Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAZMİNAT -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; Türk Medeni Kanunu'nun 1007. Maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 21.01.2013 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.01.2013 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2013 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 5. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 5. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 09.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Davalı hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, MK. 1007 maddesine göre Hazinenin sorumlu olabilmesi için tapu sicilinin tutulmasından zarar doğmuş bulunması, memurun hukuka aykırı eylemi olması, zarar ile eylem arasında illiyet bağı bulunması ve zararın tapu sicilinin hukuka aykırı biçimde tutulmasından doğması hususlarının birlikte gerçekleşmesi gerektiğini, Kadastro Müdürlüğü açısından ise dava konusu olan zarara neden olan işlem kadastro çalışmaları sırasında gerçekleşmiş idari bir işlem olduğunu, yerel mahkeme kararının kaldırılarak davının reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazminat talebine ilişkindir....

    CEVAP Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; husumet ve zamanaşımı itirazında bulunduğu, tapu sicilinin yanlış tutulmasından kaynaklı bir zararın söz konusu olmadığını, davanın haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi ile tapu sicilinin tutulmasından doğan zarardan ötürü devletin doğrudan sorumlu olacağı ilkesinin benimsenmiş olduğunu, bu davalarda zararın sicil tutma kavramına giren bir işlemden veya böyle bir işlemin yerine getirilmemiş olmasından doğması gerektiğini; ancak kadastro işleminden kaynaklanan ve tapu sicilinin tutulması kapsamında değerlendirilmesi hukuken mümkün olmayan dava konusu işlem nedeniyle Hazinenin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, yargılamada belirecek nedenlerle haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın öncelikle pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden ve esastan reddini talep etmiştir. III....

      Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekilleri 11/02/2014 havale tarihli dava dilekçeleri ile vekil edenlerin tapuya güvenerek 06/06/2006 tarihinde satın aldığı ... ilçesi 119 ada 18 parsel sayılı taşınmazın tapu sicilinde 16.668 m² olarak gösterilen yüzölçümünün yörede 2013 yılında ...tarafından yapılan kamulaştırma işlemi sırasında 12439,78 m² olduğunu öğrendiklerini, tapu sicilinin gerçek durumu yansıtmadığı ve tapu sicilinin tutulmasından Hazinenin sorumlu olduğunu belirterek 4248,22 m²'lik bölüm yönünden bilirkişi incelemesi sonucu belirlenecek gerçek zararın şimdilik 100.000.-TL’sine dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini talep etmişlerdir. Yargılama sırasında davacı vekillerince harcı yatırılmak suretiyle talep edilen tazminat miktarı 198.816,70.-TL’ye arttırılmıştır....

        Görülmektedir ki; kusursuz sorumluluğun bir biçimi olan tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan Devletin sorumluluğu, bir tehlike sorumluluğudur. Tapu müdür ya da memurunun kusuru olsun ya da olmasın, tapu sicilinin tutulmasında kişilerin malvarlığı çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Kusurun varlığı ya da yokluğu Devletin sorumluluğu için önem taşımamakta, sadece Devletin memuruna rücu durumundaki iç ilişkide etkisi söz konusu olmaktadır. Tapu sicilinin tutulmasında kişi çıkarlarının korunması bakımından uyulması gereken kurallar tapu sicilinin tutulmasına ilişkin yasal düzenlemelerle sınırlı olmayıp bu yasal düzenlemeler dışındaki hukuk kurallarına ve hukukun genel ilkelerine de uyulması gerekmektedir. Tapu müdür ya da memurlarının ihlal ettikleri hukuk kuralları ister genel olsun ister salt sicilin tutulmasıyla ilgili olsun, her iki durumda da ortaya çıkan sonuç tapu sicilinin hukuka aykırı tutulmuş olmasıdır (Dr....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan zararın TMK.'nun 1007. maddesi uyarınca tazmini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı ... vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan zararın TMK.'nun 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, ... vekilince temyiz edilmiştir. Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre, davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan zararın TMK.'nun 1007. maddesi uyarınca tazmini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan zararın TMK.'nun 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir. Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre, davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

              Dava,TMK’nın 1007. maddesine dayalı olarak açılan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; TMK’nın 1007. maddesinde düzenlenen tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan dolayı açılacak davalar için kanunda özel bir zamanaşımı süresi öngörülmemiştir. Ancak 6098 sayılı Borçlar Kanununun 146. maddesindeki, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir.” şeklindeki kanuni düzenlemenin bir gereği olarak uygulama ve öğretide kanunen özel bir zamanaşımı süresi öngörülmeyen alacak veya tazminat davaları 10 yıllık genel zamanaşımına tabi tutulmuştur. Bu nedenle, eldeki davada tapu sicilinin tutulmasından doğduğu iddia edilen zararın tazmini istendiğine ve bu tazmini alacakla ilgili kanunda aksine bir hüküm bulunmadığına göre, bu zarar alacağının da, 6098 sayılı BK'nın 146. maddesinde öngörülen 10 yıllık genel zamanaşımı süresine tabi olduğunun kabulü gerekir....

                Mahkemece, satış işlemi ile ilgili olarak resmi senet başlıklı belge verildiği, tarafların imzalarının alındığı; ancak, işlemde görevlilerin imzalarının bulunmadığı; işlem masrafları ve harçların alınmadığı; satış işleminin, yevmiye defteri ile tapu kütüğüne işlenmediği gerekçeleriyle tapu sicilinin tutulmasının söz konusu olmadığı belirtilerek yazılı biçimde karar verilmiştir. Dosya kapsamından, usulsüz olduğu ileri sürülen işlemlerin tapu sicilinin tutulmasından kaynaklandığı ve TMK'nun 1007. maddesi kapsamında olduğu anlaşılmaktadır. Şu durumda, mahkeme görevli olup uyuşmazlığın esasının çözümlenmesi gerekir. Karar, açıklanan nedenle yerinde görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 05/03/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Dava 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davasıdır. Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi, tapu sicilinin aleniliği ve tapu siciline güven ilkelerinin yansımasının sonucu olarak, mülkiyet hakkı ya da başkaca bir aynî hak edinen kişinin, bu sicilin tutulması nedeniyle uğradığı zararın tazminine ilişkin olup, buna göre "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur”. Yargıtay ... Genel Kurulunun 18.11.2009 gün ve 2009/4-383 E. - 2009/517 K.; 16.06.2010 gün ve 2010/4-349 E. 2010/318 K. sayılı kararlarında da vurgulandığı gibi Tapu işlemleri kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğundan ve tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda yapılan hatalardan TMK'nın 1007. maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulü gerekir....

                    UYAP Entegrasyonu