı işlem nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilir. Çünkü danışıklı bir hukuki işlem ile 3. kişilere zarar verilmesi onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğindedir. Ancak 3.kişinin danışıklı işlem ile haklarının zarar uğratıldığının benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan alacaklı olması ve danışıklı işlemin alacağının ödenmesini önlemek amacıyla yapılmış bulunması gerekir. Muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır....

            UYAP Entegrasyonu