Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu işlemle doğru bir sicil kaydı kaldırılmakta ve yerine doğuşu sakat bir sicil kaydı oluşturulmaktadır, işte bu durumda, asıl ve gerek kayıt malikinin eski MK.nun 917 veya yeni MK.nun 1007. maddelerine dayalı olarak Devlet'in kusursuz sorumluluğuna gidebilmesi yerinde ve zorunludur. Ne var ki, gerek öğreti, gerekse uygulamada bu halde dahi gerçek kayıt malikine anılan maddelere göre, doğrudan dava hakkı tanınmamaktadır. Böyle bir durumda gerçek kayıt malikinin öncelikle sahte kayıtla oluşturulan yeni sicil malikine karşı dava açması ve şayet o dava sonucunda sicil kaydını düzelttiremediği takdirde ve ancak o aşamadan sonra anılan maddelere göre kusursuz sorumluluk ilkesine göre Devlet'in sorumluluğuna başvurabilmektedir, işte, önceki MK.nun 917 ve yeni MK.nun 1007. maddelerinde düzenlenen dava hakkı bu çerçevede sonuç doğurabilmelidir....

    Temyiz Sebepleri Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; belirlenen tazminat miktar itibarıyla çok yüksek olduğunu, tazminat hakkının zamanaşımından reddi gerektiğini, kusursuz sorumluluk şartları oluşmadığını, yeterli araştırma yapılmadan eksik incelemeye dayalı olarak karar verildiğini ileri sürülerek temyiz isteminde bulunmuştur. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri. 2. 4721 sayılı Kanun’un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir: “Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.” 3....

      Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı yukarıda sözü edilen 2006/339-2006/417 sayılı kararın kesinleşmesinden sonra, ...tarafından yapılan bahis konusu bağış işleminin hile ile gerçekleştiği ve akdin yapıldığı tarihte miras bırakanın ehliyetsiz olduğu bu suretle de tapu sicilinin usulsüz tutulduğu iddiasıyla TMK.nun 1007. maddesine dayalı olarak iş bu tazminat davasını açtığı anlaşılmıştır. 4721 sayılı TMK.nun 1007. maddesinde "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur." Devlet, zararın doğmasında kusuru bulunan görevlillere rücu eder" hükmü yer almakta olup, burada, Devletin sorumluluğu kusursuz sorumluluktur. Kusursuz sorumluluk, tapu siciline bağlı çıkarların ve ayni hakların, yanlış tescili sonucu değişmesi ya da yitirilmesi ile bu haklardan yoksun kalınması temeline dayanır....

        nun 1007. maddesinde "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücuu eder." hükmü yer almakta olup burada, devletin sorumluluğu kusursuz sorumluluktur. Kusursuz sorumluluk, tapu siciline bağlı çıkarların ve ayni hakların yanlış tescili sonucu değişmesi ya da yitirilmesi ile bu haklardan yoksun kalınması temeline dayanır. Çünkü sicillerin doğru tutulmasını üstlenen ve taahhüt eden devlet, gerçeğe aykırı ve dayanaksız kayıtlardan doğan zararları da ödemekle yükümlüdür. Kusurun varlığı ya da yokluğu, devletin sorumluluğu için önem taşımayıp sadece, Devletin memuruna rücuu sırasındaki iç ilişkide önemlidir. Açıklanan nedenlerle, TMK.'...

          nun 1007. maddesinde "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücuu eder." hükmü yer almakta olup burada, devletin sorumluluğu kusursuz sorumluluktur. Kusursuz sorumluluk, tapu siciline bağlı çıkarların ve ayni hakların yanlış tescili sonucu değişmesi ya da yitirilmesi ile bu haklardan yoksun kalınması temeline dayanır. Çünkü sicillerin doğru tutulmasını üstlenen ve taahhüt eden devlet, gerçeğe aykırı ve dayanaksız kayıtlardan doğan zararları da ödemekle yükümlüdür. Kusurun varlığı ya da yokluğu, devletin sorumluluğu için önem taşımayıp sadece, Devletin memuruna rücuu sırasındaki iç ilişkide önemlidir. Açıklanan nedenlerle, TMK.'...

            Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme Uyuşmazlık, temel olarak 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası. 3....

              Davalı vekilinin, davacı tarafın zararının bulunmadığına ve tazminat isteme hakkı olmadığına ilişkin istinaf sebebinin incelenmesinde: 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun “Sorumluluk” kenar başlığını taşıyan 1007. maddesi; “Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet, zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder. Devletin sorumluluğuna ilişkin davalar, tapu sicilinin bulunduğu yer mahkemesinde görülür.” hükmünü içermektedir. Burada Devlete yüklenen sorumluluk kusursuz sorumluluktur. Maddede yer alan kusursuz sorumluluk, tapu siciline bağlı çıkarların ve ayni hakların yanlış tescili sonucu değişmesi ya da yitirilmesi ile bu haklardan yoksun kalınması temeline dayanır, çünkü sicillerin doğru tutulmasını üstlenen ve taahhüt eden Devlet, gerçeğe aykırı ve dayanaksız kayıtlardan doğan zararları da ödemekle yükümlüdür....

              Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 2. 4721 sayılı Kanun’un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir: “Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.” 3....

                Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir. 4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır....

                  Bu şekildeki eylem nedeniyle oluşan zarar, tapu dairesinde yapılan işlemden kaynaklandığından, tehlike sorumluluğuna dayalı kusursuz sorumluluk şeklinde düzenlenen TMK 1007. maddesi uyarınca Devletin sorumluluğunu gerektiren illiyet bağının kesilmediği ve davalı Hazinenin tapu kaydının iptali nedeniyle TMK'nın 1007. maddesi uyarınca kusursuz sorumluluğunun bulunduğunun anlaşılmasına göre, davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır." şeklindedir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, davanın kısmen kabulü ile; 719.539,00.- TL'nin dava tarihinden (17/04/2013) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davasıdır....

                    UYAP Entegrasyonu