Bu yasa kapsamında da işçinin iş kazası nedeniyle iş verini veya işvereni ile birlikte kusuru bulunan üçüncü kişiler aleyhine açtığı tazminat davalarının Dairemizce inceleneceği öngörülmüştür. İnceleme konusu karar, davacı sıfatıyla işverenin açtığı asıl dava bakımından; “davalı ...'nın davacıya rücu edebileceği bir alacağın bulunmadığına dair menfi tespit davası”, birleşen dava bakımından ise; “...'nın davalı işverenden rücu alacağına ilişkin dava” olup bu haliyle belirgin şekilde Dairemizin iş bölümü dışında bulunan bu karar niteliği bakımından Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin iş bölümü alanı içine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü dava dosyasının Yargıtay 10. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 16/02/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Menfi tespit davaları ile davacı, borçlu olmadığının tespitini talep etmektedir. Menfi tespit davalarında borçlu olunmadığının tespiti istendiğine ve alacak ya da tazminat ödenmesi istenemeyeceğine göre, bu tür davalardan önce arabulucuya başvurma şartı aranması, kanunun açık ifadesine aykırı olacaktır. Diğer taraftan alacaklının arabulucuğa başvurma zorunluluğu olmadan takip başlatması mümkün iken, borçlunun açtığı menfi tespit davasında arabulucuğa başvurulmasının dava şartı sayılması amaca uygun düşmeyeceği gibi, borçlunun menfi tespit davasından önce arabulucuya başvurma zorunluluğunun kabulü halinde, borçlunun İİK'nun 72. maddesinde menfi tespit davasında öngörülen tedbirden yararlanması imkanı ile ilgili gecikme ve sakıncalar da sözkonusu olabilecektir....
Şirket adına menfi tespit davası ancak yetkili temsilci tarafından açılır. Şayet yetkili temsilci olmayan davalı ortak, bono da alacaklı olan davalı ...’a ve diğer ortak olan davalı ...’a karşı dava açmak istiyorsa, öncelikle yetkili temsilci ...’ın azli ve şirkete kayyum atanmasının sağlanması, bundan sonra atanan kayyumun, dava konusu bono nedeniyle şirketin borçlu olmadığına ilişkin menfi tespit davası açması gerekir. Menfi tespit davası açıldığı tarih itibariyle değerlendirilip sonuçlandırılmalıdır. Somut olayda; davacının yukarıda açıklanan şirket müdürü davalı ...’ın azli ve kayyum atanması yönünde açtığı herhangi bir dava ve alınan karar bulunmadığı halde, yargılama sırasında mahkemece yetkili temsilci olmayan ortağın, açtığı davanın görülebilir olduğu kabul edilerek, işin esasına girilip yetkili temsilcinin azline ilişkin bir karar olmaksızın kayyum atanarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
Taraflar arasındaki menfi tespit davasında, faiz konusunun değerlendirilerek haftalık %4 oranındaki faizin 1999 yılındaki genel kuruldan bu yana uygulanarak borcun belirlenmesi ve mahkemece bu belirlemeye göre verilen kararın kesinleşmesi karşısında, geciken aidat borçlarına kesinleşen faiz oranın uygulanarak aidat borcunun hesaplanmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, menfi tespit davası eda davası niteliğinde olmadığından bu davada belirlenen miktar esas alınarak hüküm kurulamaz....
Üçüncü şahsın süresinde itiraz etmemesi halinde, mal elinde ve borç zimmetinde sayılır ve hakkında bu Kanun hükümleri tatbik olunur. 6183 sayılı Yasa'nın 79.maddesinin 4.fıkrasına göre herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. 6183 sayılı Kanun'un 79.maddesinin 4.fıkrasında menfi tespit davasında genel mahkemelerin görevli olduğu ifade edilmiş ise de haciz bildirisine konu Kurum alacağı "prime" ilişkin olup Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde uygulanmakta olan 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesi yetkilidir....
Asliye Ticaret Mahkemesi TARİHİ : 30/12/2014 NUMARASI : 2014/135-2014/520 Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davacı C.. K..'nun açtığı davanın reddine, davacı şirketin açtığı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı C.. K.. vekili ve davalı banka vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacılar vekili, davalı bankanın müvekkilleri aleyhine başlattığı icra takibine konu senetteki ciro imzasının müvekkili şirkete ait olmadığını, ayrıca müvekkili C.. K.. ile davalılar arasında ticari bir ilişki bulunmadığını belirterek, müvekkillerinin davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı banka vekili, davanın reddini istemiştir. Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, dava konusu senette davacı C.. K..'...
Mahkemece, davalı şirketin eksik elektrik tüketimine neden olduğu belirtilerek bilirkişi raporu doğrultusunda davacı BEDAŞ'ın açtığı itirazın iptali davasında 7821,33.YTL üzerinden yapılan itirazın iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına; davalı şirketin açtığı menfi tespit davasında ise davalı şirketin 41.733,23.YTL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm her iki taraf vekilince temyiz edilmiştir. Dosya incelendiğinde davaya ve takibe konu elektrik kullanımın olduğu tarihte EPDK'nın 21.03.2003 tarih ve 122 sayılı kararının yürürlükte olduğu anlaşılmaktadır.Mahkemece bu yön gözetilerek ve gerektiğinde de bu konuda bilirkişilerden ek rapor alınarak uygun sonuç dairesinde hüküm kurulması gerekirken, yeterli gerekçe ihtiva etmeyen ve somut olaya uymayan rapor esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 18.11 .2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı tarafından açılan 2002/328-340-360-420-421 E. ve 2003/50-51 Esas sayılı menfi tespit davaları görülmekte olan dava dosyasında aralarında hukuki ve filii irtibat bulunduğu gerekçesiyle birleştirilmiştir. Birleştirilen davalar bağımsızlıklarını koruduğundan her bir dava için ayrı ayrı hüküm oluşturulup yargılama giderlerinin, vekalet ücretinin ve harçların buna göre hesaplanması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine yer olmadığına, 5.5.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, davalının Gebze 3.Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı menfi tespit davasında müvekkili şirketin o davada davalı olan Koca Metal Ltd.Şti.ne 2.431.49.-YTL. borcunun olduğunu kabul ve ikrar ettiği, borcun bakiye kısmı için menfi tespit davası açtığı, bu beyanların görülmekte olan bu dava için kesin delil niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının Gebze 3.İcra Müdürlüğünün 2007/1238 sayılı takip dosyasında toplam 3.077.80.-YTL.ye yaptığı itirazın iptaline, 2.431.49....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2023/108 Esas KARAR NO : 2023/109 DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 16/02/2023 KARAR TARİHİ : 27/02/2023 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasında davacı vekili ... günlü dilekçesi ile davadan feragat etmesi üzerine dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili davalı aleyhine açtığı Menfi tespit davası ile Müvekkilinin keşide ettiği, ... Bankası A.Ş. ... Şubesinin ... nolu IBAN'numaralı hesabına ait ... seri numaralı, ... keşide tarihli, ... TL. Bedelli ve ... seri numaralı ... keşide tarihli ... TL. Bedelli çekler nedeniyle borçlu olmadığının tespiti, çeklerin iptali ve ihtiyati tedbir konulmasını talep ve dava etmiş ise de ... günlü dilekçesi ile davadan feragat ettiğini bildirmiştir. Davacı vekilinin incelenen vekaletnamesinde davadan feragat yetkisinin olduğu görülmüştür. HMK.307....