sayılı icra dosyasındaki alacaklarımıza yeter derecede ihtiyati haciz kararı verilmesini, dava konusu taşınmaz davalıların uhdesinde ise, duruşma günü beklenmeksizin dosya üzerinde yapılacak inceleme ile İİK 281/2 maddesi uyarınca teminatsız olarak ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Dava, Borçlar Kanunun 19. maddesi gereğince görülen tasarrufun iptali davası olup, bu tür davalar sonucu verilen hüküm ve kararları inceleme görevi, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümünü belirleyen ve 01/09/2022 tarihinden itibaren uygulanması gereken, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 01/07/2022 tarih ve 1047 sayılı kararı uyarınca, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1. Hukuk Dairesi'nin görev alanına girdiği anlaşıldığından, aşağıdaki şekilde görevsizlik kararı verilmiştir....
Davacı tarafın ....davalıların .... ve ... dava konusunun; İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali davası olduğu, davalı ... tarafından yapılan işlemin asıl amacının davacının alacağını elde etmesini engellemek olduğunun ileri sürülerek ve 3.kişiye yapılan borçlanmanın muvazaalı olduğunu iddia ederek; davacının, alacağın teminini sağlamak için yapılan işlemin iptali istemli eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Ne tasarrufun iptali davası, ne de TBK m. 19 gereğince İİK’nin 283. maddesinin kıyasen uygulanması istemli muvazaa davası, TTK’nın 4. maddesinde belirtilen mutlak ya da nispi ticari dava kavramı içinde değerlendirilemeyeceğinden, 6100 sayılı HMK’nin 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanında kalacağından bahisle karşı görevsizlik kararı verdiği, bunun üzerine dosyanın merci tayini için dairemize gönderildiği anlaşılmıştır....
HUKUKİ SEBEP, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, TBK 19.maddesi uyarınca muvazaa sebebiyle tasarrufun iptali istemine ilişkin olup, istinafa konu olan karar yerel mahkemenin 05/09/2023 tarihli ihtiyati haciz kararına itirazın reddine dair ara kararıdır. Davacı, dava konusu taşınmazın dava dışı 3.kişilere devredilmesi nedeniyle davanın bedel davasına dönüştürülmesini ve dava konusu elden çıkartılan taşınmaz yönünden davalı Ayşegül Özmen adına kayıtlı menkul, gayrimenkul mallar ile 3.kişilerdeki hak ve alacaklar üzerine kıyasen uygulanacak İİK.md. 281/2 gereğince ihtiyaten haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiş, yerel mahkemece talebin kabulüne karar verilmiştir. Ara karar yukarıda açıklanan sebeplerle davalı T5 tarafından istinaf edilmiştir....
Kat, 10 numaralı bağımsız bölümdeki taşınmazın satışına ilişkin tasarrufun müvekkil bakımından İİK. 277. ve devamı maddelerindeki şartlara uygun olarak iptali olmadığı takdirde TBK. 19. maddesi gereğince muvazaa nedeniyle iptali ve dava konusu taşınmazın dava dışı 3. kişilere satılmış olması nedeniyle, bu durumda 3. şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk edeceğinden, değerler nispetinde alacağımızın faiz ve ferileri ile yapılan takip masrafları da gözetilerek nakden tazminine, dava konusu taşınmaz dava dışı kişilere devredilmiş olması nedeniyle 441 644 479 36 TC kimlik numaralı davalı T4'nin adına kayıtlı olan menkul ve gayrimenkul malvarlıkları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerinde ihtiyati haciz kararı verilmesi "talep etmiştir....
davacı alacaklıya zarar vermek kastı ile yapıldığı yönünde değerlendirileceği ve açıklanan bu nedenlerle de borçlunun yapmış olduğu tasarrufun İİK 280/1 maddesi uyarınca iptale tabi olduğu kanaatine varılmakla davanın kabulüne " karar verilmiştir....
İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "....alacaklı T3 tarafından borçlu T1 aleyhine Bakırköy 17.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/31 Esas 2021/72 Karar sayılı takip muvazaası nedeniyle tasarrufun iptali davasının takibe konulduğu, mahkeme ilamında dava TBK nun 19 maddesi ve İİK nun 277 ve devamı madde hükümlerine dayanılarak açılmış, muvazaalı olarak başlatılan icra takibin iptaline karar verilmesi şeklinde değerlendirilerek yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş olup, dava HMK 367/2 maddesi kapsamında bulunmadığından ve taşınmazın aynına ilişkin bulunmadığından icraya konulmasında kesinleşmesi gerekmediğinden, davanın reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Davanın reddine" karar verildiği görülmüştür. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Bakırköy 17....
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili dilekçesinde özetle; mahkemece 23/12/2020 tarihli ara kararının taraflarına e-tebligat ile 19/01/2021 tarihinde tebliğ edildiğini, yerel mahkemece ihtiyati haciz taleplerinin reddine dair verilen 23/12/2020 tarihli ara kararının usul ve yasaya aykırı olup kararın müvekkili lehine ortadan kaldırılarak ihtiyati haciz taleplerinin kabulüne dair karar verilmesini talep etmiştir. Talep, İİK'nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılmış tasarrufun iptali davasında dava konusu taşınmaza İİK'nun 281/2. maddesi uyarınca ihtiyati haciz konulması talebinin reddine dair ara kara karşı istinaf başvurusuna ilişkindir. İİK'nın 281/2 maddesi gereğince "Hakim, iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebilir. Teminatın lüzum ve miktarı mahkemece takdir ve tayin olunur."...
Maddesi uyarınca da tasarrufun iptalinin gerektiği, davalılar arasındaki muvazaalı takip dosyalarına yatacak kesintilerin ihtiyaten haczini talep etmiştir. Davalı Erol Bolat, T3 ve Hamit Solak cevap dilekçesinde özetle; davanın karara çıkması halinde davacı taraftan vekalet ücreti, harç ve yargılama gideri taleplerinin olmayacağını beyan etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. İstinaf başvurusunda bulunan davacı vekili dilekçesinde özetle; mahkemece feragat nedeniyle davanın reddine karar verildiğini ve dava dışı T10 lehine vekalet ücreti takdir edildiğini, davada sıfatı olmayan tüzel kişiler lehine vekalet ücreti takdirine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, bu nedenlerle mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, İİK'nın 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali talebine ilişkindir....
Ne tasarrufun iptali davası, ne de TBK m. 19 gereğince İİK’nın 283. maddesinin kıyasen uygulanması istemli muvazaa davası TTK’nın 4. maddesinde belirtilen mutlak ya da nispi ticari dava niteliğine haiz olduğundan 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanında kalmaktadır." şeklinde karar verilerek görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu belirlenmiştir. Yine emsal nitelikte ki Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 09/04/2018 tarih, 2016/8983 E. ve 2018/3951 K. sayılı kararında da " ... Dava, İİK'ın 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali, davaları mutlak ticari dava niteliğinde olmayıp şahsi nitelikte ve borçlunun tasarruflarına yönelik bulunduğundan asliye hukuk mahkemelerinin görevine girmektedir." şeklinde karar verilmiştir. Somut uyuşmazlıkta, dava dilekçesinde tasarrufun iptali talep edildiğine göre, açılan dava TTK'nın 4/1. maddesi kapsamında mutlak ticari dava değildir....
.19.maddesi uyarınca da iptalinin gerektiğini, açıklanan nedenlerle öncelikle İİK. 281/2 uyarınca dava konusu taşınmazın kaydına teminatsız ihtiyati haciz ve kötü niyetli üçüncü kişilere devrinin önlenmesi bakımından ihtiyati tedbir şerhi konulmasına, davanın kabulü ile davacı müvekkili bakımından davalıların, alacaklı müvekkili zarara uğratmak kastıyla yaptıkları tasarrufun İİK. 277. ve devamı maddelerindeki şartlara uygun olarak iptaline olmadığı takdirde TBK. 19. maddesi gereğince muvazaa nedeniyle iptaline, müvekkiline dava konusu taşınmaz üzerinde Bodrum 1....