Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dayanaksız ya da hukukî duruma uymayan kayıtlar düzenlemek, taşınmazın niteliğinde yanlışlıklar yapmak da aynı kapsamda düşünülmüştür. 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 05.03.2003 gün ve 2003/19-152 E., 2003/125 K.; 29.09.2010 gün ve 2010/14-386 E., 2010/427 K.; 15.12.2010 gün ve 2010/13-618 E., 2010/668 K. sayılı kararı)....

    Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/452 E. -2014/943 K. sayılı ilamıyla 812 ada 32 sayılı parselin tapu kaydının iptaline, sicilden terkinine karar verildiği, kararın tapu müdürlüğünce vekalet ücreti yönünden temyiz edildiği, kesinlemediği, alıcı ...'nın temyize konu davadaki iddialarla 812 ada 32 parsel yönünden idarenin hizmet kusuru sebebiyle 60.000.-TL tazminat istemiyle tapu müdürlüğü ve ... aleyhine idari yargıda tazminat davası açtığı, ......

      -TL'nin tapu iptal ve tescil kararının kesinleştiği tarih olan 08/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından duruşmalı olarak ve feri müdahil ....zafeten tapu sicil müdürlüğü tarafından ise duruşmasız olarak temyiz edilmiştir Dava dilekçelerindeki açıklamalara göre, Orman Yönetimi tarafından açılan davanın tapu iptal ve tescil ile elatmanın önlenmesi davası, gerçek kişi tarafından açılan dava ise, TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat istemine ilişkin iken Orman Yönetimi tarafından açılan tapu iptal davası sonucu kurulan hükmün düzelterek onanması ile kesinleşmiş olup, TMK 1007 gereği açılan tazminat davası temyize konudur....

        Delillerin İncelenmesi ve Gerekçe: Asıl dava TMK'nın 1007. maddesinde düzenlenen tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı maddi tazminat davası, birleşen dava ise tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık konuları; davacıya ait taşınmazın tapu kaydının iptalinden kaynaklı zarardan davalı Maliye Hazinesi'nin sorumlu olup olmadığı, tazminat miktarı ve hesaplama yöntemine ilişkindir....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davalarıdır. Mahkemece yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekilinin Husumete yönelik yapılan istinaf incelemesinde; 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun “Sorumluluk” kenar başlığını taşıyan 1007. maddesi; “Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet, zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder. Devletin sorumluluğuna ilişkin davalar, tapu sicilinin bulunduğu yer mahkemesinde görülür.” hükmünü içermektedir. Burada Devlete yüklenen sorumluluk kusursuz sorumluluktur....

        Yerel mahkemece tapu sicil memurlarının tapu sicilinin tutulmasında, davacının mülkiyet hakkının kaybında kusurlu veya kusursuz haksız bir eyleminin olmadığı, kadastro sırasında önceki zabıt defterine göre tapusu verilen taşınmaz, kadastro geçtikten sonra dava dışı kişi adına tescil edildiği, bu durumda tapu sicilinin hukuka aykırı tutulduğu iddiasının yetersiz olduğu, tespite itiraz davası sonucu da mülkiyet hakkını kazanamadığı hal böyleyken taşınmaz satım sözleşmesinin zapta karşı tekeffül hükümleri uyarınca varsa zararını dava dışı 3. kişilerden talep edebileceği gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine bölge adliye mahkemesince; tapu işlemlerinin kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden sıralı işlemler olup tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan TMK'nın 1007. maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğu ancak Devletin...

          DAVA KONUSU : Tazminat (Tapu Sicillerinin Tutulması Kaynaklı Rücuen) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili ilk derece mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin Samsun ili, Tekkeköy ilçesi, Yağbasan Mahallesi, 417 parsel taşınmazın tapu kayıtlarına güvenerek tapuda hiçbir kısıtlamada yer almadığı için taşınmazın bir kısmına fındık dikerek tsarrufta bulunduktan sonra davalı hazine tarafından tapu iptali ve tescil davası açıldığını, taşınmazından 1147,30 m2 iptali nedeniyle zarara uğradığını, Samsun 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 05/04/2016 tarihli 2015/179 E. 2016/450 K. Sayılı kararı ile müvkekili adın kayıtlı olan dava konusu taşınmazın 1147 ,30 m2 sinin tapu kaydının iptaline, orman olarak sınırlandırılmasına karar verilip kararın kesinleştiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davalının 1.000,00 TL tazminat ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          Burada, kusursuz sorumluluğun dayanağı, yanlış tesciller ve sicile güven ilkesi sonucu, malvarlığına ilişkin hakların yeri doldurulmaz biçimde değişmesi ve bu hakların sahiplerinin onlardan yoksun kalmaları tehlikesinin varlığı ile açıklanabilir. Gerçekten, tapu sicilinin tutulmasını üzerine alan Devlet, sicile tanınan güvenden ötürü, hak durumuna aykırı kayıtlardan doğan tehlikeyi de üstlenmektedir. Görülmektedir ki; kusursuz sorumluluğun bir biçimi olan tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan Devletin sorumluluğu, bir tehlike sorumluluğudur. Tapu müdürü ya da memurunun kusuru olsun ya da olmasın, tapu sicilinin tutulmasında kişilerin malvarlığı çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Kusurun varlığı ya da yokluğu Devletin sorumluluğu için önem taşımamakta, sadece Devletin memuruna rücu durumundaki iç ilişkide etkili olmaktadır....

            Anılan madde uyarınca Devletin sorumluluğunun kapsamı, tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak birbirini izleyen işlemler olup tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda oluşan hataları da kapsamaktadır. Bir başka deyişle, kadastro işlemleri, tapu kütüğünün oluşumuna dayanak oluşturduğundan, bu işlemler nedeniyle tapu kütüğünde oluşacak yanlışlıklar nedeniyle doğacak zararlar da TMK'nın 1007. maddesi kapsamındadır. Devletin sorumluluğu kusursuz sorumluluk niteliğinde olup, tapu siciline bağlı çıkarların ve mal varlığına ilişkin (ayni) hakların, yanlış tescil sonucu sicile güven ilkesi yönünden değişmesi ya da yitirilmesi, bu haklardan yoksun kalınması temeline dayanır. Çünkü sicillerin doğru tutulmasını üstlenen Devlet, sicillerdeki yanlış kayıtlardan doğan zararları ödemeyi de üstlenmektedir....

              tarihteki gerçek değerinin hesaplattırılması, bu şekilde tapu sahibinin gerçek zararının saptanması, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu, bozma kararına yanlış anlam yüklenmek suretiyle ve bozmadan önceki yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak karar verilmiş olması usûl ve kanuna aykırıdır....

                UYAP Entegrasyonu