İstinafa konu karar, İİK'nın 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali, olmadığı takdirde TBK 'nın 19. maddesine dayalı muvazaa nedeniyle tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 5235 sayılı Kanun'un 7035 sayılı Kanun ile değişik 35/4. maddesi gereğince Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından hazırlanan ve 01/09/2020 tarihinden itibaren yürürlüğe giren İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İş Bölümü Kararı gereğince; istinafa konu kararı inceleme görevi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8, 9 ve 40. Hukuk Dairelerine ait olduğundan, HMK'nın 352/1. maddesi uyarınca Dairemizin işbölümü yönünden görevsizliğine, dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi'ne gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- İş bölümü yönünden Dairemizinin GÖREVSİZLİĞİNE, 2- Dosyanın istinaf incelemesini yapmakla görevli İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8....
Bu ifadeden anlaşıldığı gibi dava öncelikle muvazaa nedeniyle tapu kaydının iptali ve önceki malik adına tescilini içermektedir. Muvazaa nedeniyle tapu iptali davalarını inceleme yetkisi Dairemize ait değildir. 29.1.2007 tarihli Başkanlar Kurulu Kararında 4. madde de aynen şu ifade yer almaktadır. (15. Hukuk Dairesince temyiz incelemesi yapılmakta olan İİK. ile 6183 Sayılı Kanundan Kaynaklanan Tasarrufun iptali davalarının temyiz incelemelerinin.... 17. Hukuk Dairesince yapılmasına) karar metninden açıkça anlaşılacağı gibi Dairemize İİK ile 6183 sayılı kanundan kaynaklanan ve bu kanunlardaki hukuki nedenlere dayalı açılan tasarrufun iptali davalarının incelemesi verilmiştir. Somut olayda muvazaa hukuki nedenine dayanılarak tapunun iptali ve eski malik adına tescili talep edilmektedir. tasarrufun iptali davaları tapu kaydının iptali talebini içermiyen davalardır. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle temyiz incelemesi görevi Yüksek Yargıtay 4....
Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre davanın niteliği itibarıyla TBK'nın 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayandığı ve hak düşürücü sürenin eldeki davaya uygulanmayacağı gözönüne alınarak, davacının talebine göre davanın TBK'nin 19.maddesi gereğince değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken mahkemece tasarrufun iptali davası olarak nitelendirilerek hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Gerek yerel mahkeme gerekse Dairemizin bozma ilamında hukuki nitelendirmenin hatalı yapıldığı (iptali istenen tasarruf 19.11.2003 tarihinde yapılmış olup eldeki dava İİK'nun 284 maddesinde öngörülen 5 yıllık hakdüşürücü süre geçirilerek 15.8.2011 tarihinde açılmıştır.); dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre davanın niteliği itibarıyla TBK 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu anlaşılmaktadır.Yüzelsel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir.İİK'nun 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılırken, muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar.Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3.kişiler tek taraflı...
E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, TBK'nun 19. maddesi uyarınca muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı T3 vekili tarafından istinaf edilmiştir. Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki davacı vekilinin sözlü ve yazılı açıklamalarına göre dava niteliği itibari ile TBK'nun 19. Maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öteye gitmemektedir. İİK'nun 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar....
TBK'nun 19. maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında zaman aşımı söz konusu olmaz ve İİK'nın 277 vd. maddelerine göre açılan iptal davalarında aranılan aciz belgesi muvazaaya dayanan iptal davalarında aranmaz. Mahkemece ileri sürülüşe göre davanın İİK. 277. ve devamı maddelerinden kaynaklanan tasarrufun iptali davası olarak tavsif edilmiş ise de davacı vekili dava dilekçesinde açıkça muvazaa hukuksal nedenine dayandığı bu halde mahkemenin hukuki tavsif yapamayacağı gözönüne alınarak ve hak düşürücü süre eldeki davaya uygulanmayacağı, davacının talebine göre davanın TBK'nin 19. maddesi gereğince değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davanın tasarrufun iptali davası olarak nitelendirilerek İstanbul İli, Alibeyköy Mh., 176 Ada, 40 parsel, 10 nolu bağımsız bölüm, ...Cd....
Açıklanan bu maddi ve hukuksal olgulara göre davanın İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu yolundaki mahkemenin kabulüne katılma olanağı yoktur. Davacı taraf dava dilekçesinin 3.sayfasında özellikle bu davanın TBK.nun 19.maddesi muvazaa sebebi ile açtıklarını, belirterek, davanın TBK.nun 19.göre değerlendirilmesini talep etmesine rağmen tasarrufa iptale konu araç dava dışı 16/08/2017 tarihinde MUHAMMET AĞAN'a devredildiği tespit edilmesi üzerine dosyaya sundukları 30/06/2018 tarihli beyan dilelekçesi ile davanın bedel tazmin davasına dönüştürdüklerini ve eldeki davanın İİK nun 227 ve devamı maddeleri uyarınca açılmış bulunan tasarrufun iptali davası olduğu belirtilmesine rağmen dava dilekçesinde belirtildiği gibi eldeki bu davanın TBK.NUN 19.MADDESİ MUVAZAA SEBEBİ İLE açılan tasarrufun iptali davası olduğu sonucuna ulaşılmıştır....
Davalı ... tarafından verilen cevap dilekçesine karşılık yapılan 17.06.2009 tarihli açıklamada da davacı taraf muvazaa nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemini yinelemiştir. Son celsede yapılan açıklama içeriği de davanın dayanağının İİK 277 vd maddeleri değil B.K 18. maddeye dayalı iptal istemi olduğunu göstermektedir. Bu durumda davanın muvazaa hukuksal nedenine dayalı B.K 18. maddesine göre açılmış iptal istemine ilişkin olduğu kabul edilerek o çerçevede inceleme yapıp sonucuna göre karar verilmesi yerine yazılı şekildeki tavsif ile hüküm tesisi isabetli değildir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 15.5.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Müdürlüğü' nün 2014/697 Esas sayılı dosyasından dolayı alacaklı olduğu, davalı borçlular T6 ile T12' nun alacaklılardan mal kaçırmaya yönelik kendi adlarına oğulları olan davalı T11 lehine kazandırmada bulundukları, bu kazandırmaların tespit edilerek nam-ı müstear muvazaa nedenine dayalı tasarruflarının iptali ile cebr-i icra yetkisi verilmesine ilişkin olduğu, davacının birleşen davada talebinin Didim 1....
Dava TBK’nun 19 maddesi gereğince muvazaa hukusal nedenine dayalı iptal istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde ve davanın TBK’nun 19.maddesi gereğince açılmış muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olarak nitelendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına, eldeki dava yönünden davacının aciz belgesi sunma zorunluluğu bulunmamasına göre davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacı vekili dava konusu muvazaalı tasarrufun ... 3.İcra Müdürlüğünün 2012/13562 sayılı dosyasındaki alacak ve fer’ileriyle sınırlı olarak iptalini talep ettiği halde, Mahkemece davacının alacaklı olduğu ... 1.icra Müdürlüğünün 2011/13449 sayılı takip dosyasındaki alacak ve ferileri ile sınırlı dava konusu tasarrufun iptaline karar verilmesi doğru değil bozma nedeni ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden...