Anılan madde uyarınca Devletin sorumluluğu kusursuz sorumluluk niteliğinde olup, tapu siciline bağlı çıkarların ve mal varlığına ilişkin (ayni) hakların, yanlış tescil sonucu sicile güven ilkesi yönünden değişmesi ya da yitirilmesi, bu haklardan yoksun kalınması temeline dayanır. Çünkü sicillerin doğru tutulmasını üstlenen Devlet, sicillerdeki yanlış kayıtlardan doğan zararları ödemeyi de üstlenmektedir. Dayanaksız ya da hukukî duruma uymayan kayıtlar düzenlemek, taşınmazın niteliğinde yanlışlıklar yapmak da aynı kapsamda düşünülmüştür. 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır....
Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Tapu Kayıtlarının düzgün tutulmasında kamu yararı bulunup, kamu düzenine ilişkin kayıt düzeltme davalarından mülkiyet aktarımına neden olmamak için tapu maliki ile adının düzeltilmesi istenen kişinin aynı şahıs olup olmadığının saptanması gerekir. Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir. Çünkü, kaydı düzeltilmesi istenen 54 ve 51 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtları tüm dayanakları ile birlikte getirtilmemiş, eski dilde yazılı olan dayanak kayıtlar da tercüme ettirilmemiştir. Ayrıca, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı dosya arasına alınarak tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde, gerektiğinde kök kayıtlar da getirtilerek malik ile kaydı düzeltilmesi istenen kişinin aynı kişi olup olmadığı belirlenmemiştir....
Dosyanın incelenmesinde, davacı taşınmazının kıyı kenar çizgisinde kaldığı iddiasıyla tazminat ve ecrimisil talepli dava açmış, davacı davanın reddini talep etmiş, mahkemece zararın idari eylemden kaynaklı zarar olduğu gerekçesiyle yargı yolu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Mahkemece davacının iddiasına ilişkin deliller toplanmamış, tapu kayıtları, kadastro tutanakları, taşınmazın imar durumu, taşınmazdaki kısıtlamanın dayanak kayıtları getirtilmeden ve kıyı çizgisi içinde kaldığı iddia edilen Uzunçayır baraj gölüne ilişkin planlamaların hangi tarihlere dayandığı tespit edilmeden talebin Türk Medeni Kanunu 1007. maddesinden kaynaklı tazminat davası mı yoksa 2942 sayılı yasadan kaynaklı kamulaştırmasız el atma davası mı olduğu hususu tespit edilip yargı yolu görev hususu bu doğrultuda değerlendirilmeden eksik inceleme ile davanın usulden reddine karar verilmiştir....
Bozma ilâmında [4721 saylı TMK’nın sorumluluk kenar başılığını taşıyan 1007. maddesi ''Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur'' hükmünü içermekte olup, bu maddede düzenlenen sorumluluk, kusura dayanmayan (objektif) bir sorumluluk türü olup, tapu sicil müdür ya da memurunun kusuru olsun ya da olmasın, sicilin tutulmasında, kişilerin malvarlığı çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Kusurun varlığı ya da yokluğu devletin sorumluluğu için önem taşımamakta, sadece, Devletin memuruna rücuu halinde iç ilişkide etkili olmaktadır. Bu nedenle somut olayda, 4721 sayılı Kanunun 1007. maddesi uyarınca Tapu Sicilinin yanlış tutulmasından kaynaklanan sorumluluk şartları oluştuğundan ve söz konusu madde gereğince açılan tazminat davalarında davalı sıfatı ...nin olup, davacının amacı Devlet tüzel kişiliğini dava etmek olduğundan, davanın tapu ve kadastro genel müdürlüğüne yöneltilmesi, hasımda değil, temsilcide yanılmadır....
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesine göre tazminat istemine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devletin asli olarak sorumlu olduğu, tapu sicilinin tutulmasında görevli memurun hukuka aykırı bir işleminin ve bununla zarara neden olan sonuç arasında illiyet bağının varlığı gerekmekle birlikte, eylemin kusura dayanıp dayanmamasının önemli olmadığı, kusurun yalnızca Devletin görevli memura rücu etmesi yönünden önem taşıdığı, tapu görevlisinin de ceza davasında mahkumiyetine karar verildiği somut olayda Devletin sorumlu olduğu gözönünde bulundurularak mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmamaktadır....
Bu madde ile düzenlenen Devletin kusursuz sorumluluğu, bir tehlike sorumluluğu niteliğinde (HGK 05.10.1955 gün ve 1955/4- 58 Esas, 1955/64 Karar sayılı; 29.06.1977 gün ve 1977/4- 845 Esas ve 1977/655 Karar sayılı; 24.09.2003 gün ve 2003/4- 491 Esas ve 2003/487 Karar sayılı; 19.04.2006 gün ve 2006/4- 113 Esas ve 2006/205 Karar sayılı; 09.05.2007 gün ve 2007/4- 212 Esas, 2007/261 Karar sayılı kararları) olduğundan, tapu müdür ya da memurunun kusuru olsun olmasın, tapu sicilinin tutulmasında kişilerin malvarlığı çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Tapu sicilinin tutulmasında kişi çıkarlarının korunması bakımından uyulması gereken kurallar tapu mevzuatı ile sınırlı olmayıp, bu mevzuat dışındaki hukuk kurallarına ve hukukun genel ilkelerine de uyulması gerekmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tazminat K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık tapu sicilinin tutulmasında Devletin sorumluluğuna dayalı maddi tazminat isteğine ilişkin bulunduğuna ve davada zilyetliğe dayanılmadığına, mahkemece uyuşmazlık bu şekilde nitelendirilerek çözüme kavuşturulduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulunun 26.01.2012 tarih ve 1 sayılı Kararı ile hazırlanıp Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih 1 sayılı Kararı ile aynen kabul edilen ve 18.02.2012 tarih 28208 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (4.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 04.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.04.2004 tarih ve ... sayılı kararıyla ... ilçesi, ... mahallesinde bulunan 947 ada 31 parsel sayılı 15.840,97 m² yüzölçümlü taşımazının tapu kaydının iptal edilip orman niteliği ile ... adına tescil edildiklerini, kararın temyiz incelemesinden geçerek 17.02.2012 tarihinde kesinleştiğini, tapu sicilinin yanlış tutulmasından kaynaklı maddi ve manevi zararının karşılanması gerektiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutup 10.000.-TL maddi, 50.000.-TL manevi tazminat istemleriyle dava açmıştır. Daha sonra 11.02.2014 havale tarihli ıslah dilekçesiyle toplam 731.454,88.-TL tazminat isteğinde bulunmuştur.. Davalı ...; davanın idare mahkemesinde açılması gerektiğini, çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğundan tazminat istenemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur....
Anılan madde uyarınca Devletin sorumluluğunun kapsamı, tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak birbirini izleyen işlemler olup tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda oluşan hataları da kapsamaktadır. Bir başka deyişle, kadastro işlemleri, tapu kütüğünün oluşumuna dayanak oluşturduğundan, bu işlemler nedeniyle tapu kütüğünde oluşacak yanlışlıklar nedeniyle doğacak zararlar da TMK'nın 1007. maddesi kapsamındadır. Devletin sorumluluğu kusursuz sorumluluk niteliğinde olup, tapu siciline bağlı çıkarların ve mal varlığına ilişkin (aynî) hakların, yanlış tescil sonucu sicile güven ilkesi yönünden değişmesi ya da yitirilmesi, bu haklardan yoksun kalınması temeline dayanır. Çünkü sicillerin doğru tutulmasını üstlenen Devlet, sicillerdeki yanlış kayıtlardan doğan zararları ödemeyi de üstlenmektedir....
Anılan madde uyarınca Devletin sorumluluğunun kapsamı, tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak birbirini izleyen işlemler olup tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda oluşan hataları da kapsamaktadır. Bir başka deyişle, kadastro işlemleri, tapu kütüğünün oluşumuna dayanak oluşturduğundan, bu işlemler nedeniyle tapu kütüğünde oluşacak yanlışlıklar nedeniyle doğacak zararlar da TMK'nın 1007. maddesi kapsamındadır. Devletin sorumluluğu kusursuz sorumluluk niteliğinde olup, tapu siciline bağlı çıkarların ve mal varlığına ilişkin (aynî) hakların, yanlış tescil sonucu sicile güven ilkesi yönünden değişmesi ya da yitirilmesi, bu haklardan yoksun kalınması temeline dayanır. Çünkü sicillerin doğru tutulmasını üstlenen Devlet, sicillerdeki yanlış kayıtlardan doğan zararları ödemeyi de üstlenmektedir....