Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2023/329 ESAS KARAR NO : 2023/333 KARAR DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) DAVA TARİHİ : 27/12/2021 KARAR TARİHİ : 28/04/2023 Mahkememizde görülen Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İstanbul Anadolu ... Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından İzmir ... Asliye Ticaret Mahkemesinin ... esas sayılı dosyası ile birleştirme kararı verildiği ancak İzmir Hukuk Mahkemeleri Tevzii Bürosunca sehven mahkememize gönderilen işbu dosyanın İzmir ... Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 1-Dosya mahkememize sehven tevzi edildiğinden işbu dosya esasının kapatılarak dosyanın İzmir ... Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda karar verildi.28/04/2023 Katip ... e-imzalı Hakim ... e-imzalı...

    Çünkü, bahsedilen olgular TMK m. 1007 bağlamında devletin kusursuz sorumluluğunu gerektirecek nitelikteki tapu sicilinin tutulması kaynaklı olgular değildir. İddia edilen temlik işlemlerinde ki usulsüzlükler ya da milletlerarası özel hukuk kaynaklı karşılıklılık prensibinin dava konusuyla doğrudan veya dolaylı olarak ilişkisi bulunmamaktadır. Bu nedenle, iddia edilen bu hususların devletin tapu sicilinin düzgün tutulmaması sebebine dayalı sorumluluk gerektiren bir yanı olmadığından davanın reddine karar verilmesinde hata yapılmamıştır. II. Manevi tazminata ilişkin istinaf incelemesi sonucunda; Davacı, ıslah dilekçesinde manevi tazminat da talep etmiştir. TBK m. 58/1 gereğince kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören kimse manevi tazminat isteyebilir. Yine, TBK m. 56/1'de bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda zarar görenin manevi tazminat talep edebileceği düzenlenmiştir....

    DAVA KONUSU : Tazminat (Tapu Sicillerinin Tutulması Kaynaklı Rücuen) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesinin kararına karşı davalı Maliye Hazinesi vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize tevzi edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği düşünüldü: İDDİA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Davacıların Manisa ili, Soma ilçesi, Bayat Mahallesi, 2 pafta 1419 parsel sayılı taşınmazın maliki olduklarını, tapulu araziyi uzun süre kullandıktan sonra 2008 yılında orman sınırları içinde kaldığı gerekçesiyle Soma 1....

    Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki sözleşme hükümlerinde, işçilerin iş akitlerinden doğacak tazminattan hangi tarafın ne oranda sorumlu olduğu hususunda bir düzenleme bulunmadığı ancak alt işveren olan davalı şirketin sözleşmeyi fesheden işveren olması sebebiyle ödenmesi gereken işçilik alacaklarından sorumlu tutulması gerektiği, davacının ödediği bedeli davalıdan rücuen talep etmekte haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 16.449,39 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, hizmet alımı sözleşmesinden kaynaklı rücuen tazminat talebine ilişkindir....

      HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/1392 KARAR NO : 2023/876 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : BAYBURT ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/03/2021 NUMARASI : 2020/138 ESAS - 2021/137 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat (Tapu Sicillerinin Tutulması Kaynaklı Rücuen) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Bayburt İcra Müdürlüğünün 2014/813 esas sayılı dosyası ile borçlular Mustafa Şen, Agah Dumlupınar ve Kadir Kadıoğlu hakkında icra takibi yaptıklarını, icra takibinde borçluların taşınmaz mallarının haczi için Bayburt Tapu Sicil Müdürlüğüne talepte bulunmasına rağmen borçlu Mustafa Şen adına kayıtlı olan Bayburt Merkez Şingah Mah. 503 ada 26 parsel sayılı taşınmaz üzerine haciz konulmadığını, bu sebeple borçlunun bu taşınmazı üçüncü bir kişiye devrederek icra takibini sonuçsuz bıraktığını, tapu kayıtlarında gerekli incelemenin yapılmamasından ve haciz şerhi talimatının yerine...

      Hemen belirtmek gerekir ki, Anayasa’nın 40. maddesinin 3.fıkrasında “Kişinin resmi görevliler tarafından vaki haksız işlemler sonucu uğradığı zarar da kanuna göre Devletçe tazmin edilir.” hükmü öngörülmüş; 129. maddenin 5. fıkrasında ise; “Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davalarının ancak idare aleyhine açılabileceği” açıklanmıştır. TMK’nun 1007. maddesi bu bağlamda yorumlandığında, tapu sicillerinin tutulmasından ve bundan doğan zararlardan devletin sorumlu olacağı ilkesinin benimsendiği anlaşılmaktadır. Yasanın bu açık hükmünün kaynak olduğu devletin sorumluluğu tapu sicilinin tutulması sırasında, sicil memurunun hukuka aykırı işlemi ile sonuç arasında nedensellik bağının varlığı gerekli ise de eylem yada işlemin kusura dayanması gerekmez....

        Mahkemece bozmadan sonra yapılan yargılama sonunda olay tarihine göre belirlenen tazminatın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen rücuen tazminine karar verilmiştir. Oysa davalı ... ilk karardaki tazminat miktarından eşit olarak sorumlu olacağı hususu kazanılmış hak oluşturduğundan, bozmadan sonra hüküm altına alınan miktarın üçte birinden .. sorumlu tutulması gerekirken tamamından diğer davalılarla birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması usul ve yasaya uygun düşmediğinden bu yönüyle de kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davalılar ... ve ... yararına, (3) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davalı ... yararına BOZULMASINA; davalıların diğer temyiz itirazlarının ilk bentte açıklanan nedenle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 27/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Ancak, tapu sicillerinin tutulması kamu düzeni ile ilgili olup, taşınmazın dere yatağı niteliğinde bulunması sebebiyle 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 16/c maddesi kapsamındadır. Bu nitelikteki yerler hakkında özel mülkiyete konu olacak şekilde sicil oluşturulmasına olanak yoktur. O halde, taşınmazların sicil kaydının iptali ile kadastro harici bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, Hazine adına tescil kararı verilmesi doğru değildir. Ne varki, anılan husus yargılamanın yenilenmesini gerektirmediğinden, yerel mahkeme kararının hüküm fıkrasının 2.bendindeki; dava konusu taşınmazların "... adına tapuya kayıt ve tesciline" sözcüklerinin hüküm fıkrasından çıkartılmasına, yerine "3402 Sayılı 16/c maddesi hükmü uyarınca kadastro harici bırakılmalarına" sözcüklerinin yazılmasına, hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13. maddesinin j. Bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, 17.2.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Hemen belirtilmelidir ki; tapu sicillerinin tutulması bir takım prensiplere bağlı olup; bunlardan ilki tescil, ikincisi sicilin güvenilirliği(aleniliği), diğeri Hazine'nin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise; geçerli bir hukuki sebebin bulunması, bir başka ifadeyle, illetten mücerret olmamasıdır. Oluşan bir sicil kaydının korunabilmesi bakımından, illetini teşkil eden geçerli bir sebebin olması zorunludur. Somut olayda, davalı adına oluşan sicil kaydının hukuki mesnedi, ihale olup; bu da iptal edilmiştir. O halde, ihalenin iptali ile sicilin hukuki dayanaktan yoksun kalacağı ve TMK'nun 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği aşikârdır....

              Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/229 E. - 2016/48 K.sayılı dosyasında Bodrum Belediyesi ve Maliye Hazinesi adına kayıtlı taşınmazların murisin zilyetinde olduğu iddiasına dayanarak açılan tapu kaydının iptali ve tescil davasının Kadastro Kanunu'nun 12. maddesi gereğince 10 yıllık süre geçtiğinden bahisle 04/02/2016 tarihinde davanın reddine karar verildiği, ancak bu davanın derdest olduğu, kaldı ki davacının dava konusu taşınmazda tapu ile malik olmadığı, zilyetliğe dayalı olarak dava açtığı da gözetildiğinde davanın esastan reddi yerine, davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmesi sonucu itibarıyla doğru olduğu gibi, ... hakkında açılan dava bakımından ise tapu sicillerinin hatalı tutulmasından kaynaklı davada Belediyenin taraf sıfatı olmadığından husumetten red kararı verilmesine ilişkin ilk derece mahkemesince verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

                UYAP Entegrasyonu