Davalı vekili cevap dilekçesinde;davacının iddialarının asılsız olduğunu,davacının talebi ile nişanın bozulduğunu,nişanın bozulması nedeniyle davalının aslında zarara uğradığını,nitekim davalının bu nedenle işyerini kapatmak durumunda kaldığını,yine sadakatsizlik iddiasının da doğru olmadığını savunarak,davanın reddini istemiştir. Mahkemece;davanın kısmen kabulü ile;1.200,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş,hüküm süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre,taraf vekillerinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. ....'...
Taraflar arasındaki nişanın bozulması nedeniyle maddi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın davalı ... yönünden reddine, davalı ... yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü: Dosya içeriğine göre davacının reddedilen maddi tazminat davası değeri 20.000,00 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davacı vekilinin reddedilen maddi tazminat davası yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. Yukarıda gösterilen sebeple, davacı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir....
Davacı-karşı davalının, kendisinin reddedilen ve davalı-karşı davacının kısmen kabul edilen manevi tazminat istemine yönelik istinaf itirazlarının incelenmesine gelince; İlk derece mahkemesinin davacı-karşı davalının nişanın bozulması nedeniyle manevi tazminat isteminin reddi, davalı-karşı davacının manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne yönelik kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla davacı-karşı davalının kendi manevi tazminat talebinin reddi, davalı-karşı davacının manevi tazminat talebine yönelik istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir. Ancak; ilk derece mahkemesinin 05/01/2018 tarihli ilk kararında davalı-karşı davacı lehine 2.000 TL manevi tazminata hükmedildiği ve davalı-karşı davacının miktar yönünden istinaf kanun yoluna başvurmadığı, ilk karara yönelik olarak sadece davacı-karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmaktadır. Bu halde manevi tazminat miktarı yönünden, davacı-karşı davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşmuştur....
Davalı savunmasında, nişanlılık süresi boyunca davacının sürekli üzerinde baskı kurduğunu, bunalttığını, bunun üzerine davacıdan ayrılmak istediğini belirttiğini, ancak bunu şaka yollu söylediğini, tekrar barışmak istediğinde de davacının kabul etmediğini, nişanın davacı taraf yüzünden bozulduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, nişan hediyelerinin iadesi talebinin reddine, manevi tazminat talebinin ise kısmen kabulü ile ....000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Ancak, TMK.nun 121.maddesi “Nişanın bozulması yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun bir miktarda para ödenmesini isteyebilir.” hükmünü içermektedir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı-karşı davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin nişanın bozulması nedeniyle aile ve çevresine karşı küçük düşürüldüğünü, itibarının zedenlendiğini, asıl davanın reddine, reddedilen karşı davalarının kabulüne karar verilmek üzere yerel mahkeme kararının müvekkili lehine kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava Nişanın Bozulması ve Hediyelerin Geri Verilmesi ve Manevi Tazminat (TMK.nun 121. mad.) davasıdır. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı-karşı davacı taraf; kabul edilen asıl dava, reddedilen karşı davaları yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....
Bu maddeye göre, nişanın bozulması nedeniyle mutad dışı hediyelerin geri alınmasına ilişkin davalarda kusur aranmaz. Nişanın bozulması halinde alışılmışın dışındaki hediyeler aynen, mevcut değilse mislen geri verilir veya karşılığı sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri istenir. Alışılmış (mutad) hediyelerden kasıt giymekle, kullanmakla eskiyen ve tüketilen eşyalardır. Kural olarak giymekle, kullanılmakla eskiyen ve tüketilen (elbise, ayakkabı vs. gibi) eşyaların iadesine karar verilemez. Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre; nişan yüzüğü dışında kalan tüm altın, takı ve ziynet eşyaları mutad dışı hediye olarak kabul edilmiştir. Öyle ise mahkemece, bu ilke ve esaslar gözetilerek davalıya, davacı nişanlısı tarafından takıldığı sabit olan 2 adet saatin de iadesine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir....
Bu maddeye göre, nişanın bozulması nedeniyle mutad dışı hediyelerin geri alınmasına ilişkin davalarda kusur aranmaz. Nişanın bozulması halinde alışılmışın dışındaki hediyeler aynen, mevcut değilse mislen geri verilir veya karşılığı sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri istenir. Alışılmış (mutat) hediyelerden kasıt giymekle, kullanmakla eskiyen ve tüketilen eşyalardır. Kural olarak giymekle, kullanılmakla eskiyen ve tüketilen (elbise, ayakkabı vs. gibi) eşyaların iadesine karar verilemez. Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre; nişan yüzüğü dışında kalan tüm altın, takı ve ziynet eşyaları mutat dışı hediye olarak kabul edilmiştir. Davalı tarafa takılan bilezik mutat dışı hediye olup, iadesinde bir usulsüzlük yoktur. Ancak; 6100 sayılı HMK'nun 26.maddesinin 1. fıkrasında; “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmü yer almaktadır....
Taraflar arasında nişanın yapıldığı, aileler arasındaki anlaşmazlık nedeniyle bu nişanın bozulmasından sonra yine tarafların biraraya geldikleri, karı koca olarak birlikte yaşanıldığı halde resmi nikahın yapılmadığı bu nedenle davacının kişilik haklarının saldırıya uğraması nedeniyle davalıdan manevi tazminat istediği anlaşılmaktadır. Uyuşmazlığın çözümünde TMK’nun 121. maddesinin de tartışılması gerekeceğinden, bu durumda uyuşmazlığın Aile Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Aksaray 2. Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 03.07.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Manevi Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm * nişanın bozulması sebebiyle manevi tazminata ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay * 3. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Dosyanın görevli Yargıtay * 3. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 28.01.2008 (pzt.)...
Nişanın bozulması nedeniyle mutad dışı hediyelerin geri alınmasına ilişkin davalarda kusur aranmaz. Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre; nişan yüzüğü dışında kalan tüm altın, takı ve ziynet eşyaları mutat dışı hediye olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle nişanın bozulması nedeniyle nişanlıların birbirlerine veya ana ve babanın ya da onlar gibi davrananların diğer nişanlıya vermiş oldukları ziynet eşyaları verenler tarafından geri istenebilir. Hediyelerin verildiği ve iade edilmediği hususu her türlü delille de ispat edilebilir. TMK.nun 123. maddesinde "Nişanlılığın sona ermesinden doğan dava hakları, sona ermenin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar" denilmektedir....