Mahkemece, davacının daha önce borca itiraz ederek İcra Mahkemesinde takibin iptalini daha sonra menfi tespit davası açtığı, menfi tespit davasında ileri sürülen iddiaların borca itiraz ve takibin iptali davasında da ileri sürülebileceğinden davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte borca itiraz takibi durdurmadığından icra mahkemesinde borca itiraz eden fakat elinde İİK.nun 169/2.maddesinde yazılı resmi belge bulunmayan borçlunun borca itiraz etmiş olmasına rağmen genel mahkemede menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğu gözden kaçırılarak yazılı gerekçe ile hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, 18.3.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, davacının ...’a karşı açtığı ... sayaç seri nolu ve ...sayaç seri nolu elektrik saatlerinden yapılan elektrik tüketimi ile ilgili fiili ve hukuki bir bağlantısı bulunmadığı tespiti davasının kabulüne, Davacının ...’a karşı açtığı...abone nolu... seri nolu elektrik saati ile hukuki ve fiili bir bağının bulunmadığının tespiti yönündeki davasının reddine, Davacının ...’a karşı açtığı menfi tespit davasının 32.814.2 YTL’lik bölümü konusuz kaldığından bu miktar yönünden esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Davacının 1.185.8 YTL’lik menfi tespit talebine ilişkin davasının reddine, Davacının ...İnş. Ltd. Şti.’ne karşı açtığı davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalılardan ... vekilince temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalı bankanın müvekkili aleyhine çeklere dayalı olarak icra takibi yaptığını, müvekkilinin çeki verdiği dava dışı cirantaya karşı açtığı menfi tespit davasının kabul edilerek kararın kesinleştiğini, çeklerin menfi tespit davasından sonra davalı bankaya ciro edildiğini, davalı bankanın meşru hamil olmadığını belirterek müvekkilinin çekler nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davalı, yapılan icra takibi itirazla durduğu için, davacıların itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı olmadığından menfi tespit davasının reddine, birleştirilen davada ... ve ... aleyhine yaptığı icra takibine haksız olarak itiraz edildiğinden itirazın iptali ile inkar tazminatının tahsilini istemiştir. Mahkemece, ...’ün açtığı menfi tespit davasının kabulüne, ...’ün açtığı menfi tesbit davasının reddine, ... tarafından açılan itirazın iptali davasında, ... hakkındaki davanın reddine ... hakkındaki davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, ... tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, icra takibine dayanak senetteki imzanın sahte olduğu iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, menfi tespit davasının ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren bir yıl içerisinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine, 600.00 TL. icra inkar tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
San.A.Ş.isimli firmaya dava dışı oğlu için verdiği teminat bonosunun ciranta dava dışı ... tarafından takibe konulduğunu, açtığı menfi tespit davasının reddedilip, kararın Yargıtay denetiminden geçip kesinleştiğini, davalıların kendisini şirketler aracılığı ile dolandırdığını, bunu aralarında anlaşarak yaptıklarını, davalıların sebepsiz zenginleştiğini, bu nedenle dava açtığını belirterek uğradığı zararın tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, davacının aynı bono nedeni ile davalı ...Ş.ve dava dışı ... hakkında açtığı menfi tespit davasının reddedilip hükmün kesinleştiğini, davalılar ..., ... ve ...’ın kambiyo ilişkisinin ve icra takibinin tarafı olmadığını, bu nedenle aleyhlerine husumet yöneltilemeyeceğini öne sürerek davanın davalı ...Ş.yönünden kesin hüküm nedeni ile diğer davalılar yönünden ise husumet ve esas yönünden reddi gerektiğini savunmuştur....
Alacaklı cevap dilekçesinde teminat amaçlı çek alınmadığını iddia etmiş ise de, menfi tespit davası karar gerekçesi, takip talebinde çek ile birlikte bayilik sözleşmesine dayanılması, alacaklının 31.12.2012 tarihinde borçluya açtığı borçlunun süresinden önce bayilik sözleşmesini fesih etmesi nedeniyle zararın önceden verilen çeklerden tahsil edileceğine ilişkin noter ihtarı ve 22.01.2015 tarihli duruşmada, alacaklı vekilinin menfi tespit davasının reddi ile takip konusu çek nedeniyle borçlunun borçlu olduğunun belgelendiği şeklindeki ifadesinden çekin bayilik sözleşmesi ile birlikte verildiği çekişmesiz olup, bayilik sözleşmesinin her iki tarafa borç yükleyen sözleşme olması nedeniyle sözleşme gereğince verilen çeklerden dolayı borçlunun borcunun olup olmadığı, çeklerin bedelsiz kalıp kalmadığı yargılamayı gerektirmektedir. Menfi tespit davası sonucunda verilen red kararı kesinleşince maddi anlamda kesin hüküm teşkil eder....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tüketicinin açtığı menfi tespit Uyuşmazlık, tacirler arası telefon abonelik sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkin olup, hüküm Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin bozma ilamına göre kurulmuştur. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 7. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesine, 24/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Hukuk Genel Kurulunun 1996/654-805 sayılı ve 21.11.1996 tarihli kararında da belirtildiği üzere borçlu tarafından açılan menfi tespit davasında, alacaklı durumundaki davalı, iddiasını def'i yolu ile ileri sürdüğü için borçlunun açtığı menfi tespit davası zamanaşımını keser. Borçlu tarafından icra mahkemesine yapılan itiraz ve şikayet ise takibi durdurmayacağından zamanaşımını kesmez. İcra mahkemesinin yukarıdaki kuralı tekrarlayan gerekçesi yasaya uygundur. Ancak, borçlunun açtığı Kadıköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/726 esasında kayıtlı menfi tespit davasının HUMK.nun 409/5. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmiş olup, bu durumda, anılan davanın zamanaşımının kesilmesi yönünde takibe bir etkisinin bulunduğundan söz edilemez. O halde mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Hukuk Genel Kurulunun 1996/654-805 sayılı ve 21.11.1996 tarihli kararında da belirtildiği üzere borçlu tarafından açılan menfi tespit davasında, alacaklı durumundaki davalı, iddiasını def'i yolu ile ileri sürdüğü için borçlunun açtığı menfi tespit davası zamanaşımını keser. Borçlu tarafından icra mahkemesine yapılan itiraz ve şikayet ise takibi durdurmayacağından zamanaşımını kesmez. İcra mahkemesinin yukarıdaki kuralı tekrarlayan gerekçesi yasaya uygundur. Ancak, borçlunun açtığı ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/726 esasında kayıtlı menfi tespit davasının HUMK.nun 409/5. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmiş olup, bu durumda, anılan davanın zamanaşımının kesilmesi yönünde takibe bir etkisinin bulunduğundan söz edilemez. O halde mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ :Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'nun 366. ve HUMK.'...