Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesinden kaynaklanan tazminat davalarında, mülkiyet kaybının kesinleştiği tarihten itibaren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 146 ncı maddesine göre 10 yıllık genel zamanaşımı süresi içinde dava açılması gerekmektedir. Anayasa Mahkemesinin 2014/6673 başvuru numaralı ve 25.07.2017 tarihli 29.09.2017 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Yaşar Çoban kararı ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararı nazara alındığında; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı ile 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi ile düzenlenen tazminat için hukuk yolu etkili hale gelmiştir....
K. sayılı ilâmının ikinci sayfasının sonuçtan önceki "Ayrıca, TMK'nın 1007. maddesi uyarınca açılacak davalarda tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tüm zararları istenebileceği, davacı tarafından istenen Asliye 2. Hukuk Mahkemesinin 24.12.2008 tarih ve .../...-... sayılı kararı nedeniyle aleyhine takdir edilen yargılama gideri ve vekâlet ücretinin ödenmesinin bu neviden bir zarar olmadığı, açılan davada yapılan yargılama giderleri ve vekil ile temsil olunması nedeniyle takdir edilen vekâlet ücretinin davanın neticesine göre HMK'nın 326. maddesi uyarınca aleyhine hüküm verilen tarafa yüklendiğinden TMK'nın 1007. maddesi kapsamında oluşan bir zarar niteliğinde bulunmadığı gözetilmeden, TMK'nın 1007. maddesi uyarınca ...nin sorumlu olduğuna ilişkin hüküm kurulması da usul ve yasaya aykıdır." paragrafının ilâmdan çıkartılmasına, Daire kararının bu şekilde DÜZELTİLMESİNE 18/01/2016 gününde oy birliği ile karar verildi....
Dava, TMK’nın 1007.maddesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olarak açılmış ek davadır....
TMK'nın 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat davalarında, mülkiyet kaybının kesinleştiği tarihten itibaren TBK 125. md. (eski 146.md.) göre 10 yıllık genel zaman aşımı süresi içinde dava açılması gerekmektedir. Anayasa Mahkemesi'nin 2014/6672 başvuru nolu 25/07/2017 tarihli, 29/09/2017 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan ... kararı ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/11/2009 tarihli 2009/4-383 E. - 2009/517 K. sayılı kararı nazara alındığında; Hukuk Genel Kurulu kararı ile TMK 1007. maddesi ile düzenlenen tazminat için hukuk yolu etkili hale gelmiş olup, ne var ki HGK karar tarihi olan 18.11.2009 tarihinden önce zamanaşımı süresi dolanlar açısından dava açılmasının mümkün kılacak makul süre içinde TMKnın 1007. maddesi dayanarak dava açılmalıdır....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine ilişkin ilk derece mahkemesinin kararına karşı, davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi'nin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı ile birlikte ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/214 E. - 2017/77 K. sayılı kararının Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın reddine ilişkin olarak verilen karara karşı, davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun ... Bölge Adliye Mahkemesi 37....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kesinleşen kıyı kenar çizgisi içinde kalan taşınmazın tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini kararından kaynaklı faiz alacağı kararından kaynaklı faiz alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kesin hüküm nedeniyle reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, kesinleşen kıyı kenar çizgisi içinde kalan taşınmazın tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini kararından kaynaklı faiz alacağı istemine ilişkindir....
nci maddesinden kaynaklı tazminat koşullarının oluştuğunun kabulü ile hüküm kurulması, ilgili idare tarafından onaylanmış ya da hükmen kesinleşmiş kıyı kenar çizgisinin bulunmadığının tespiti hâlinde ise 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi koşulları oluşmadığının nazara alınması gerekirken sadece ......
Hukuki değerini yitiren bir tapuya dayanılarak TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazminat isteminde bulunulamaz. Diğer taraftan, TMK'nın 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat davalarında, mülkiyet kaybının kesinleştiği tarihten itibaren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddesine (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 125. maddesine) göre 10 yıllık genel zamanaşımı süresi içinde dava açılması gerekmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin 29.09.2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 2014/6673 başvuru numaralı 25.07.2017 tarihli ... kararı ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18.11.2009 tarihli 2009/4-383 Esas - 2009/517 Karar sayılı kararı nazara alındığında; Hukuk Genel Kurulu kararı ile TMK'nın 1007. maddesi ile düzenlenen tazminat için hukuk yolu etkili hale gelmiş olup, HGK karar tarihi olan 18.11.2009 tarihinden önce zamanaşımı süresi dolanlar açısından makul süre içinde TMK'nın 1007. maddesine dayanılarak dava açılması gerekir....
Dava TMK’nın 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. 1-Davacının temyiz itirazları bakımından; ikinci bentde açıklanan nedenlerle davacının doğmuş bir zararından bahsedilemeyeceğinden temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davalı Hazinenin temyiz itirazları bakımından; 4721 sayılı TMK'nın sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007. maddesi ''Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur'' hükmünü içermekte olup, bu maddede düzenlenen sorumluluk, kusura dayanmayan (objektif) bir sorumluluk türü olup, tapu müdür ya da memurunun kusuru olsun ya da olmasın, sicilin tutulmasında, kişilerin malvarlığı çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Kusurun varlığı ya da yokluğu Devletin sorumluluğu için önem taşımamakta, sadece, Devletin memuruna rücu halinde iç ilişkide etkili olmaktadır....
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesinden ve kamulaştırmasız el atma isteminden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. 4721 sayılı TMK'nın sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007. maddesi "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur" hükmünü içermekte olup, bu maddede düzenlenen sorumluluk, kusura dayanmayan (objektif) bir sorumluluk türü olup, tapu müdür ya da memurunun kusuru olsun ya da olmasın, sicilin tutulmasında; kişilerin mal varlığı çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Kusurun varlığı ya da yokluğu devletin sorumluluğu için önem taşımamakta; sadece, Devletin memuruna rücuu halinde iç ilişkide etkili olmaktadır. Davanın açıklanan niteliğine göre; TMK 1007. maddeye göre açılan tazminat davasında, davalı olarak Hazinenin taraf gösterilmesi gerekirken, dava Kadastro Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılmıştır....