Ak vekili Avukat ... tarafından, davalı ... ve diğeri aleyhine 31/08/2008 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 13/03/2008 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, tapu sicilinin tutulmasından dolayı uğranılan zararın, Devletin sorumluluğuna ilişkin Medeni Yasa'nın 1007. maddesi gereğince, ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, hatalı kadastro işleminden kaynaklanan uyuşmazlığa Medeni Yasa'nın 1007. maddesinin uygulanamayacağı gerekçesiyle istem reddedilmiş; karar, davacı tarafından temyiz olunmuştur. Medeni Yasa'nın “Sorumluluk” kenar başlığını taşıyan 1007. maddesi gereğince “Tapu Sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan devlet sorumludur....
Baş vekili Avukat ... tarafından, davalı ... ve diğeri aleyhine 22/09/2006 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 19/02/2008 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, tapu sicilinin tutulmasından dolayı uğranılan zararın, Devletin sorumluluğuna ilişkin Medeni Yasa'nın 1007. maddesi gereğince, ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, hatalı kadastro işleminden kaynaklanan uyuşmazlığa Medeni Yasa'nın 1007. maddesinin uygulanamayacağı gerekçesiyle istem reddedilmiş; karar, davacı tarafından temyiz olunmuştur. Medeni Yasa'nın “Sorumluluk” kenar başlığını taşıyan 1007. maddesi gereğince “Tapu Sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan devlet sorumludur....
. maddesindeki kusursuz sorumluluk ilkesine göre 6100 sayılı Kanunun 1007. maddesi uyarınca tazminat tutarları belirlenerek tespitine ve şimdilik fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak tespit edilecek gerçek değerinin yargılama aşamasında ıslah edilmek ve harcının ikmal edilmek koşulu ile (dava değeri olan 10.000....
Temyiz Sebepleri Davalı Hazine temsilcisi temyiz dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı ve hak düşürücü süre yönünden reddi gerektiğini, işlem yapılan vekâletname geçerli olduğundan kusursuz sorumluluğun oluştuğundan söz edilemeyeceğini, illiyet bağının kurulamadığını, vekâletname kapsamında hangi taşınmazlar için yetki verildiğinin araştırılması yükümlülüğünün tapu memurlarına yükletilemeyeceğinden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 2. 4721 sayılı Kanun’un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir: “Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.” 3....
Tapu Sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından Medeni Yasa'nın 1007. maddesi ile tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devletin sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiştir. Bu sorumluluk asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan, zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir. Sicil tutma işleminden ya da bir işlemin yerine getirilmemiş olmasından kaynaklanan uyuşmazlıklarda Borçlar Yasası'nın haksız eylemden doğan sorumluluğa ilişkin kurallarının uygulanacağı da kuşkusuzdur. Tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak birbirini izleyen işlemler olup tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda oluşan hatalardan da Devlet, Medeni Yasa'nın 1007. maddesi gereğince kusursuz olarak sorumludur....
Hukuk Dairesince kabulü ile, ilk derece mahkemesi kaldırılmak suretiyle kesinleşen mahkeme kararına göre dava konusu yer devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olması nedeniyle davacının TMK'un 1007. Maddesi gereği idarenin kusursuz sorumluluğuna dayalı tazminat talep edemeyeceğinden bahisle davanın reddine dair hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. 4721 sayılı TMK'nun sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007. maddesinde "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder" hükmü yer almakta olup, burada Devletin sorumluğu kusursuz sorumluluktur. Kusursuz sorumluluk tapu siciline bağlı çıkarların ve ayni hakların yanlış tescili sonucu değişmesi ya da yitirilmesi ile bu haklardan yoksun kalınması temeline dayanır. Çünkü sicillerin doğru tutulmasını üstlenen ve taahhüt eden Devlet, gerçeğe aykırı ve dayanaksız kayıtlardan doğan zararları da ödemekle yükümlüdür....
Açıklanan nedenlerle, TMK.nun 1007.maddesinde düzenlenen objektif (kusursuz) sorumluluk halinin, 6098 sayılı Borçlar Kanununun 49. ve devamı maddelerinde düzenlenen haksız fiil sorumluluğu ile ilgisi bulunmadığından, aynı Kanunun 72.maddesindeki (818 sayılı Yasanın 60. maddesi) zamanaşımı kurallarının uygulanma imkanı olmadığı gibi, TMK.nun 1007. maddesine dayanılarak açılan davalar için de, ayrıca zamanaşımı süresi belirlenmemiştir. Bu itibarla, 6098 sayılı S.2 Borçlar Kanununun 146. maddesindeki (818 sayılı yasanın 125.maddesi) 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması esas olup, iş bu davada zamanaşımı süresi dolmamıştır....
Temyiz Sebepleri Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkil idareye husumet yöneltilemeyeceğini, bedelin fahiş olduğunu, 4721 sayılı 1007 nci maddesi uyarınca tazminat koşullarının oluşmadığını , davanın reddi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme Uyuşmazlık, temel olarak 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri. 2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası. 3....
Dava konusu edilen olayda da; geçerli bir tapu kaydının oluşmasından sonra yapılan kadastro sonucunda, taşınmazın orman olarak Hazine adına tescil edildiği ve sonuç itibariyle davacının, Devletin kusursuz sorumluluğundan kaynaklanan bir zararının oluştuğu ve bu zararın tazmininin Devletten istenebileceği gözetilerek, Hazine aleyhinde dava açılması doğrudur. Açıklanan nedenlerle; TMK'nun 1007. maddesinde düzenlenen objektif (kusursuz) sorumluluk halinin 818 sayılı Borçlar Kanununun 41. ve devamı maddesinde düzenlenen haksız fiil sorumluluğu ile ilgisi bulunmadığından, aynı Kanunun 60. maddesindeki zamanaşımı kuralının uygulanma imkanı olmadığı gibi, TMK'nun 1007. maddesine dayanılarak açılan davalar için de, ayrıca zamanaşımı süresi belirlenmemiştir. Bu itibarla, 818 sayılı Borçlar Kanununun 125. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 146.) maddesindeki 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması esastır....
Dava konusu edilen olayda da; geçerli bir tapu kaydının oluşmasından sonra yapılan kadastro sonucunda, taşınmazın orman olarak Hazine adına tescil edildiği ve sonuç itibariyle davacının, Devletin kusursuz sorumluluğundan kaynaklanan bir zararının oluştuğu ve bu zararın tazmininin Devletten istenebileceği gözetilerek, Hazine aleyhinde dava açılması doğrudur. Açıklanan nedenlerle; TMK'nun 1007. maddesinde düzenlenen objektif (kusursuz) sorumluluk halinin 818 sayılı Borçlar Kanununun 41. ve devamı maddesinde düzenlenen haksız fiil sorumluluğu ile ilgisi bulunmadığından, aynı Kanunun 60. maddesindeki zamanaşımı kuralının uygulanma imkanı olmadığı gibi, TMK'nun 1007. maddesine dayanılarak açılan davalar için de, ayrıca zamanaşımı süresi belirlenmemiştir. Bu itibarla, 818 sayılı Borçlar Kanununun 125. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 146.) maddesindeki 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması esastır....