WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davasıdır. 4721 sayılı TMK'nın "Sorumluluk" kenar başlığını taşıyan 1007. maddesi ''Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.'' hükmünü içermekte olup, bu maddede düzenlenen sorumluluk, kusura dayanmayan (objektif) bir sorumluluk türü olup, tapu müdür ya da memurunun kusuru olsun ya da olmasın, sicilin tutulmasında, k...ilerin malvarlığı çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Kusurun varlığı ya da yokluğu Devletin sorumluluğu için önem taşımamakta, sadece, Devletin memuruna rücu halinde iç il...kide etkili olmaktadır....

    Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir. 5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir....

      Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir. 4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir....

        İncelenen dosya kapsamına göre, davacı tarafın satış vaadi sözleşmesinin tapu siciline şerh verilmemesi nedeniyle taşınmazı devir alan belediyeye karşı dava açma hakkını kullanamadığından zarara uğradığı iddiasıyla TMK'nın 1007. maddesi uyarınca dava açtığı, anılan madde uyarınca düzenlenen sorumluluğun, tapu sicilinin, ayın hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayandığı, objektif (kusursuz) sorumluluk niteliğinde olduğundan, kusur şart olmayıp, sorumluluğu doğuran olayla zarar arasında sebep-sonuç ilişkisinin varlığı yeterli bulunduğu, zararı doğruna olay ile zarar arasında uygun illiyet bağının kurulması halinde Devletin sorumluluğunun doğacağı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türü niteliğinde bulunduğu, tapu siciline şerh verilmesi halinde vaat borçlusuna karşı ileri sürülebilen dava hakkının, taşınmazı devir alan üçüncü kişilere karşı...

          aynı tapu kaydı nedeniyle 229 parsele komşu olan çok sayıda parselden toplam 3.931.926 m2 yer verildiği ve tapu yüzölçümünden fazla taşınmaz edindikleri gözönünde bulundurularak tespite itiraz davasının reddiyle yüzölçümü düzeltilen taşınmazın Hazine adına tesciline karar verildiği ve kararın onanarak kesinleştiği, tapu memurunun sicili yanlış tutmasından kaynaklı bir eyleminin bulunmadığı, sicilin mahkeme kararına dayanarak oluşturulduğu gerekçesiyle, Yargıtay 20....

          Tapu kayıtlarının düzgün tutulmasında kamu yararı bulunup, kamu düzenine ilişkin kayıt düzeltme davalarında mülkiyet nakline meydan vermemek için tapu maliki ile adının düzeltilmesi istenen kişinin aynı şahıs olup olmadığının saptanması gerekir. Eldeki davada mahkemece yeteri kadar araştırma yapılmadan davanın kabulüne karar verilmiştir. Şöyle ki; nüfus müdürlüğünden yapılan araştırmada davacının murisi dışında “... oğlu 1927 doğumlu ... ...” ve “... oğlu 1885 doğumlu ... ...” isminde iki kişinin daha bulunduğu bildirilmiştir. Mahkemece, ... oğlu 1927 doğumlu ... ...'in mirasçıları duruşmada tanık olarak dinlenilmesine rağmen ... oğlu 1885 doğumlu ... ...'in mirasçıları duruşmada tanık olarak dinlenmemiş ve taşınmazlarda bir mülkiyet iddialarının olup olmadığı araştırılmamıştır. Ayrıca keşif mahallinde dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıklar ile duruşmada dinlenen tanıkların beyanları davacıların iddiasını kanıtlamaya yeterli bulunmamaktadır....

            Tapu sicil müdür ya da memurunun kusuru olsun olmasın, tapu sicilinin tutulmasında kişilerin mameleki çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Kusurun varlığı ya da yokluğu Devletin sorumluluğu için önem taşımamakta, sadece Devletin memuruna rücuu halinde iç ilişkide etkisi söz konusu olmaktadır. Tapu sicilinin tutulmasında kişi çıkarlarının korunması bakımından uyulması gereken kurallar tapu mevzuatı ile sınırlı olmayıp, bu mevzuat dışındaki hukuk kurallarına ve hukukun genel ilkelerine de uyulması gerekmektedir. Tapu müdür ya da memurlarının ihlal ettikleri hukuk kuralları ister genel olsun ister salt sicilin tutulmasıyla ilgili olsun her iki halde de ortaya çıkan sonuç tapu sicilinin hukuka aykırı tutulmuş olmasıdır (Dr.Lale Sirmen, Tapu Sicilinin Tutulmasından Doğan Zararlardan Devlet’in Sorumluluğu, ..., 1976 Sh.63 vd)....

              Değerlendirme ve Gerekçe : Dava TMK'nın 1007. maddesinde düzenlenen tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir. Yalova 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2015/761 E. 2016/118 K. sayılı kararının incelenmesinde; davacı Orman Genel Müdürlüğüne izafeten Yalova Orman İşletme Müdürlüğü tarafından iş bu dosyanın davacıların murisi aleyhine tapu iptal ve tescil davası açıldığı, davanın kabulü ile Altınova İlçesi, Çavuşçiftliği köyü, 513,514, 515 parsel sayılı taşınmazların malik adına olan tapu kaydının iptal edilerek Hazine adına Orman vasfı ile tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği, kararın 30/01/2020 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık konuları; davacıya ait taşınmazın tapu kaydının iptalinden kaynaklı zarardan davalı T4'nin sorumlu olup olmadığı, tazminat miktarı ve hesaplama yöntemine ilişkindir....

              Dava, tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir. Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından, ayın hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan, zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir. Anılan madde uyarınca Devletin sorumluluğunun kapsamı, tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak birbirini izleyen işlemler olup tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda oluşan hataları da kapsamaktadır. Tapu sicilinin unsurları, TMK'nın 1000 ilâ 1003. maddeleri arasında ve Tapu Sicil Tüzüğünün 7. maddesinde gösterilmiştir....

                Tapu kayıtlarının düzgün tutulmasında kamu yararı bulunup, kamu düzenine ilişkin kayıt düzeltme davalarında mülkiyet nakline meydan vermemek için tapu maliki ile adının düzeltilmesi istenen kişinin aynı şahıs olup olmadığının saptanması gerekir. Eldeki davada mahkemece nüfus müdürlüğünden tapu maliki “...” isminde bir kimsenin olup olmadığı konusunda araştırma yapılmamıştır. Mahkemece nüfus müdürlüğünden davacının murisinin tapu kaydındaki kimlik bilgileri yazılarak “...” isminde başka kişi olup olmadığı araştırılarak, oluşacak sonucu göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 20.09.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu