Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-TL tazminatın tapu iptal kararının kesinleştiği tarihten işleyecek yasal faiziyle birlikle davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep etmiş, 18/02/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile fazlaya dair haklar saklı kalmak üzere tazminat miktarı 2.285,84.-TL’ye yükseltilmiş, arttırılan kısım yönünden iptal kararının kesinleştiği tarihden itibaren faiz uygulanmasını istemiştir. Davalı ... vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından esasa ilişkin temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davasıdır. Dava konusu 5099 ada 11 parsel sayılı taşınmazın, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 25/04/2012 tarihinde kesinleşen .../... E. - ......

    TMK'nın 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat davalarında, mülkiyet kaybının kesinleştiği tarihten itibaren TBK 125. md. (eski 146.md.) göre 10 yıllık genel zaman aşımı süresi içinde dava açılması gerekmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin 2014/6673 başvuru nolu 25/07/2017 tarihli, 29/09/2017 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan ... kararı ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/11/2009 tarihli 2009/4-383 E. - 2009/517 K. sayılı kararı nazara alındığında; Hukuk Genel Kurulu kararı ile TMK 1007. maddesi ile düzenlenen tazminat için hukuk yolu etkili hale gelmiş olup, ne var ki HGK karar tarihi olan 18.11.2009 tarihinden önce zamanaşımı süresi dolanlar açısından dava açılmasının mümkün kılacak makul süre içinde TMK'nın 1007. maddesi dayanarak dava açılmalıdır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 4721 sayılı TMK'nin 1007.maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 02.07.2021 tarihli ve 211 sayılı kararı ile hazırlanan, 09.07.2021 tarihli ve 31536 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (5.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 17.11.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

        Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle: Bir taşınmazın tapu kaydının kıyı kenar çizgisi olması sebebiyle sehven varlığını devam ettirmesi devletin TMK 1007' den kaynaklı sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağını, yerel mahkemenin TMK 1007 hükmü içeriğine ve bu hüküm uyarınca oluşan Yargıtay' ın tüm içtihatlarına aykırı karar verdiğini belirterek kararı istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle :yerel mahkeme kararında vekalet ücretinin hatalı hesaplandığını ve bunun düzeltilmesi gerektiğini belirterek kararı istinaf etmiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Açılan dava TMK'nın 1007. maddesinde düzenlenen tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı maddi tazminat davasıdır. Mudanya Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2001/303 esas-2003/756 karar sayılı kararı ile taşınmazın kıyı kenar çizgisinde kaldığından bahisle tapunun iptaline karar verildiği ve kararın 12.06.2006 yılında kesinleştiği anlaşılmıştır....

        Noterliğinin 26.05.1981 tarih ... yevmiye numaralı Düzenleme Şeklinde Genel Vekâletname ile tapu maliki ...i'nin vekili ... adlı kişiden satın alınarak, vekil edeni adına tescil edildiği, ancak Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/202 Esas sayılı karar ile tapu kaydının iptali ile eski haline getirilmesine karar verildiği, ancak gereğinin halen yerine getirilmediği, vekil edenin tapu kaydına güvenerek satın aldığı ve tapu memurunun kusurlu işlemi ile vekil edenin zarara uğradığından, TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazminini istemiyle dava açmıştır. Davalı ... vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen karar, davalı ... vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davasıdır. Davacı adına tapu siciline kayıtlı taşınmazın, ... tarafından ......

          Dava, TMKnun 713/2 fıkrasında öngörülen “..maliki yirmi yıl önce ölmüş..” ve tapu kütüğünün hukuki değerinin bu nedenle yitirmiş hukuiki sebebine dayalı olarak TMKnun 713/1 ve 2. fıkraları gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır. Mahkemece, tapulu taşınmazların satışlarının resmi şekilde yapılmadığı, davalıları zilyet olduğu ve olayda on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. TMKnun 713/2.fıkrasına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davalarında harici satışların diğer zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarında gerçekleşmesi halinde, sadece satın alanın taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin başlangıç tarihi bakımından önem taşımaktadır. Bunun dışında bu tür harici satışların hukuki bir değer taşımayacağı ve hukuki bir sonuç doğuramayacağı, sadece harici satış sözleşmelerin kişisel hak doğuracağı hususu mahkemenin de değindiği gibi doğrudur....

            Lehlerine yapılan kadastro tespiti iptal edilip tapuda malik sıfatı kazanamayanların, TMK'nın 1007. maddesi kapsamında tapu sicilinden kaynaklı bir zararlarının olamayacağı tartışmasızdır....

              Lehlerine yapılan kadastro tespiti iptal edilip tapuda malik sıfatı kazanamayanların, TMK'nın 1007. maddesi kapsamında tapu sicilinden kaynaklı bir zararlarının olamayacağı tartışmasızdır....

                Lehlerine yapılan kadastro tespiti iptal edilip tapuda malik sıfatı kazanamayanların, TMK'nın 1007. maddesi kapsamında tapu sicilinden kaynaklı bir zararlarının olamayacağı tartışmasızdır....

                  Bu türden dosyalarda tazminat miktarının belirlenebilmesi için öncelikli olarak taşınmazın vasfı belirlenmelidir. 2942 S.K'nın 11. maddesine göre; taşınmaz arazi niteliğinde ise net gelir yöntemine, arsa niteliğinde ise emsal satışlara göre tazminat bedeli belirlenmelidir. Dosyada mevcut bilgi ve belgelere göre taşınmaz tarım arazisi niteliğinde olup, taraflar arasında bu hususta ihtilaf yoktur. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda net gelir yöntemine göre hesaplama yapılması gerekirken aksi yönde yapılan hesaplama hatalıdır. Ayrıca hükme esas alınan bilirkişi heyeti usulüne uygun şekilde oluşturulmamıştır. Zira TMK'nun 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat davalarında bilirkişi heyeti Kamulaştırma Kanunu'na göre oluşturulmaktadır....

                  UYAP Entegrasyonu