Davalı vekili, haksız fiil sorumluluğu için BK'nun 72.maddesindeki 2 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini ve haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davanın İİK'nun 277.maddesine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davası olduğunu, iptali istenilen tasarrufun 11.04.2008 tarihinde yapıldığı davanın ise 18.06.2014 tarihinde açıldığı İİK'nun 284.maddesindeki 5 yıllık sürenin geçtiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, Borçlar Kanunu'nun 19.maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Olayların hukuksal açıdan değerlendirilmesi ve nitelendirilmesi hakime aittir. Bir uyuşmazlıkta maddi olayın taraflarca yanlış nitelendirilmesi kendilerini ve hakimi bağlamaz hakim tarafların ileri sürdükleri maddi olay ve netice talepleri ile bağlı olup onların hukuki nitelendirmesi ile bağlı değildir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/07/2022 NUMARASI : 2021/469 ESAS, 2022/414 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (TBK 19. Maddesine Dayalı ) KARAR : Tokat 1....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/05/2022 NUMARASI : 2021/310 ESAS 2022/184 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (TBK 19 ve İİK 277 ve Devamı Maddelerine Dayalı) KARAR : Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir....
Somut olayda mahkemece tüm bu maddi hukuki olgular dikkate alınmadan BK 19 maddesi hükmü değerlendirilmeksizin hatalı tespit ve eksik incelemeye dayalı olarak İİK 277 maddesine göre değerlendirme yapılarak davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmediği gibi, mahkemece davanın nitelendirmesi İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali davası olması durumunda ise İİK.nun 105. maddesi kapsamında geçici aciz vesikası veya kesin aciz vesikası ibraz edilmediğinden davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. 2-Bozma neden ve şekline göre de davalı ... ve Işıl vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
Terditli olarak da TBK 19. Maddesine dayalı tasarrufun iptali davasıdır. Yerel mahkemece davacı yanın İİY.nın 277.vd. Maddelerine dayalı istemi kabul edilerek tasarrufun iptaline karar verilmiş ise de davaya konu tasarrufun 11.12.2015 tarihinde yapılıp eldeki davanın ise 12.08.2021 tarihinde açıldığı anlaşıldığına göre tasarruf tarihi ile dava tarihi arasında İİY.nın 284. Maddesinde düzenlenen 5 yıllık hak düşürücü süre geçmiş olmakla İİY.nın 277. Vd. Maddelerine dayalı tasarrufun iptali davasının dinlenmesine olanak yoktur....
Mahkemece yapılan yargılamada,, davada BK'nun 19 madde kapsamında muvazaanın ispatlanmadığı, İİK'nu açısından tasarrufun iptalini gerektirir bir durum bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği görülmüştür. Yerleşik yargıtay uygulamalarında da belirtildiği üzere, muvazaaya dayalı iptal davasında davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. İİK 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde ise iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı,alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK 283/1,2 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir....
ileri sürerek, TBK md.19 ve İİK 277 vd. maddeleri gereğince davalı-borçlunun devrettiği taşınmaz ile ilgili söz konusu devre ilişkin tasarrufun tapu tashihine mahal olmadan iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, öncelikle İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak, olmadığı takdirde TBK 19. maddesine istinaden muvazaa sebebiyle tasarrufun iptali davasıdır HMK’nın 355.maddesi uyarınca inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re'sen gözetilmiş ayrıca; HMK'nın 357. maddesindeki "İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz" kuralı nazara alınmıştır. Davacı taraf; temlik aldığı alacağa istinaden başlatılan icra takibinde, takibin kesinleştiğini ve alacağın tahsil edilemediğini ileri sürerek davalı/borçlu T3 adına kayıtlı Giresun İli Espiye İlçesi Espiye Mahallesi 211 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 3/20 hissesini kızkardeşi davalı T4 satışına yönelik 05.11.2015 tarihli tasarrufun Samsun 9....
DELİLLER : İddia, savunma, icra dosyası, tapu kayıtları ve dosyada mevcut diğer bilgi ve belgeler. İSTİNAF NEDENLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava, İİK.277.vd.maddeleri gereğince tasarrufun iptali , olmadığı takdirde TBK 19. Maddeye dayalı muvazaa nedenine dayalı iptal talebine ilişkin bulunmaktadır. Tasarrufun iptali davalarını; elinde kesin ya da geçici aciz belgesi bulunan alacaklılar açabilir.(İİK.m.143 ve m.105). Bu yön, dava koşulu niteliğinde olup; mahkemece, re'sen (kendiliğinden) gözetilmesi gerekir. Aciz belgesinin, dava açılmadan önce veya açıldıktan sonra; ya da, istinaf ve temyiz aşamasında dahi sunulma olanağı mevcuttur....
, gerekçeli kararın 4, 5 ve 6. sayfalarında İİK'nun 277 ve devamı maddelerine atıfta bulunularak hüküm tesis edildiğini, oysa ki Mahkeme kendi kararı içerisinde de belirttiği üzere TBK'nun 19. maddesi kapsamında yargılama yaparak hüküm tesis etmesi gerektiğini, gerekçeli karardan açık bir şekilde İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak hüküm tesis edilmiş olduğunu, Mahkeme kararının kendi içerisinde çeliştiğini, davanın BK'nun 19.maddesine dayalı olarak açılan bir iptal davası olduğunu, bu maddeye dayalı olarak açılan bir davada İİK'nun 277, 278, 279 ve 280. maddeleri gerekçe gösterilerek hüküm kurulmasının düşünülemeyeceğini, davayı TBK'nun 19. maddesinde düzenlenen iptal davası olarak değerlendirip gerekçesini İİK'nun 277 ve devam maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davasına dayandırmasının yasal bir dayanağı olmayıp hükmün bu yönüyle kaldırılması gerektiğini, borçlu T5 dava konusu taşınmazı kardeşi T3'e tapuda satış suretiyle devrettiğini, işbu devir işleminden sonra...