SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle:------ sözleşmesinden kaynaklanan haksız rekabete ilişkin tazminat davalarında görevli mahkemenin iş mahkemeleri olduğunu, müvekkillerinin her ne kadar iş sözleşmelerinde rekabet yasağı şartı konulmuş ise de, müvekkillerinin iş akitlerini iş kanunu 24 maddesi uyarınca haklı nedenle feshedildiğini, müvekkilinin davacı işverenin meslek sırları---- hakkında bilgi sahibi olabilecek bir işçi olmadığını, bu nedenle iş sözleşmesindeki rekabet yasağının şartının geçersiz olduğunu, ayrıca rekabet yasağı------ olarak ---- neden olabilecek nitelikte, belirlenen cezai şart fahiş rekabet yasağı şartı tek taraflı, ---------- şekilde işveren lehine düzenlenmiş olduğunu, rekabet yasağının sınırları kesin ve net olarak belirlenmediğini bu nedenlerle rekabet yasağı şartının geçerli olmadığını beyan ederek öncelikle görevsizlik kararı verilmesini, ayrıca davanın usul ve esastan reddine, yargılama giderleri vekalet ücretinin de karşı tarafa yükletilmesine...
DELİLLER : Davacı iddiasını ispata yönelik olarak; iş sözleşmesi, gizlilik sözleşmesi, rekabet yasağı sözleşmesi, ihtarname, tanık, mesaj kayıtları, arabuluculuk tutanağı ve bilirkişi deliline dayandığı görülmüştür. Davalı vekili savunmasını ve iddialarını ispat yönünde; iş yeri sicil dosyası, SGK kayıtları, mesajlar, tanık anlatımları, bilirkişi incelemesi, dosyaya sunulu rekabet yasağı sözleşmesinde el ile doldurulan kısımlarla imzanın aynı zamanda yazılıp yazılmadığının Adli Tıp Kurumunca incelenmesi, müvekkilinin telefon numarası değiştirdiğine ilişkin kayıtlar, Yargıtay içtihatlarına dayandığı görülmüştür. DEĞERLENDİRME :Dava; davacı işveren tarafından davalı işçi aleyhine açılan rekabet yasağının ihlalinden doğduğu ileri sürülen cezai şartın tahsili istemine ilişkindir. İzmir ....İş Mahkemesi'nin ... Esas ve ......
Rekabet yasağına ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 444–447.maddeleri hizmet sözleşmesine ilişkin hükümler içinde düzenlenmiştir. Her iki kanunda da rekabet yasağına ilişkin sözleşmenin kurulması ve sınırları özellikle işçinin korunması ilkesi dikkate alınarak düzenlenmiştir. Gerçekten, işçinin çalışma hakkı, rekabet yasağına ilişkin sözleşmelerin yer, süre ve konu itibariyle sınırlandırılmasını gerektirmektedir. İşçi ile işveren arasında sözleşmenin sona ermesinden sonraki dönem için rekabet yasağına ilişkin bir anlaşma olmadıkça, Borçlar Kanunu'ndaki hükümler tek başına işverene talep hakkı vermez. Başka bir anlatımla, taraflarca rekabet yasağı konusunda anlaşma yapılmışsa işveren, sözleşmeye aykırı davranıldığını ileri sürerek cezai şart ya da tazminat talebinde bulunabilecektir. Bu nedenle, burada borcun kaynağı kanun değil, iş sözleşmesidir. İş sözleşmesi devam ederken----- zaten rekabet yasağı bulunduğundan bu konuda ayrı bir anlaşmanın varlığına gerek yoktur....
GEREKÇE: Dava, rekabet yasağı sözleşmesi ile karalaştırılan iş akdinin feshinden sonra işçinin rekabet etmeme yasağına aykırı davranışları iddiasına dayalı cezai şartın tahsiline ilişkin alacak ve manevi tazminat davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, dava konusu uyuşmazlığın çözümünde hangi mahkemenin görevli olduğu noktasındadır. Taraflar arasında 06/12/2021 tarihinde belirsiz süreli iş sözleşmesi imzalanmıştır. Davalı 28/02/2033 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere istifa etmek suretiyle iş akdini feshetmiştir. Davacı taraf, işçinin iş sözleşmesiyle kararlaştırılan rekabet yasağına aykırı davrandığından bahisle kararlaştırılan cezai şartın tahsili istemiyle eldeki davayı açmıştır....
Hukuk Dairesi'nin 2021/3076 Esas 2021/9789 karar sayılı ilamı; "İşçi ile işveren arasında sözleşmenin sona ermesinden sonraki dönem için rekabet yasağına ilişkin bir anlaşma olmadıkça, Borçlar Kanunu'ndaki hükümler tek başına işverene talep hakkı vermez. Başka bir anlatımla, taraflarca rekabet yasağı konusunda anlaşma yapılmışsa işveren, sözleşmeye aykırı davranıldığını ileri sürerek cezai şart ya da tazminat talebinde bulunabilecektir. Bu nedenle, burada borcun kaynağı kanun değil, iş sözleşmesidir. İş sözleşmesi devam ederken işçinin sadakat borcu gereği zaten rekabet yasağı bulunduğundan bu konuda ayrı bir anlaşmanın varlığına gerek yoktur. Rekabet yasağının ihlali halinde işveren, iş sözleşmesine aykırı davranıştan ötürü sözleşmeyi haklı nedenle feshedebileceği gibi, varsa zararının tazminini de isteyebilecektir....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, iş akdinin sona ermesinden sonraya ilişkin rekabet yasağı düzenlemesinin ihlali iddiasından kaynaklı davanın halinde görevli mahkemenin açık yasa hükmü uyarınca asliye ticaret mahkemeleri olduğunu, rekabet yasağı düzenlemesinin iş sözleşmesi içerisinde yer almasının, rekabet yasağı sözleşmesinden doğan uyuşmazlığın, iş ilişkisi nedeniyle ortaya çıktığı sonucunu hiçbir şekilde doğurmayacağını, Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere, kanun koyucunun davanın mutlak ticari dava olarak kabulünde güttüğü amacın ticari sır kavramının ticaret mahkemesince değerlendirilmesi olduğu açık olduğunu, ilk derece mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılmasını zorunlu olduğunu, bu nedenlerle kararın kaldırılmasını talep etmiştir....
Rekabet etmeme borcunun işçinin öteki borçları gibi her iş sözleşmesi için söz konusu olan borçlardan olmadığı, iş sözleşmesinin devamı süresince işçinin işverenle rekabet etmemesi sadakat borcu içinde yer alan bir yükümlülük olduğu buna karşılık, tarafların iş ilişkisi devam ederken sözleşmenin bitiminden sonra işçinin rekabet etmeyeceğine ilişkin bir hükmün iş sözleşmesine konulmasını veya bu konuda ayrı bir sözleşme (rekabet yasağı sözleşmesi) yapılmasını kararlaştırabileceği, iş sözleşmesi sona erdikten sonra işçinin işverenle rekabet etmeme borcunun ancak böyle bir yükümlülük sözleşmesi ile kararlaştırıldığı takdirde sözkonusu olduğu, iş sözleşmesinin devamı sırasında işçinin sadakat borcundan kaynaklanan rekabet etmeme yasağına aykırılık halinde, bu tür davalara bakmakla görevli mahkeme iş mahkemesi olduğu ancak iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra rekabet yasağına aykırı hareket edilmesi halinde, bu tür davaların ticaret mahkemesinde incelenip karara bağlanması gerektiği yönünde...
Yukarıda ayrıntılarıyla açıklandığı üzere, İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri ve Yargıtay ilgili daireleri istikrarlı şekilde konuyu yeniden değerlendirerek görevli mahkemelerin İş Mahkemeleri olduğu yönünde görüş bildirmiş, mahkememizce yapılan değerlendirmede de işçi ile işveren arasında sözleşmenin sona ermesinden sonraki dönem için rekabet yasağına ilişkin bir anlaşma olmadıkça, Borçlar Kanunu'ndaki hükümlerin tek başına işverene talep hakkı vermeyeceği, başka bir anlatımla, taraflarca rekabet yasağı konusunda anlaşma yapılmışsa işverenin, sözleşmeye aykırı davranıldığını ileri sürerek cezai şart ya da tazminat talebinde bulunabileceği, bu nedenle, burada borcun kaynağının kanun değil, iş sözleşmesi olduğu, iş sözleşmesi devam ederken işçinin sadakat borcu gereği zaten rekabet yasağı bulunduğundan bu konuda ayrı bir anlaşmanın varlığına gerek olmadığı, rekabet yasağının ihlali halinde işverenin, iş sözleşmesine aykırı davranıştan ötürü sözleşmeyi haklı nedenle feshedebileceği gibi, varsa...
Davalı vekili, rekabet yasağı sözleşmesinin BK’nın 348. vd. maddeleri uyarınca geçerli bir sözleşme olmadığını, ekonomik açıdan zarar verici nitelikte ve fahiş cezai şartın indirilmesi gerketiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında 02/06/2008 tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesi imzalandığı ve yine aynı tarihli rekabet yasağı sözleşmesi bulunduğu, ancak davalının haklı bir neden olmaksızın işten ayrıldığı ve aynı iş kolunda başka bir şirketle çalışmaya başlayarak rekabet yasağı sözleşmesine aykırı davrandığı, yapılan ekonomik sosyal durum ve malvarlığı araştırmasına göre cezai şart miktarının davalının ekonomik yönden mahvına sebep olacak nitelikte görülmediği, indirim yapılmasını gerek olmadığı anlaşılmakla davanın kabulüne, davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin aynı şartlarla devamına, davacının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir....
sonraya ilişkin rekabet yasağı ihlali iddiasından kaynaklı davanın hallinde görevli mahkemenin açık yasa hükmü uyarınca ticaret mahkemeleri olduğu, rekabet yasağı düzenlemesinin iş sözleşmesi içerisinde yer almasının, rekabet yasağı sözleşmesinden doğan uyuşmazlığın, iş ilişkisi nedeniyle ortaya çıktığı sonucunu hiçbir şekilde doğurmayacağı, Yargıtay içtihatlarında da içtihat edildiği üzere, kanun koyucunun davanın mutlak ticari dava olarak kabulünde güttüğü amacın ticari sır kavramının ticaret mahkemesince değerlendirilmesi olduğu açık olduğundan İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....