"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Nişanın Bozulması Nedeniyle Maddi-Manevi Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm nişanın bozulması nedeniyle maddi ve manevi tazminata ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay 3. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 13.01.2010 (çrş.)...
Maddi tazminat istenebilmesi için nişan haklı bir sebep olmaksızın bozulmuş olmalı ya da nişan taraflardan birine yükletilebilen bir sebeple bozulmuş olmalıdır. Davacı iddiasını kanıtlarsa uygun bir tazminata hükmedilir. Davacı iddiasını her türlü delille ispat edebilir. Somut olayda davacı taraf, nişanın bozulması nedeniyle maddi zarar uğradığını iddia ederek maddi tazminat isteminde bulunmuş, mahkemece davacının maddi tazminat isteminin kabulüne karar verilmiş ise de, davacı taraf, nişanın davalının kusurlu davranışları sonucu bozulduğunu ispat edememiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava nişanın bozulmasından kaynaklı manevi tazminat (TMK.nun 121. mad.) davasıdır. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı taraf süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. Mahkememizce; re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan (HMK.nun 355. maddesi) inceleme sonucunda; İlk derece mahkemesince davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği saptanmıştır. 4721 sayılı TMK. nun 121. maddesine göre, nişanın bozulması yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir. Bilindiği üzere; manevi tazminat, haksız bir eylemin yarattığı üzüntünün, duyulan elem ve acıların giderilmesini amaçlayan bir tazminattır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 28/03/2019 NUMARASI : 2016/781 E 2019/316 K DAVA KONUSU : Nişanın Bozulması Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat, KARAR : Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen mahkemenin kararına karşı, davacı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu, dosyanın istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiği ve istinaf isteminin süresi içerisinde yapıldığı anlaşılmakla dosya incelendi....
davada verilen hüküm yönünden ise; TMK'nun 121.maddesine göre; nişanın bozulmasından kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan (nişanlıdan) manevi tazminat olarak uygun bir miktarda para ödenmesini isteyebilir....
O halde mahkemece; davalı (karşı davacı) vekilinin müvekkilinde olduğunu kabul ettiği 74,87 gram ziynetlerin belirlenip, davacıya iadesi yönünde karar verilmelidir. 2-Davalı (karşı davacı) lehine hükmedilen manevi tazminat yönünden; TMK.'nın 121.maddesine göre “Nişanın bozulması yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir”. Nişanın bozulmasının, taraflarda üzüntü yaratması ve menfaatleri haleldar etmesi doğaldır. Doğal olan bu üzüntü ve menfaat ihlali manevi tazminata esas alınmaz. Bir kere nişanlandıktan sonra tazminat ödeme tehdidi altında bulunmak suretiyle evlenmeyi taraflar için zorunlu hale getirebilecek şekilde manevi tazminata hükmedilemez. Ancak nişanın bozulması nedeni ile fahiş bir zarar doğmuş ve bu nedenle kişilik hakları da saldırıya uğramış ise bu durumun ispatı halinde manevi tazminata hükmedilebilir....
Asıl dava; nişanın bozulması nedeniyle, nişan hediyelerinin aynen, bunun mümkün olmaması nakden davalıdan tahsili ile nişanın bozulmasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Birleşen dava ise; nişanın bozulması nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı (birleşen dosyanın davacısı) vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmeyerek reddedilmiştir. Davalı (birleşen dosyanın davacısı) vekilinin kabul gören temyiz itirazlarına gelince; 1-Asıl davanın davacısı lehine hükmedilen manevi tazminat yönünden; Kural olarak nişanın bozulması yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir....
iadesine veya bedellerinin tahsiline, 10.000 TL manevi tazminat ile, 1.000 TL maddi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
GEREKÇE : İstinaf incelemesi sonucu Dairemizin 09/06/2023 tarih, 2023/715 esas ve 2023/1133 karar sayılı karar ile davalı-davacı kadının nişan bozulması sebebiyle manevi tazminat davasının tefrikine karar verilmiş, kadının nişan bozulması sebebiyle manevi tazminat davası Dairemizin yukarıda belirtilen esasına kaydedilmiştir. Davacı kadın tarafından açılmış olan “nişan bozulması sebebiyle manevi tazminat” hukuki sebebine dayalı (TMK m.121) eldeki davada, resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak (HMK md. 355) Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; 4721 sayılı TMK. nun 121.maddesine göre; nişanın bozulması yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir. Bilindiği üzere; manevi tazminat, haksız bir eylemin yarattığı üzüntünün, duyulan elem ve acıların giderilmesini amaçlayan bir ödencedir....
Ancak nişanın bozulması nedeni ile fahiş bir zarar doğmuş ve bu nedenle kişilik hakları da saldırıya uğramış ise bu durumun ispatı halinde manevi tazminata hükmedilebilir. Bu hali ile tek başına nişanın bozulması olgusu, manevi tazminata yol açan haksız fiilin eylemi kabul edilmeyecek olup, ayrıca, nişanın bozulması ile oluşan doğal üzüntü ve menfaat ihlalinin tazminat bakımından yeterli görülmesi halinde tazminat yaptırımı tarafları evlenme akdi yapmaya yönelteceğinden, bu durum kişilerin evlenme sözleşmesine ilişkin irade serbestisini ortadan kaldırma sonucunu doğuracaktır. Bu bakımından manevi tamzinat giderimi yerine kişinin evlenme akdine yönelik irade özgürlüğüne değer atfetmek muhakkak ki daha doğru olacaktır....